Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Abdullah Herâtî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:40
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Şam evliyaları, Abdullah Herâtî

mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Yetiştirdiği Velîlerden. İsmi Abdullah'tır. Herâtlı Olduğu İçin Herâtî Veya Hirevî Nisbeleriyle Meşhûr Olmuştur. Doğum Ve Vefât Târihleri Kesin Olarak Bilinmemektedir. Şam'da Vefât Etti. Kabri Kâsiyun Dağı Eteğinde Mevlânâ Halîd-i Bağdâdî Hazretlerinin Türbesi Yanındaki Kabristandadır.

horasan'ın Herât Şehrinde Dünyaya Gelen Abdullah Herâtî, Memleketinde Çeşitli İlimleri Tahsîl Edip Kendini Yetiştirdi. Sonra Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşturacak Mânevî Yolu Gösteren Bir Rehber Aramaya Başladı. Bu Sırada ırak'ın Süleymâniye Şehrinde Medresede Talebe Okutmakta İken Aldığı Mânevî Bir İşâretle Hindistan'da Bulunan Büyük Evliyâ Şah Gulam-ı Ali Abdullah-ı Dehlevî'ye Talebe Olmaya Giden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri, Yolculuk Esnasında Herât'a Geldi. Abdullah Herâtî İle Karşılaştı. Abdullah Herâtî Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerine Arkadaş Olmak İsteyince Aralarında Şu Konuşma Geçti:

-nereye Gidiyorsun?

-evliyânın Sultanı, Şâh Abdullah Dehlevî Hazretlerine Talebe Olmaya, Onun Mânevî Feyzlerinden İstifâde Etmeye Ve Beni ıslâh Etmesi İçin Gidiyorum.

-ben Seninleyim.

bunun Üzerine Mevlânâ Hâlid Hazretleri:

-dönüşümü Bekleyin, Buyurdu. Abdullah-ı Herâtî;

-ben ırak'a Gider Orada Sizi Beklerim, Dedi.

bu Sebeple Musul'a Geldi. Orada İlim Tahsîli İle Uğraştı. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, Abdullah-ı Dehlevî Hazretlerinin Sohbetleriyle Şereflenip, İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatmakla Vazîfeli Olarak Bağdâd'a, Oradan Da Süleymâniye'ye Geldiği Sırada Abdullah-ı Herâtî De Süleymâniye'ye Geldi. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Hizmetine Girip Talebesi Oldu. Uzun Müddet Hizmet Ve Sohbetlerinde Bulunup Mânevî Feyzlerine Kavuştu. Tasavvuf Yolunda İlerledi Ve Yüksek Evliyalık Derecelerine Kavuştu. Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin En Önde Gelen Talebelerinden Olup, Süleymâniye, Bağdâd Ve Şam'da Bulunduğu Sırada Hizmetinden Hiç Ayrılmadı. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî, İnsanlara Allahü Teâlânın Emir Ve Yasaklarını Anlatmak, Onların Dünya Ve Âhirette Kurtuluşa Ermelerine Rehberlik Yapmaları Hususunda Ona  Mutlak İcâzet Ve Hilâfet Verdi.

abdullah-ı Herâtî Çok Sevdiği Hocasının Yanından Ve Hizmetinden Ayrılmaz, Hocası Da Onu Çok Severdi. Bu Sevgisinin Neticesi Abdullah-ı Herâtî'yi ırak'taki Mallarını Korumak Ve Fakirlerin Haklarını Vermekle Vazîfelendirdi. Abdullah-ı Herâtî, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî'nin ırak'taki Hububat Çeşidi Malından Ne Çıkarsa Hepsini Toplar, Fakirlerin Haklarını Ayırıp Öşürlerini Verdikten Sonra Bir Kâfile İle Şam'a Yollardı. Bunların Eksiksiz Yerine Ulaşması İçin Son Derece İhtimam Gösterirdi.

mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri Vefât Ettiği Zaman Abdullah-ı Herâtî Süleymâniye'de İdi. Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Hilâfet Verdiği Önde Gelen Talebelerinden Şeyh İsmâil Enerânî De Tâuna Yâni Salgın Vebâ Hastalığına Tutulmuştu. Hasta Halinde, Süleymâniye'de Bulunan Abdullah-ı Herâtî'ye Haber Gönderip, Şam'a Gelmesini Ve Şâhitler Huzûrunda, Kendi Yerine Onu Halîfe Bırakacağını Bildirdi. Sonra Da Şâhitlerin Tâuna Yakalanmasından Korktu. Bu Hususta Abdullah Herâtî'ye Bir Ferman Veya İcâzet Yazılmasını İstedi. Arzuladığı İcâzete Şunları Yazdırdı:

bismillâhirrahmânirrahîm

âlemlerin Rabbi Olanallahü Teâlâya Hamd Olsun. Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselâma, O'nun Ehline Veeshâbının Hepsine Salât Ve Selâm Olsun. Şimdi... Ben Yerime, İrşâd Ve İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatmak Makamına, Sâlih, Mücâhid, Felâh, Kurtuluş Bulan, Bu Zamânın Dervişi, İhsan Makâmına Yükselen, En Güzel Şekilde Evliyâ Yolunu İzleyen Yardımcı Efendimiz Şeyh Abdullah Hirevî (herâtî)'yi Oturttum. Onu Yerime Halîfe Bıraktım. Tıpkı, Şeyhim, Üstâdım, Dayanağım, Sığınağım, Bu Varlıkların Kutbu Ebü'l-behâ Ziyâeddîn Mevlânâ Hâlid Nakşibendî Müceddidî'nin Beni Kendi Yerine Bıraktığı Gibi Onu Kendi Yerime Bıraktım.

kendi Usûlüne Göre Emirler Verecek, Yasaklar Koyacak, Diğer Halîfe Ve Müridler Ona İtâat Edeceklerdir. Her Kim Ona Aykırı Davranırsa, O Bizim Yolumuzdan Çıkarılmıştır."

abdullah-ı Herâtî Süleymaniye'den Döndükten Sonra Yazılı Olan İcâzeti Şifâhen Söyledi. Altına Da İsmâil Enerânî Hâlidî İmzâsını Attı. Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin Zamânından Kalma Kim Varsa Hepsi Bu Hilâfeti Kabûl Ettiler.

abdullah-ı Herâtî Kendisine Verilen Hilâfeti Kabûl Etti. Ancak Çok Sevdiği Hocasının Vefâtı Ve Onun En Gözde Talebesi Şeyh İsmâil Enerânî'nin Hastalığı Sebebiyle Üzüntü Ve Kedere Boğuldu. Fakat Kendini Çabuk Toparladı. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Şeyh İsmâil Enerânî'ye Ve Onun Da Kendisine Bıraktığı İrşad Makâmına Oturdu. Mevlânâ Hâlid Efendimizin Âile Fertlerinin Hizmetini Bizzat Üzerine Aldı. Onların İhtiyaçlarını Gidermeye Gayret Etti. Mevlânâ Hâlid Hazretlerinin Muhterem Hanımları Ve Oğlu Şeyh Necmeddîn Bağdâd'a Gitmek İstediğinde Abdullah Herâtî De Onlarla Beraber Bağdâd'a Gitti. Bir Müddet Kaldıktan Sonra Erbil Bögesine Ve Oradan Da Şam'a Döndüler. Her Ne Zaman Bağdâd'a Ve Erbil'e Gidecek Olsalardı Gittikleri Yerlerden Onların Hâlini Hâtırını Sormadan Edemezdi. Onlara Dâimâ Saygılı Davranırdı. Onlar Şam'a Dönüp Geldikleri Zaman Da En Uygun Nasılsa Onların Hizmetini Görür, Hiç Bir Şeylerini Eksik Etmezdi.

büyük Evliyâ Ve Kerâmetler Sâhibi Olan Abdullah-ı Herâtî Hazretleri Uzun Seneler Şam'da Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Dergâhında Kalıp Talebe Yetiştirdi. İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatarak Onların Dünyada Ve Âhirette Seâdete Ermelerine Vesîle Oldu.

ömrünün Sonuna Doğru Şam'daki Ümeyye (emeviyye) Câmiinde Hazret-i Hüseyin'in Şehîd Başının Olduğu Makamda Oturup İbâdet Ve Zikirle Meşgûl İdi. Orada Oturduğu Sırada Rahatsızlandı. Bu Onun Son Hastalığı İdi. Bunu Duyan Talebeleri Ve Halîfeleri Onu Sağlık Üzere Bir Daha Görüp, Duâsını Almak Üzere Kâfile Kâfile Geldiler. Her Birisi Etrafında Pervâneler Gibi Dönüyor, Hizmette Ve Saygıda Kusur Etmemeye Çalışıyordu.

halîfeleri, Abdullah-ı Herâtî Hazretlerine Hastalığının Sâkinlediği Bir Zamanda; "senden Sonra Yerine Halîfe Olarak Kime Tâbi Olmamızı Emredersiniz? İrşâd Halîfeliğini Kime Bırakacaksınız?" Diye Sordular. Abdullah Herâtî Hazretleri:

"bu İş İçin Âlim, Ârif-i Samedânî Şeyh Muhammed Hanî'den Başkasını, Ondan Daha Lâyıkını Görmüyorum. Ben Onda Tam Mükemmel İstikâmetten Başka Bir Hal Görmüyorum. Mevlânâ Hâlid Efendimiz De Vefât Edinceye Kadar Ondan Hoşnud İdi. Benden Sonra Ona Tâbi Olun. Teslimiyet Anahtarlarını Ona Bırakın." Buyurdu.

bu Vasiyeti Yaptıktan Kısa Bir Müddet Sonra Vefât Etti. Tekfîn İşleri Tamamlandıktan Sonra Cenâze Namazı Ümeyye Câmiinde Kılındı. Sevenlerinin Mahzûn Bakışları, Duâ Ve Tekbirleri Arasında Kâsiyun Dağı Eteğindeki Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin Türbesinin De Bulunduğu Kabristana Defn Edildi. Bütün Talebeleri Ve Sevenleri Onun Cenâze Ve Defn Vazifesi Sırasında Hazır Bulundular.

zâhirî İlimlerde Derin Âlim Manevî İlimlerde Yüksek Bir Evliyâ Olanabdullah-ı Herâtî Güzel Ahlâk Sâhibiydi. Mütevâzî Bir Zât Olup İnsanlara Hizmet Etmeyi Severdi. Talebelerinin Her Türlü Derdleriyle İlgilenir Ve Yardımlarına Koşardı.

 

keramet Ve Menkîbeleri

ölüyü Diriltemem

trablusşam Nakîb-ül-eşrâfı Şeyh Abdülfettâh Zağbî Efendi, Yûsuf Nebhânî Hazretlerine Şöyle Anlatmıştır:

bir Defâsında Bir Arkadaşımız Hastalanmıştı. Abdullah İbni Şeyh Hıdır Ez-zağbî'yi De Yanımıza Alıp Ziyâretine Gitmek İstedik. Onu Götürmekten Maksadımız Hastanın Bereketlerinden İstifâde Ederek Şifâya Kavuşması İdi. Ancak Gitmek İstemedi. Çok ısrar Edince Kabûl Edip Bizimle Geldi. Hastanın Yanına Vardığımızda, Şiddetli Hastalığından Hiç Bir Eser Kalmadı. Ayağa Kalkıp Bizi Karşıladı. "hoş Geldiniz." Deyip Konuştu. Ziyâreti Yapıp Yanından Ayrıldık. Ayrılıp Giderken Yolda Şeyh Abdullah Hazretleri; "ben Ölüyü Diriltemem." Dedi. Bu Sözüyle Ziyâretine Gittiğimiz Kişinin Öleceğine İşâret Etmişti. Dedim Ki:

"onun Yüzünde Hiç Ölüm İşâreti Yok."

yine;

"ben Ölüyü Diriltemem." Buyurdu.

sonra Memleketine Gitti. Hasta Arkadaşımız İyileşti Çarşıya Pazara Çıkıp Dolaştı. Ben Şeyh Abdullah Hazretlerinin İşâretine Ve Diğer Taraftan Da Hastanın Sıhhate Kavuşmasına Hayret Ediyordum. Çünkü O Öleceğine İşâret Etmişti. Hasta İse Sapasağlam Olmuştu. Aradan On Gün Kadar Geçti. Bir Gün O Arkadaşın Evinin Bulunduğu Taraftan Ağlama Sesleri İşittim. Merak Edip Sorunca, Arkadaşımızın Vefât Ettiğini Öğrendim. O Zaman Şeyh Abdullah'ın Kerâmetini Anladım.

 

kaynaklar

1) Reşahât Zeyli; S.178

2) Hadâik-ul-verdiyye; S.261

3) Mecd-i Talid Tercümesi; S.105

4) Şems-üş-şümûs Tercümesi; S.106

Yorumlar
Kod: 2YR5Y