Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Abdurrahmân Bin Ali Sekkâf
  30 Mart 2018 Cuma , 23:43
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Yemen evliyaları, Terîm evliyaları, Abdurrahmân Bin Ali Sekkâf

evliyânın Meşhurlarından. İsmi Abdurrahmân Bin Ali Bin Ebî Bekr Bin Abdurrahmân Es-sekkâf'tır. 1446 (h.850) Senesinde Terîm Şehrinde Doğdu. 1517 (h.923)'de Yemen'de Vefât Etti. Hadîs, Kelâm, Fıkıh Ve Tasavvuf İlimlerinde Tanınmış Âlimlerdendir. İlim Tahsîline Başlayınca, Önce Kur'ân-ı Kerîmi Ezberledi. Seyyid Muhammed Bin Abdurrahmân'dan Kırâat İlmini Öğrendi. Bu İlmin Ehline Kırâatını, Hıfzını Dinletti. Ayrıca Fıkıh Ve Nahiv İlmine Âit Kitaplar Okuyup, Ezberledi. haviyu's Sagîr ve dîvân-ı Şeyh Abdullah Bin Es'ad El-yâfiî'nin Çoğunu Ezberledi. Ezberlediği Bu Metinleri Hocalarına Dinletip Kontrol Ettirdi. Babasından, Amcası Şeyh Abdullah Ayderûs'dan, Meşhûr Âlim Sa'd Bin Ali'den, Meşhûr Fıkıh Âlimi Şeyh Abdullah Bin Abdurrahmân'dan İlim Öğrendi. Sonra Yemen'e Gidip, Tahsîline Orada Devâm Etti. Allâme Abdullah Bin Ahmed İle Allâme Muhammed Bin Ahmed'den Ders Alıp Çeşitli İlimleri Öğrendi. Bu Âlimlerden İşittiklerini Rivâyet Etmek Ve Eserlerini Okutmak Da Dahil Olmak Üzere İcâzet, Diploma Aldı Ve Dört Sene Aden'de Kaldı. Aden'den Zebîd Şehrine Gitti. Orada Da Hâfız Yahyâ El-âmirî'den Ve Safiyüddîn Ahmed Bin Ömer El-meczed'den İlim Öğrendi, İcâzet Aldı. Bu Tahsîlleri Sırasında Hâfız Yahyâ El-âmirî'den Peygamber Efendimizin Mübârek Parmak İzlerinin Bulunduğu Bir Mahalli Göstermesini Ricâ Etti. O Da Kabûl Edip Gösterdi. O Mahalde Parlayan Bir Nûr Gördüler.

abdurrahmân Bin Ali Sekkâf, Bir Elini Devamlı Gizli Tutar, Göstermek İstemezdi. Bir Defâsında Bâzıları ısrarla Sebebini Sorunca Şöyle Anlatmıştır:

peygamber Efendimizi Methetmek İçin Bir Kasîde Yazdım. Sonra Dünyâya Düşkün Olan Bâzı Kimseleri De Methettim. Bunun Üzerine Peygamber Efendimizi Rüyâmda Gördüm. Beni Azarlayıp Elimi Kesmemi Emretti. Ben De Elimi Kestim. Ebû Bekr-i Sıddîk (r.anh) Bana Şefâatçi Olup, Resûlullah'dan Affetmesini Diledi. Bunun Üzerine Af Buyurdular. Kestiğim Elimi Birleştirdim, Eskisi Gibi Oldu. Uyandığım Zaman Elime Bir Baktım, Kesilmiş Ve Birleştirilmiş Olan Yerde Bir İz Vardı. Sonra Elini Çıkarıp O ısrar Edenlere Gösterdi. Baktılar Ki Elindeki O İzden Bir Nûr Parlıyordu.

1475 (h.880) Senesinde Hacca Gitti. Mekke'de Hâfız Es-sehavî'den İlim Öğrenip Rivâyetlerini Ve Eserlerini Nakil Hususunda İcâzet Aldı. Hac Ve Ömre Yaptı. Kâbe'yi Birçok Defâ Tavâf Etti. Bu Ziyâreti Sırasında Kendisinde Üstün Hâller Hâsıl Oldu, Kalbi Nûr Gibi Parladı. Sonra Peygamber Efendimizin Kabr-i Şerîfini Ziyâret İçin Medîne'ye Gitmeye Karar Verdi. Yanında Amcasının Oğlu Vardı. Fakat O Hasta Olması Sebebiyle Memleketine Dönmek İstiyor, Ali Sekkâfın Da Kendisiyle Berâber Dönmesi İçin ısrar Ediyordu.

bu Duruma Çok Üzüldü. Resûlullah'ın Kabr-i Şerîfini Ziyâret Edemeyeceğim Diye Derin Bir Düşünceye Daldı.

abdurrahmân Bin Ali Sekkâ Bu Kederli Hâli İle Kâbe'yi Tavâf Ederken, Birdenbire Karşısına Babası Çıktı. Fakat Babası Memleketleri Terîm Şehrinde İdi. Bu Hâle Çok Şaşırdı. Babası Takdire Râzı Olması Gerektiğini Hatırlattı. O Günün Gecesinde Ayrıca Rüyâsında Peygamber Efendimizi Gördü. Peygamber Efendimiz Başını Okşayıp Tebessüm Ederek; "bizi Ziyâret Edememekten Dolayı Üzüldün. Biz Senden Râzıyız, Seni Kabûl Ettik. İlerde Bizi Çok Güzel Bir Hâlde Ziyâret Edeceksin." Buyurdu.

bu Rüyâdan Sonra Büyük Bir Sevince Gark Olan Abdurrahmân Bin Ali Sekkâf Memleketi Terîm'e Döndü. Büyük Bir Şevkle Babasının Derslerine Devâm Etti. Babasının Bütün Eserlerini Okudu. Büyük İslâm Âlimi İmâm-ı Gazâlî Hazretlerinin ihyâ-u Ulûmiddîn kitabını Babasından Baştan Sona Kırk Defâ Okuyup Bitirdi. Ayrıca Memleketinde Bulunan Diğer Âlimlerden De Okudu. Din Ve Edebiyât İlimleri İle Tasavvuf İlminde, Arapça'da Âlim Oldu. Tahsîlinin Bu Safhasından Sonra İlk Ziyâretinden Altı Sene Sonra İkinci Defâ Hacca Ve Peygamber Efendimizi Ziyârete Gitti.aden'e Ve Zebîd Şehrine, Oradan Da Cidde'ye Varınca Muhammed Bin Tâhir Adında Sâlih Bir Tüccar Ona Hürmet Gösterip Bütün İhtiyâçlarını Karşıladı, Misâfir Etti. Hac İbâdetini Büyük Bir Rahatlık İçinde Yaptıktan Sonra Peygamber Efendimizin Kabr-i Şerîfini Ziyâret İçin Medîne Yoluna Çıktı. Altı Sene Önce Gördüğü Rüyâ Artık Gerçekleşmek Üzere İdi. Medîne'ye Yaklaştığı Sırada Kendisini Medîneli Çocuklar Âdetleri Üzere Karşıladılar. Yanında Yirmi Dinar Parası Vardı. Hepsini Bu Çocuklara Dağıttı. Sonra Peygamber Efendimizin Kabr-i Şerîfini Ziyâret Etti. İçindeki Büyük Hasret Ateşiyle Uzun Zamandan Beri Yanan Ali Sekkâf Murâdına Ermesi Sebebiyle Tarife Sığmaz Bir Mutluluk Ve Sevinç İçinde İdi. Kavuştuğu Bu Nîmetten Dolayı Sevinci Her An Bir Kat Daha Artıyordu. Bu Ziyâreti Sırasında Anlatılamayacak Derecede Ve İfâdeye Sığmayan Hâllere Ve Nîmetlere, Üstün Derecelere Kavuştu.

medîne'ye Vardığı Sırada Melik Eşref Kayıtbay'ın Yakın Adamlarından İbn-i Zaman Adıyla Meşhur Bir Tüccar Da Medîne'de İdi. Tüccar Onu Görünce Çok Hürmet Ve İkrâmda Bulundu. Hattâ Sayısız Mal Ve Eşyâ Hediye Etti.

abdurrahmân Bin Ali Sekkâf Hazretleri Ziyâretini Tamamlayıp Memleketi Terîm'e Döndü. Bu Dönüşünde Akrabâları Ve Memleketin Ahâlisi Onu Büyük Bir Hürmet İle Karşıladı. İnsanlar Onun Sohbetine Ve Derslerine Toplandılar. O Da İnsanlara İlmi Ve Mârifeti Yudum Yudum Sundu. Derslerinde Velîlerin Yazdığı Kitapları Ve Bilhassa ihyâu Ulûmiddîn adlı Eseri Okuturdu. Hadîs İlminde De Âlim Olup Tâliplere Ders Verirdi. Bütün Hallerinin İslâmiyete Uygun Olması Husûsunda Büyük Bir Titizlik Gösterirdi. Az Yer, Az Uyur, Az Konuşurdu. Fakirleri, Garibleri, Yetimleri, Zayıfları Gözetir, Yardım Ederdi. Pekçok Âlim Ve Velî Onu Methetmiştir.

hadîs Âlimlerinden Ve gurer kitabının Müellifi Muhammed Bin Ali Şöyle Anlatmıştır:

rüyâmda Bana Abdurrahmân Sekkâf'ın Üstün Hallerini, Güzel Hasletlerini Söyleyip Çok Methettiler. Sabahleyin Yanına Gittim, Kendi Kendime Hatırımdan; "keşf Ve Kerâmet Sâhibi İse Ben Daha Söylemeden Gördüğüm Rüyâdan Haber Verir." Diye Geçirdim.

evine Yaklaşınca Onu Kapı Önünde Bekler Gördüm. Beni Görünce Tebessüm Edip, Akşam Gördüğüm Rüyâyı Anlattı.

abdurrahmân Bin Ali Sekkâf'ın Vefâtından Sonra Kabrini Ziyâret Ettiğim Zaman Kur'ân-ı Kerîm Okurdum. Bu Sırada Bir Yanlışım Çıksa Veya Bir Yer Unutsam, Kabirden Gelen Bir Ses Doğrusunu Bildirirdi.

terîm Sultânı Muhammed Bin Ahmed İle Şahar Sultânı Arasında Harb Oldu. Abdurrahmân Bin Ali, Terîm Sultânının Muzaffer Olacağını Haber Verdi. Dediği Gibi Oldu.

abdurrahmân Bin Ali'nin Sevdiklerinden Biri Vefât Etti. Definden Sonra, Telkîn İçin Kabrin Başında Durdu. Bir Müddet Sonra Ayrıldı. Bulunanlar, Telkîn Vermeme Sebebini Sordular. Buyurdu Ki: "her Kişinin Telkîne İhtiyâcı Vardır. Lâkin Bana Bunun İhtiyâcı Olmadığı Bildirildi."

abdurrahmân Bin Ali, Bir Gün Mervân Mescidinde Talebelerine Ders Okuturken, Mescidin Bir Kenârına Bir Şeyin Düştüğü Görüldü. Oradakilerden Birine; "git, O Düşen Şeyi Getir!" Buyurdu.

o Kişi, Düşen Şeyi Getirdi. Bu, Üzeri Mühürlenmiş Bir Zarf İdi. Zarfı Açıp İçindekini Okudu. Sonra Bir Kâğıda Cevâbını Yazıp; "bunu, Gelen Mektubun Düştüğü Yere Bırakın." Buyurdu. Oraya Koydular.

az Sonra Bir Kuş Gelip, O Mektubu Aldı Gitti. Talebeleri Sebebini Sordular. O Da;

"sevdiğimiz Muhammed Ba'bâd Bize Haber Göndermiş. Biz De Cevâbını Yazdık." Buyurdu.

 

kaynaklar

1) Câmiu Kerâmât-il-evliyâ; C.2, S.63

2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.13, S.210

3) El-meşre-ur-revî; C.2, S.134

Yorumlar
Kod: KH9NG