mâverâünnehr'de Yetişen Âlimlerin Büyüklerinden. İsmi, Hâce Abdullah-i İsfehânî'dir. İsfehân'da Yaşadığı İçin, Abdullah İsfehânî Olarak Tanındı. Doğum Ve Vefât Târihleri Tesbit Edilememiştir. Fakat Hicrî Dokuzuncu Asrın İkinci Yarısında Vefât Ettiği Bilinmektedir.
büyük Âlim Alâeddîn-i Attâr'ın Talebelerindendir. Sünnet-i Seniyyeye Yapışmada Ve Dînin Emirlerini Yerine Getirmede Çok Gayretli Ve İhtiyâtlıydı. Çok Kerâmetleri Görüldü. Alâeddîn-i Attâr'ın Sohbetine İlk Kavuştuğu Zaman, Hocası Ona Şu Meâlde Bir Beyit Okudu:
senden Eser Kalmasın; Olgunluk Budur.
kendini Vahdette Yok Eyle; Kavuşmak Budur.
(sözlerin Büyüğü, Büyüklerin Sözüdür. O Büyüklerin Sözünde Rabbânî Tesir Vardır.)
hâceabdullah-i İsfehânî Bu Beyti İşittikten Sonra, Bütün Gayretini İlim Öğrenmeye Ve Öğrendiklerine Uymaya Çalıştı. Bulunduğu Yolun Edeblerine Uymağa Çok Dikkat Ederdi. Çok Cömert Ve Mütevâzî İdi.
seyyidlerin Yükseklerinden Birinin ısrâr Ve Teşvîkiyle, Alâeddîn-i Attâr'ın Yolunu Anlatan Gâyet Güzel Bir Risâle Yazdı.
kaynaklar
1) Reşehât Ayn-ül-hayât (arabî); S.79
2) Reşehât Ayn-ül-hayât (osmanlıca); S.146
3) Nefehât-ül-üns S.362
4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.12, S.34
5) Nefehât-ül-üns Tercümesi; S.441