büyük Velîlerden. Doğum Ve Vefât Târihleri, Yerleri Ve Babasının Adı Kaynaklarda Bildirilmemiştir. Hayâtı Hakkında Fazla Bilgi Yoktur. Yedinci Asırda ırak'ta Yaşamış Ve Atâ Es-sülemî İle Görüşmüştür. Kerâmetleri Meşhurdur.
atâ El-ezrak Hazretleri Bir Kere Gece Namazını Kılmak İçin Bir Yere Gidiyordu. Bu Esnâda Önüne Bir Hırsız Çıktı. Hemen; "allah'ım! Beni Bu Hırsıza Karşı Nasıl Dilersen Öyle Muhâfaza Et." Diye Duâ Etti. O Anda Hırsızın İki Eli Ve Ayakları Kurudu. Hırsız, Hatâsını Anlayıp Yaptıklarına Pişman Oldu. Bir Daha Böyle Bir Şey Yapmayacağını Söyleyince, Onu Affetti. Hırsız İyileşti Ve Atâ Hazretlerine ısrarla; "allah Aşkına Söyle Sen Kimsin?" Diye Sordu. O Da; "atâ'yım." Dedi. Sabah Olunca Herkese; "gece Falanca Yere Namaz Kılmaya Giden Birisini Tanıyor Musunuz?" Diye Sordu. "evet Tanıyoruz. O Atâ Es-sülemî'dir." Dediler. Hırsız, Atâ Es-sülemî'ye Gidip Hâlini Arz Edip, Tövbe Etmek İstediğini Söyleyince; "aradığın Ben Değilim. Senin Aradığın Atâ El-ezrak'tır." Dedi.
atâ El-ezrak Hazretlerine, Hanımı, Pazardan Bâzı İhtiyaçlarını Temin Etmesi İçin İki Dirhem Verdi. Atâ El-ezrak Pazara Varınca, Ağlayan Bir Köle Gördü. Ona Niçin Ağladığını Sordu. Köle; "efendim Bana İki Dirhem Vermişti. Onlarla Pazardan Bâzı İhtiyâçlarını Alacaktım. Fakat İki Dirhemi Kaybettim. Şimdi Ben Efendime Ne Cevap Veririm, Benim Hâlim Nasıl Olur?" Dedi. Atâ El-ezrak Elinde Bulunan İki Dirhemi O Şahsa Verdi. Oradan Ayrılarak Mescide Gitti. Kendi Kendine Allahü Teâlâ Bu Müddet İçerisinde Bir Kapı Açar Dedi. Akşam Olunca, Akşam Namazını Kıldıktan Sonra, Tanıdığı Bir Marangoz Dostunun Yanına Gitti. Marangoz Ona; "şu Talaşlardan Al. Belki Lâzım Olur. Onunla Tandır Yakarsınız. Başka Size Verip Gönül Alacak Bir Şeyim Yok." Dedi. Atâ El-ezrak Da Talaş İle Torbasını Doldurdu. Evine Bırakıp, Hanımına Görünmeden Yatsı Namazını Kılmak İçin Mescide Gitti. Evdekiler Uyuduktan Sonra Eve Gitmeye Niyet Etti. Çünkü Hanımının Verdiği İki Dirhem İle Evin İhtiyâcını Görmemiş, Bir Şahsı Sevindirmişti. Bu Yüzden De Evde Bir Huzûrsuzluk Çıkabilir, Diye Düşünmüştü. Ev Halkının Uyuduklarını Tahmin Ettiği Bir Zamanda Eve Gitti. Hanımının Uyumadığını Ve Ekmek Pişirmiş Olduğunu Gördü. Hanımına Unu Nereden Bulduğunu Sorunca, Hanımı; "senin Getirdiğin Torbadan Aldım. Ne De Güzel Unmuş, Bir Daha Hep Bundan Alın." Dedi. Allahü Teâlâ, Onlara Hiç Ummadıkları Bir Şekilde Lütufta Bulunmuştu.
1) Câmiu Kerâmât-il-evliyâ; C.2, S.152
2) Ravd-ur-reyyâhîn; S.152, 199
3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.13, S.359