Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Berat
  30 Mart 2018 Cuma , 22:09
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Berat

Ahmed-i Rıfai’nin bir çok talebeleri,

Vardı ki, birbirine çoktu muhabbetleri.

 

Hele iki talebe vardı ki içlerinde,

Fani olmuşlar idi onlar birbirlerinde.

 

Bir dünyalık menfaat, asla düşünmeksizin,

Muhabbet ederlerdi, sadece Allah için.

 

Öyle ki, bu sevgi ve muhabbet tesirinden,

Hatta geçiyorlardı bazan birbirlerinden.

 

Yine bu halde iken, onlardan bir tanesi,

El kaldırıp dedi ki: (Ya Rabbi, affet bizi.

 

Cehennem ateşine girmeyeceğimize,

Dair, yüce katından bir berat gönder bize.)

 

Öbürü, bu duaya (Âmin) dedi kalbinden.

Beyaz bir kağıt indi önlerine aniden.

 

Sevinçle o kağıdı ellerine aldılar.

Hiç yazı görmeyince, çok hayrette kaldılar.

 

Hemen alıp gittiler onu üstadlarına.

Hiçbir şey söylemeden, koydular huzuruna.

 

O, kağıda bakınca, çok sevindi içinden.

Kalkıp şükür secdesi eyledi sevincinden.

 

Sonra kalktı secdeden, neşeliydi bir hayli.

Dedi: (Sana, binlerce şükr olsun ya ilahi!

 

Talebemin, ateş’ten azad olunduğuna,

Dair, dünyada iken, vesika verdin bana.)

 

Talebeler, hayrette kaldı yine o saat.

Dediler ki: (Efendim, bu kağıt beyaz fakat.)

 

Buyurdu: (Bu kağıtta yazı var, belli olmaz.

Nur’la yazıldığından, görünür böyle beyaz.)

 

Yine talebesinden, anlatır bir tanesi:

Hocamın huzuruna, geldi bir gün birisi.

 

Dedi ki: (Ey efendim, bendeniz meşgul iken,

Bir arslan, öküzüme saldırıp yedi birden.

 

Halbuki ondan başka, yok idi bir hayvanım.

O da gitti elimden, şimdi ben ne yapayım?)

 

Buyurdu: (O arslanı çağır da gelsin bana.

Hiç korkma, o hayvandan bir zarar gelmez sana.)

 

Gidip buldum arslanı, dedim ki: (Seni biraz,

Üstadım çağırıyor, sakın etme itiraz.)

 

Arslan, (Peki) diyerek, hemen geldi anında.

Yere koydu yüzünü hocamın huzurunda.

 

Suçlu bir insan gibi, çok mahcup hali vardı.

Hatta mahcubiyetten, hep önüne bakardı.

 

Hocam, ona hiddetle buyurdu ki: (Ey hayvan!

O öküzü ne hakla yedin sen, eyle beyan.

 

Halbuki tek öküzü var imiş bu kimsenin.

Buna zarar vermeye bir hakkın var mı senin?)

 

Dedi ki: (Ey efendim, üç gündür çok aç idim.

İşledim bu hatayı, çünkü çok çaresizdim.

 

Yoksa ben, öküzünü yemezdim bu kişinin.

Affedin lütfen beni Resul’ün hakkı için.)

 

Üstadım kabul edip onun mazeretini,

Buyurdu ki: (Bir şartla affederim ben seni.

 

Madem ki öküzünü yemiş oldun bir kere,

Sen hizmet edeceksin badema bu fakire.)

 

Arslan, (Peki) diyerek kabul etti bu emri.

Kalktı ve huzurundan çekildi geri geri.

 

O günden itibaren, o arslan aynı karar,

Hizmet etti fakire, ta ölünceye kadar.

Yorumlar
Kod: C92F9