Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Abdullah Bin Muhammed Mürteiş
  30 Mart 2018 Cuma , 23:34
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; ırak evliyaları, Bağdat evliyaları, Abdullah Bin Muhammed Mürteiş

evliyânın Büyüklerinden. İsmi, Abdullah Bin Muhammed Mürteiş En-nişâbûrî Olup, Künyesi, Ebû Muhammed'dir. Mürteiş Diye Tanınır. Aslen Nişâbur'un Hîre Nâmıyla Meşhûr Mahallesinden Olup Bağdâd'a Yerleşti.şunûziyye Mescidinde İkâmet Eder. Orada Sohbetine Devam Edenlere Allahü Teâlânın Emir Ve Yasaklarını Anlatır, Dünyanın Zevk Ve Eğlencelerinin Geçici, Âhiretin İse Ebedi Olduğunu Bildirirdi. 939 (h.328) Senesinde Bu Mescidde Vefât Etti.

ebû Hafs-ı Haddâd'ın Talebelerindendir. Ayrıca Cüneyd-i Bağdâdî, Ebû Osman Mağribî Ve Diğer Büyük Zâtlarla Görüşüp Sohbet Etti. Kısa Zamanda Yetişip ırak'ta Zamânının Bir Tânesi Oldu. Dünyâya Düşkün Olmaması, Haram Ve Şüphelilerden Çok Sakınması Belli Başlı Vasıflarıydı.

abdullah Mürteiş Hazretleri Tasavvuf Yoluna Girip Bu Yolda İlerlemesini Ve Buna Sebeb Olan İbret Verici Hâdiseyi Şöyle Anlatmıştır:

babam, Bulunduğumuz Yerin İleri Gelenlerinden İdi. Bir Gün Evimizin Önünde Otururken Yanıma Bir Genç Geldi. Sırtında Hırka, Başında Eski Bir Külâh Vardı. Fasîh, Açık Bir Lisân İle Benden Bir Şey İstedi. Ben; "sapasağlam Bir Genç Olsun Da, Utanmadan Dilencilik Yapsın, Olacak Şey Değil!" Diye Düşündüm Ve Kendisine Hiç Cevap Vermedim. Bana Sertçe; "kalbine Gelen Şeyden, Allahü Teâlâya Sığınırım." Dedi. Bunu Duyunca Çok Korktum Ve Kendimden Geçerek Yere Düştüm. Hizmetçilerimizden Biri Bu Hâlimi Görüp Yanıma Gelmiş. Kendime Geldiğimde, Başımı Dizine Koyup, Beni Ayıltmaya Çalışıyordu. Herkes Etrafıma Toplanmıştı. O Gencin Gittiğini Öğrendim. Çok Üzüldüm Ve Yaptığıma Çok Pişman Oldum. O Gün Böyle Geçti. Gece Olunca Bu Dert Ve Elem İle Uyudum. Rüyâmda Hazret-i Ali'yi Gördüm. O Genç De Yanında İdi. Bana:

"keşke Öyle Düşünmeseydin Ve Buna Bir Şeyler Verseydin. Allah Rızâsı İçin Hiç Bir Şey Vermeyeni Allahü Teâlâ Sevmez." Buyurdu.

sabah Olunca Kendime Âit Ne Varsa, Hepsini, Allah Rızâsı İçin İhtiyâcı Olanlara Dağıtıp, Sefere Çıktım. Bağdâd'a Gelip İlim Öğrenmeye Başladım. On Beş Sene Sonra Babamın Vefât Ettiğini Haber Alıp, Nişâbur'a Geldim. Babamdan Bana Çok Büyük Servet Kalmıştı. Onu Da Allah Rızâsı İçin Dağıtıp Bağdâd'a Döndüm. O Gencin, O Bakışı Hâlâ Gözümün Önünde. Devamlı Üzülüp, Pişman Oluyordum.

vefât Edinceye Kadar Da Bu Üzüntünün Böyle Devâm Ettiği Bildirildi.

hocası Ebû Hafs-ı Haddâd, Abdullah Mürteiş'e İlim Öğrenmesi İçin Seyâhat Etmesini Söylemişti. Hocasının Bu Emrine Uyarak, İlim Öğrenmek İçin Her Sene Kilometrelerce Yol Yürür, Uğradığı Bir Şehirde On Günden Fazla Kalmazdı. Bir Gün Rakka'ya Geldi. İbrâhim-i Kassâr Kendisine Bir Tabakta Üzüm Ve Ekmek Gönderdi. Verilen Hediyelere Karşı, Hediye İle Cevap Verdiği İçin Kaftanını Sattı. İbrâhim-i Kassâr'a Bâzı Hediyeler Alıp Gönderdi.

abdullah Mürteiş Hazretlerinin Menkıbeleri Çok Olup Sâlih Bir Zat Şöyle Anlatmıştır: Bağdâd'da Bulunuyordum. Hacca Gitmeyi Arzu Ediyordum. Gitmek İçin Hiçbir Şeyim Yoktu. Kendi Kendime; "abdullah Mürteiş Hazretleri Bana Bir Aba, Elbise Ve Masraflarım İçin De On Beş Gümüş Hediye Etse. Elbiseyi Giyerim Gümüşler İle De Kova, İp Ve Ayakkabı Alırım Yolda Sıkıntı Çekmem." Diye Düşündüm.

bu Sırada Kapı Çalındı. Açıp Bakınca, Abdullah Mürteiş Hazretlerini Gördüm. Çok Şaşırdım Bana, Bir Aba, Elbise Ve On Beş Gümüşü Uzatıp; "bunları Al." Buyurdu.

almak İstemedim, Fakat; "al, Beni Üzme, Bunlar İstemiş Olduğun Şeylerdir." Dedi. Mahcûbiyetle Aldım...

bir Defâsında Ramazân-ı Şerîf Ayının Son On Günü Câmide Îtikâfa Başladı. Ancak Birkaç Gün Sonra Îtikâfı Bırakıp Çıktı. Sebebini Soranlara:

"mescidde Bâzı Kimselerin Riyâ İle, Gösteriş Yaparak İbâdet Edip, Kur'ân-ı Kerîm Okuduklarını Gördüm. Bu Hâlleri Sebebiyle, Onlara Gelecek Olan Belâdan Korkup Dışarı Çıktım." Dedi.

abdullah Mürteiş Hazretleri Nasîhat Ve Sohbetleriyle Uzun Müddet İnsanlara Rehberlik Yapmıştır. Bir Defâsında Da Nasîhat İsteyenlere; "size Nasîhat Vermeye Benden Daha Münâsib Ve Benden Daha Hayırlı Olanlara Gidiniz. Böylece Beni De, Sizlerden Çok Daha Hayırlı Olan Rabbimle Berâber Bırakmış Olursunuz Ve Ben De Hep O'nunla Meşgûl Olurum." Buyurdu.

hastalığı Artıp Vefâtı Yaklaştığı Sırada Huzûrunda Bulunan Sevenlerine Borcu Olduğunu, Elbisesini Satmalarını Ve Borcunu Ödemelerini Söyledi. Sonra Buyurdu Ki:

"allahü Teâlâya Duâ Edip Bana Üç Şeyi Nasîb Etmesini İstedim.

birincisi Pekçok Dost Ve Büyük Zâtlarla Görüşüp Sohbet Ettiğim Şunûziyye Câmiinde Vefât Etmek.

ikincisi Vefât Edip, Dünyadan Ayrılırken Dünyalık Bir Şeyim Olmasın İstedim. Şu Altımda Serili Olan Hırkamdan Başka Bir Şeyim Yok! Ben Vefat Edince Onu Da Altımdan Alıp Satın. Parasıyla Bir Şeyler Alın Ve Fakirlere Verin...

üçüncü İsteğim De Şu İdi: Ben Vefât Ederken Yanımda Sevmediğim Kimse Bulunmasın. Burada Bulunanların Hepsini Seviyorum. Şu Anda Aranızda Sevmediğim Kimse Yok. Elhamdülillah Bu Arzumun Üçü De Oldu."

buyurdu Ki:

"kul, Allahü Teâlânın Sevgisini, Allahü Teâlânın Sevmediklerine Düşman Olmakla Kazanır. Allahü Teâlânın Sevmedikleri İse, İnsanı Allahü Teâlâdan Uzaklaştıran Şeylerin Hepsidir."

"tasavvuf Güzel Ahlâktır. Bu Da Üç Kısımdır: Birincisi, Hakk İle Beraber Olmak Yâni Allahü Teâlânın Emirleine Uymak Ve Bu Hususta Gösterişten Uzak Durmaktır.

ikincisi Halk İle Beraber Olmak. Bu Da Büyüklere Karşı Saygı Ve Edeb, Küçüklere Karşı Şefkat, Emsallere İse İnsaflı Ve Âdil Davranmakla Olur.

üçüncüsü Nefse Sâhib Olmak. Bu İse Nefsin Boş İsteklerine, Hevâ, Hevese Ve Şeytana Uymamakla Olur. Kim Bu Üç Husûsu Nefsinde Doğru Bir Şekilde Tatbik Ederse Güzel Huylulardan Olur."

"tasavvuf Tamâmen Ciddiyettir. Şaka Nevinden Olan Herhangi Bir Şeyi Ona Karıştırmayınız."

"kul Ne İle Muhabbete Nâil Olur?" Diye Sorulunca; "allahü Teâlânın Evliyâsına Dost Olmak, Düşmanlarına Da Düşman Olmakla" Buyurdu.

yine Buyurdu Ki:

"kalbin, Allahü Teâlâdan Ve O'nun Dostlarından Başkasına Meyletmesi, O Kalbin Hasta Olduğuna İşârettir."

"sebeplere Yapışmalı, Fakat Bu Durum, O Sebeblerin Ve Her Şeyin Yaratıcısı Olan Allahü Teâlâya Îtimâd Ve Tevekkül Etmeye Mâni Olmamalıdır."

"bütün İşlerin Netîcesinin Sıhhatli Ve Faydalı Olabilmesi İçin İki Şart Vardır: Sabır Ve İhlâs."

"irâde, Nefsin Arzularına Muhâlefet Edip, Onu Allahü Teâlânın Emirlerine Yöneltmek Ve Kendisi İçin Allahü Teâlânın Takdir Ettiğine Râzı Olmaktır."

"kul, Muhabbet Makâmına, Allahü Teâlânın Dostlarını Sevmek Ve Allahü Teâlâya Düşman Olanlara Düşmanlık Etmekle Kavuşur."

"amellerin En Üstünü; Doğru Amel İşlemek, Sünnet Üzere Hizmete Devâm Etmektir."

"kalbin Allahü Teâlâdan Başkasına Meyletmesi, Allahü Teâlânın Azâbını Çabuklaştırır."

"yaptığı Amellerin, Kendisini Cehennem Azâbından Kurtarıp, Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşturacağını Zanneden Kimse, Büyük Hatâ Etmiştir. Allahü Teâlânın Fadlı Ve İhsânı İle Kurtulabileceğini Düşünen Kimseyi, Allahü Teâlâ Rızâ Makamlarının En Sonuna Ulaştırır. Allahü Teâlâ Kur'ân-ı Kerîmde Yûnus Sûresi 58. Âyet-i Kerîmesinde Meâlen Buyurdu Ki: "de Ki: Allahü Teâlânın İhsânı Ve Rahmetiyle, İşte Yalnız Bunlarla Ferahlansınlar. Bu, Onların Toplamakta Olduklarından (dünya Menfaatinden) daha Hayırlıdır."

"allahü Teâlâyı Rab Olarak Tanı. O'nu Bir Olarak İkrâr Et Ve O'na Hiç Bir Şeyi Ortak Koşma. Tevhîdin Esâsı Bu Üç Şeydir."

"allahü Teâlânın, Senin Rızkına Kefil Olduğuna Îtimâd Et Ve Sana Emrettiği İbâdetleri Yapmaya Çalış! Böyle Yaparsan, Evliyâdan Olursun."

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

üstün Kimse!..

abdullah Bin Mürteiş'in Dostlarından Bir Kısmı Bâzı Kimselerin Hallerinden Bahsederek; "falan Kimse Su Üzerinde Yürüyor. Onun Bu Hâline Ne Dersiniz?" Diye Sordular. Buyurdu Ki:

"allahü Teâlânın Yardımı İle Nefsinin Arzularına Uymayan Kimse, Havada Uçandan Ve Su Üzerinde Yürüyenden Daha Üstündür."

 

beyitler

keşke Yardım Etseydim!

abdullah-ı Mürteiş, Evliyâ-yı Kirâmdan

şiddetle Kaçınırdı, Şüpheli Ve Haramdan.

 

dünyâya Zerre Kadar, Vermez İdi Bir Değer,

methetti Kendisini, Evliyâ Ve Âlimler.

 

hânesinin Önünde, Otururken Bir Zaman,

genç Bir Kişi Gelerek, Para İstedi Ondan.

 

vardı Gencin Üstünde, Hem De "yeni Bir Abâ"

düşündü: "bu Ne İçin, Dileniyor Acaba?

 

yaşı Genç, Sakat Değil, Hem Yeni Elbisesi,

yakışır Mı Bu Gence, El Açıp Dilenmesi?"

 

bunları Düşünerek, Vermedi Cevap Bile,

genç Ayrıldı Ondan, "kırılmış Bir Kalp" İle.

 

eli Boş, Boynu Bükük, Gidince Öyle Mahzun,

bu Sefer Pişman Oldu, Düşündü Uzun Uzun.

 

para Vermediğine, Çok Üzülüp İçinden,

göremedi Bir Daha, Koştuysa Da Peşinden

 

dedi Ki: "ne Olaydı, Kırmasaydım Hiç Onu,

nereden Biliyordum Nâ Ehil Olduğunu,

 

rabbimiz Bakıyor Mu, Hiç Benim Günâhıma?

devamlı Gönderiyor, Rızkımı Her Gün Ama.

 

belki O, Rabbimizin, Çok Sevdiği Kuluydu,

heyhât! Bana Yakışan, Muâmele Bu Muydu?"

 

yaptığı O Hatânın, Kalarak Tesirinde,

yatıp, Bir Rüyâ Gördü, O Günün Gecesinde.

 

şöyle Ki Otururdu, Allah Arslanı Ali

dikkat Etti, Vardı Hem, Yanında O Genç Dahi.

 

hazret-i Ali Ona, Buyurdu Ki Hemence:

"ne İçin Bir Tasadduk, Eylemedin Bu Gence?

 

hâlbuki Bir Kimsenin, Varken Malı, Parası,

tasadduk Eylemezse, Sevmez Onu Mevlâsı.

 

uyanınca Kapladı, Kendisini Bir Keder,

dağıttı Nesi Varsa, Kalmadı Maldan Eser.

 

hiç Unutamıyordu, Buna Rağmen O Ânı

"ben Niçin Boş Çevirdim, O Fakir Müslümanı?"

 

ve Hemen Çıktı Yola, Bağdat Medresesine,

ilim Tahsil Eyledi, Orada On Beş Sene.

 

babası Zengin Olup, Çoktu Malı, Parası,

vefât Edip Tamâmen, Ona Kaldı Mîrâsı.

 

onu Da Fakirlere, Dağıtarak Bittamam,

başladığı Tahsîle, Gece-gün Etti Devâm.

 

ebû Hafs-ı Haddâd'dan, Alıp Tasavvuf Dersi,

vilâyet Makâmında, Yükseldi Derecesi.

 

buyurdu Ki:"allah'ı, Hakkıyla Sevmek İçin,

o'nun Düşmanlarını, Sevmesin Kalbin, İçin.

 

ne Ki Uzaklaştırır, Seni Hak Teâlâdan,

yaklaşma Yanlarına, Uzak Dur Hep Onlardan.

 

eğer Ki Meyl Ederse, Kalbin "hak"tan Gayriye,

o Kalp Hasta Demektir, Bak Hemen Tedâvîye.

 

dünyalık Kimselerle, Kurma Hiç Münâsebet,

"allah Adamları"yla, Bulunmağa Gayret Et.

 

onların Her Bakışı, "devâ"dır Kalp Derdine,

şakî Olmaz Gidenler, Onların Sohbetine.

 

kaynaklar

1) Hilyet-ül-evliyâ; C.10, S.355

2) Tabakât-üs-sûfiyye; S.349

3) Nefehât-ül-üns; S.198

4) Tezkiret-ül-evliyâ; C.2, S.72

5) Sıfât-us-safve; C.2, S.261

6) Şezerât-üz-zeheb; C.2, S.317

7) Tabakât-ül-kübrâ; C.1, S.105

8) Târih-i Bağdâd; C.7, S.221

9) Risâle-i Kuşeyrî; S.150

10) Fâideli Bilgiler; S.167

11) Câmiu Kerâmât-il-evliyâ; C.2, S.104

12) Tabakât-ül-evliyâ (ibn-i Mulakkın); S.141

13) Tabakât-üs-sûfiyye (ensârî); S.386

14) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.3, S.350

15) Hazinet-ül-meârif; C.2, S.193

16) Sefînet-ül-evliyâ; S.147

Yorumlar
Kod: DA2GA