Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Ahmed Bin Alevî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:43
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Yemen evliyaları, Terîm evliyaları, Ahmed Bin Alevî

evliyânın Büyüklerinden. İsmi, Ahmed Bin Alevî Bin Muhammed Bin Ali Bin Cuhdeb Bin Muhammed Bin Abdullah Bin Alevî'dir. Yemen'de Doğdu. Doğum Târihi Belli Değildir. 1565 (h.973)'te Yemen'in Terîm Şehrinde Vefât Etti. Kabri Zenbil Kabristanında Olup Ziyâret Edilmektedir.

ahmed Bin Alevî Küçük Yaşta İlim Öğrenmeye Başladı. Kâdı Ahmed Şerîf, Abdullah Bin Abdurrahmân, Şeyh Abdurrahmân Bin Ali Gibi Zâtlardan Tasavvuf, Fıkıh, Hadîs İlimlerini Öğrendi. Tasavvuf İlminde İleri Derecelere Kavuştu. Kâmil Bir Zât İdi. Çok Kerametleri Görüldü. Zâhid, Dünyaya Düşkün Olmayıp Aza Kanâat Ederdi. Derslerinde İbâreleri Gâyet Açık, Net Ve Tâne Tâne Olurdu. Derslerinde Ve Sohbetlerinde Tasavvuf Büyüklerinden Nakiller Yapardı. Peygamber Efendimizin Sünnet-i Seniyyesine Uymakta Gayretli İdi. Ekseriyetle Sükût Üzereydi. Cenab-ı Hakkın Büyüklüğünü, Verdiği Nimetleri Düşünür, Susardı. Zarûret Olmadan Konuşmazdı. Geceleri Çok İbâdet Ederdi.

bir Gün Talebelerinden Birinin Çocuğu Vefât Etti. O Talebe Buna Çok Üzüldü. Çocuğunu Kucaklayıp, Doğruca Hocası Ahmed Bin Alevî'nin Huzûruna Götürdü Ve; "efendim, Allahü Teâlâya Duâ Edin De, Ya Bu Oğlumu Diriltsin Veya Benim De Rûhumu Alsın." Dedi. Ahmed Bin Alevî, Kâdı Muhammed Bin Hüseyin'e Dönüp; "bunun İçin Duâ Etmek Câiz Midir?" Buyurdu. O Da; "bir Zararı Ortadan Kaldırmak Veya Bir İyilik Sebebiyle Câizdir." Dedi. O Zaman Ahmed Bin Alevî Talebesine; "senin İçin Hayırlı Olan Duâda Bulunacağım. Yavrum! Kazaya Rızâ Gösterip Sabredeceksin. Allahü Teâlâ, Bu Yavruyu Sana Emânet Verdi. Şimdi Geri Alırken Sana Çok Sevâb, İyilik Verecek, Acıyarak Doğru Yolda İlerlemeni, Yükselmeni İhsân Edecektir. Bu Merhamete Ve İhsâna Kavuşabilmek İçin Sabretmeli, O'nun Yaptığını Hoş Görmelisin. Kızar, Bağırıp Çağırırsan, Sevâba Kavuşamazsın. O'nun Emrine Râzı Olup, Kazâya Rızâ Göstereceksin." Buyurup, Duâ Etti. Talebe De; "efendim, Allahü Teâlânın Takdîrine Râzı Oldum." Dedi.

ahmed Bin Alevî, Az Yer Az İçerdi. Gıdâsı Çoğunlukla Sütten İbâretti. Bâzan Birkaç Gün Yalnız Bir Hurma Kâfi Gelirdi. Helâl Lokma Yemeye Çok Dikkat Ederdi.

talebelerinden Biri; "efendim Sizden Yemek Yeme Arzusu Nasıl Gitti? Siz Gençliğinizde Yerdiniz." Diye Sordu. O Da; "gençliğimden Sonra Zamanla Öyle Bir Hal Meydana Geldi. Nasıl Şu Gördüğün Duvarın Bir Şeye Arzusu Yok, Bende De Tıpkı Onun Gibi Yemek Arzusu Kalmadı." Dedi Ve Şöyle Buyurdu.

"âlimler Buyurdular Ki: Yemenin Yedi Mertebesi Vardır. Birincisi Yaşayacak Kadar Yemek; İkincisi, Farz Namazı Kılacak Ve Farz Olan Orucu Tutacak Kadar Yemek. Bu İki Mertebe Yemek Farzdır. Üçüncüsü, Nâfile Olan Namazı Ve Nafile Orucu Tutabilecek Kadar Yemek. Bu Kadar Yemek Müstehabdır. İmâm-ı Gazâlî Bu Konuya Dâir; "akıl Sâhiplerinin Gâyesi Cennet'te Allahü Teâlâya Kavuşmaktır. Allahü Teâlâya Kavuşmak İse, İlim Ve Amel İle Olur. Bunlara Bedenin Sıhhati Ve Selâmeti İle Devâm Edilebilir. Bedenin Sıhhat Ve Selâmeti İse Yiyeceklerden Alınan Gıdâlarla Olur. Ancak Gıdâlar İhtiyaç Mikdârı Alınmalıdır. Bu Yüzden Selef-i Sâlihinden Bâzı Âlimler Bedenin İhtiyacı Olan Gıdâyı Almayı Din İşlerinden Saymışlardır." Dördüncüsü, Çalışıp Kazanmaya Kuvvet Sağlamak İçin Yemek. Bu Dînin Beğendiği Tokluktur. Beşincisi, Midenin Üçte Birini Dolduracak Kadar Yemek. Altıncısı, Midenin Üçte Birinden Fazlasına Doldurulan Yemek Olup, Mekruhtur. Çok Yiyince İnsanda Ağırlık Ve Uyku Meydana Gelir. Lokman Hakîm Buyurdu Ki: "mîde Dolunca İnsanın Düşüncesi, Zekâsı Uyur, Durur. Öyle Kimseden Hikmet Çıkmaz. Âzâları İbâdete Karşı Tenbel Olur. İnsanların Ekserisi Bu Hâl Üzeredir. Yedincisi, Zarar Verecek Derecede Çok Yemek Aşırı Doymak. Resûlullah Efendimiz Buyurdu Ki: "her Hastalığın Aslı Çok Yemek Yemedir." Bu Haramdır."

âhmed Bin Alevî Sultan Ve Devlet Adamlarından Bir Şey Kabûl Etmezdi. Devlet Adamları, Bâzan Kendilerinden Olduğu Belli Olmasın Diye Tanınmayan Kimselerle Hediye Gönderdiklerinde, Ahmed Bin Alevî Gönderenleri Bilir, Yine Kabûl Etmezdi. Bir Defâsında, Çok Sevdiği Hoş Kokulu Öd Ağacı Gönderdiler, Fakat Yine Kabûl Etmedi. Bazısı Koyun, Bâzısı Süt Gönderirdi. O, Hepsini Geri Çevirirdi. Bunların Dışında, Halktan Olup Da Hediye Getirenlerin Hediyelerini Kabûl Eder, Karşılık Olarak Da Hediye Verirdi. Hediyeleri İhtiyaç Sâhiplerine Dağıtırdı.

bir Defâsında Hacca Niyet Ederek Yola Çıktı. Deniz Yoluyla Giderken, Avucuyla Deniz Suyundan Alıp Kabına Koydu Ve O Sudan İçti. Görenler; "su Tuzludur. Ondan Nasıl İçiyorsunuz?" Dediler. O Da; "herkes Ondan İçmiyor Mu?" Buyurdu. O Kişiler, Onun Kabında Kalan Sudan İçtiklerinde, Çok Tatlı Ve Güzel Bir Su Olduğunu Gördüler.

ahmed Bin Alevî, Duâsı Makbûl Olan Bir Zâttı. Kendisinden Bir Hâcet, İhtiyâç İçin Duâ İsteyenlere Duâ Ettiğinde Kabûl Olur Ve Onlar Arzularına Kavuşurdu. Kuraklık Sebebiyle, Yağmurun Yağması İçin Duâ İstediler. Duâ Edince, Hemen Yağmur Yağdı. Hastalıktan Kurtulmak İçin Duâ İstediler. Duâ Edince, Kısa Zamanda Hastalıktan Kurtuldular. Talebesi Ömer Bin Ali, Kuraklıktan Kavrulmuş Olan Memleketi İçin Duâ İstedi. Ahmed Bin Alevî; "yavrum, Falan Gün İnşâallah Yağar." Buyurdu. O Talebe Memleketine Gidip, O Gün Yağmur Yağacağını Müjdeledi. Nitekim Hocasının Buyurduğu Gün Yağmur Yağdı.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

karşılaşacak  Fakat Görüşemeyeceksin

ahmed Bin Alevî, Çok Defâ Hızır Aleyhisselâm İle Görüşürdü. Bir Gün Talebesi Muhdâr Gelip, Kendisiyle Hızır Aleyhisselâmı Görüştürmesini İstedi. O Da; "yavrum, Sen Onunla Karşılaşacaksın. Fakat Görüşemeyeceksin." Buyurdu. O Talebe, Mi'câz Adlı Meşhûr Bir Dağa Gitti, Orada Hızır Aleyhisselâm Bir Köylü Kılığında Karşısına Çıktı. Fakat O Farkına Varıp Tanımadı. Ondan Uzaklaştığında, Hızır Aleyhisselâm Ona Seslenip; "ey Muhdâr! Senin İhtiyâcını Hocan Ahmed Bin Alevî Giderir. Benden Ona Selâm Götür." Dedi. Talebe; "ne Olur Durun, Sizinle Görüşmek İstiyorum." Dedi. Hızır Aleyhisselâm Da; "hocan Sana Görüşemeyeceğini Söylemişti!" Buyurdu Ve Kayboldu.

 

kaynaklar

1) Câmiu Kerâmât-il-evliyâ; C.1, S.330

2) Şezerât-üz-zeheb; C.8, S.370

3) Nûr-us-safîr; S.254

4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.13, S.216

5) El-meşre-ür-revî; C.2, S.69-73

Yorumlar
Kod: HE7KE