Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Abdüllatîf Câmî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:39
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Özbekistan evliyaları, Harezm evliyaları, Abdüllatîf Câmî

islâm Âlimlerinden Ve Evliyânın Büyüklerinden. Şeyhülislâm Ahmed-i Nâmıkî Câmî'nin Soyundandır. Bunun İçin Câmî Nisbet Edilmiştir. Doğum Târihi Bilinmemektedir. 1555 (h.963) Senesinde Hârezm'de Vefât Etti.

aslen Horasanlıdır. Eshâb-ı Kirâm Düşmanları Horasan'ı İstilâ Edince Âilesi Mâverâünnehr Bölgesine Hicret Etti. Dedeleri Ve Babası Âlim Olup Semerkand Ve Buhârâ'da Pekçok Talebe Yetiştirmişlerdir.

abdüllatîf Câmî İlk Tahsilini Babasından Aldı. Daha Sonra Devrin Büyük Âlimlerinden Muhammed Bin Sıddîk Hubûşânî'nin Talebeleri Arasına Katıldı. Onun Huzur Ve Sohbetlerinde Olgunlaşıp Kemâle Geldi. Zamânında Bulunan Âlim Ve Evliyânın Önde Gelenlerinden Oldu. Haramlardan Ve Şüphelilerden Sakınmaya Çok Dikkat Ederdi. Şüpheli Olmak Korkusu İle Mübahların Bir Çoğunu Terk Ederdi. Her Hâli Ve Hareketi Dînimizin Emirlerine Tam Uygun İdi.

abdüllatîf Câmî Hazretleri Bundan Sonra Hocasından Aldığı İcâzetle, İslâmiyeti Yaymaya Başladı. Çok Sabırlı Ve Cömert Olup Güler Yüzü, Tatlı Dili İle İnsanlara Emr-i Mârûf Yapar, Doğru Yolu Gösterirdi. Talebelerini Devamlı Allahü Teâlânın Dînine Hizmet Etmeye Ve Yaymaya Teşvik Ederdi. Allahü Teâlânın Emir Ve Yasaklarını Bilmeyenlere Öğretmeyenlerin Mesûliyetten Kurtulamayacaklarını Anlatırdı.

1550 Senesinde Hocasının Mânevî İşâretleri İle Anadolu'ya Geldi. Zamânın Pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân Han İle Görüşüp Sohbet Etti. Kânûnî, Sohbetlerinden Çok İstifâde Eder Ve Lezzet Alırdı.

osmanlı Devletinde Peygamber Efendimizin Mübârek Neslinden Olanların Her Türlü İşleri İle İlgilenip, Onların Kayıtlarını Tutan Nakîb-ül-eşrâflık Müessesesi Vardı. Bu Teşkilâtın Başında Bulunan Nakîb-ül-eşrâfın Vazîfesi, Halîfelikten Sonra En Yüksek Hizmetlerden Biri Kabul Edilirdi. Diğer Büyük Zatlar Gibi, Abdüllatîf Câmî De Resûlullah Efendimize Ve O'nun Temiz Nesline Âşıktı. Bir Gün Kânûnî Sultan Süleymân'a Nakîb-ül-eşrâf Seyyid Muhammed Efendiyi; "o, Resûlullah Efendimizin Neslinden Çok Kıymetli Bir Zâttır. Eğer Onların (seyyidlerin) Arzusu Olmasaydı, Anadolu'ya Gelmezdim." Şeklinde Medh Etti. Bu Sözleri İle Nakîb-ül-eşrâflık Müessesesinin Ve Muhammed Efendinin, Dolayısıyle Seyyidlerin Mevkiini Yükseltmiş, Onlara Verilen Kıymet Ve Îtibârın Daha Da Artmasına Vesîle Olmuştu.

şeyh Abdüllatîf Câmî Hazretleri 1551 Senesinde Edirne'den Semerkand'a Gitmek Üzere İki Yüz Dervişten Fazla Bir Toplulukla Dobruca'ya Doğru Yola Çıktı. Kendisini Uğurlamak Üzere Kazasker Abdurrahmân Efendi, Câfer Efendi, Bâzı Vezirlerle Emirler Hazır İdiler. Ancak Dervişler Pek Yoksul Olup Yanlarında Kendilerine Yol Azığı Yapabilecek Hiçbir Şeyleri Yoktu. Atı Olanlar Atlarına Verecek Arpadan Mahrumdular. Şeyh Hazretleri De Atını Dervişlerden Birine Verdiği İçin Yaya Kalmıştı. Bu Hâl Onları Yolcu Edenlerin Üzülmelerine Yolaçtı. Onların Bu Üzüntülü Hâlleri Şeyh'in Gözünden Kaçmadı. Muhabbet Nazarı İle Edirne Tarafına Baktı. Kısa Bir Müddet Sonra Sultanın Hazinedar Başısı Gelerek Herkesin Hayret Dolu Bakışları Arasında, Yüz Bin Akçeden Fazla Bir Parayı Şeyh Hazretlerine Teslim Etti. Hazret-i Şeyh Bu Parayı Yanında Bulunan Yardımcısı Mevlânâ Şihâbüddîn'e Vererek Dervişlerin İhtiyâçlarını Karşılattı. Herkes Ziyâdesiyle Memnun Olup Sultan'a Hayır Duâlar Etti. Bunun Gibi Nice Kerâmetleri Görülmüştür.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

söz Dinlemek!..

abdüllatîf Câmî Hazretleri Birkaç Defâ Hacca Gitti. Bir Sene Hac Dönüşünde, Yolda Düşman Ve Eşkıyâ Tehlikesi Olduğunu Haber Aldılar. Memleketlerine Başka Bir Yoldan Geldiler. Yolda Gelirken, Bir Yerde Mola Verip; "burada Birkaç Gün İstirahat Etmemiz Îcâb Ediyor." Dedi. Yol Arkadaşları Kabûl Edip, Orada Konakladılar. Fakat Hâce Selâhaddîn İsminde Bir Vezîr Ve Yanındaki Birkaç Kişi, Yola Çıkmakta Acele Ettiler. Onlar Yola Çıkınca, Geride Kalanlardan Birkaçı Biz De Çıkalım Diye Abdüllatîf Câmî Hazretlerine Arzettiklerinde,  Müsade Etmedi Ve Gitmede Yine Acele Etmedi. Fakat Acele İle Yola Çıkanlar, Eşkıyâ Eline Düşüp Şehîd Edildiler. O Büyük Zâtı Dinlememeleri Sebebiyle, Başlarına Bu Hâdise Geldi. Abdüllatîf Câmî İse Birkaç Gün Sonra Yola Çıktı. Tehlike De Geçmiş İdi. Sâlimen Memleketlerine Döndüler.

 

kaynaklar

1) Dekâik-ul-ahbâr (süleymâniye Kütüphânesi Yazma Bağışlar Kısmı, No: 1978); Varak: 105 B.

2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (atâî); S. 72

3) Kevakib-us-sâire; C. 3, S. 66

4) Menâkıb-i İbrâhim Gülşenî; S. 193, 423

5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C. 13, S. 184

Yorumlar
Kod: GD6JD