O adi ahdnameye bir kurt olmuş musallat.
Allahü teâlâ’nın ismi hariç, bir güve,
Yazıları kemirip, yok etmiş tamamiyle.
Giyinip, aceleyle Kâbe’ye vardı hemen.
En azılı müşrikler, gördü onu ilerden.
Şöyle hasıl oldu ki onlarda zann-ı galip:
Muhammed’i teslime geliyor Ebu Talip.
Halbuki o yaklaşıp, dedi: (Ey Kureyşliler!
Yeğenim, biraz önce verdi ki şöyle haber:
O yazmış olduğunuz sahife var ya sizin,
Ona, bir ağaç kurdu musallat olmuş ilkin.
Sonra o yazıları, sırf (Allah) ismi hariç,
Tamamını yemiş ve bir yazı kalmamış hiç.
Bizim aleyhimizde yazdığınız o adi,
Kağıdı getirin de, görelim onu haydi!
Eğer bu doğru ise, ederim ki ben yemin,
Onu koruyacağız, durdukça ruy-u zemin.
Siz dahi bunu görüp, insaf edin de hemen,
Vaz geçin yaptığınız bu feci işkenceden.)
Müşrikler, Beytullah’ın duvarında asılı,
O menfur sahifeyi indirdiler hasılı.
Ve açıp gördüler ki, doğruymuş hakikaten.
(Allah) isminden gayri, yazılar gitmiş hepten.
Ne diyeceklerini şaşıran o kâfirler,
Muhasara zulmüne, böylece son verdiler.
Lakin vaz geçmediler o düşmanlıklarından.
Daha sert davrandılar eski yaptıklarından.
Ve lakin yapsalar da türlü zulüm, eziyet,
Yine yayılıyordu her yere islamiyet.
Kâfirler, var gücüyle baltalarken bu işi,
Daha çok parlıyordu her gün islam güneşi.
Onların müminlere uygulamış olduğu,
Üç yıllık ablukanın, nihayet son bulduğu,
Günlerdi ki, Necran’dan bir gurup hıristiyan,
Resul’ü görmek için gelmişlerdi o zaman.
Bunlar, islamiyet’i yeni işitmişlerdi.
Hemen Resulullah’ı görmeye gelmişlerdi.
Resul ile, Kâbe’de görüşen bu kimseler,
Ona, islam hakkında çok sual yönelttiler.
Çok mükemmel cevaplar alıp Resulullah’tan,
Allah’ın Resulü’ne oldular hepsi hayran.
Resulullah, onları islama etti davet.
Hepsi de, seve seve getirdiler şehadet.
Resul’den izin alıp, geriye dönerlerken,
Ebu Cehil, onlara dedi ki gelip hemen:
(Siz ne ahmaksınız ki, Onu bir kez gördünüz.
Hemence tâbi olup, dininizden döndünüz.)
Dediler: (Biz hak dini, yeni bulduk nihayet.
Cenab-ı Hak size de, nasib etsin hidayet.
Sizin gibi bir iki cahilin sözüyle biz,
İyi bilin ki asla, dinimizden dönmeyiz.)