bağdât Velîlerinden. Trablusgarb'ın Zât-ül-ahcâr Kasabasında Doğdu. Doğum Târihi Belli Değildir. 1015 (h.405) Senesinde Vefât Etti. Yüz Seneden Fazla Ömür Sürdü. Tahsîl Hayâtını Tamamladıktan Sonra Halîfe Hârûn Reşîd'in Sarayında Kâtip Olarak Vazîfelendirildi. Bu Görevde İken, Sara Hastalığına Yakalandı. Sık Sık Düşüp Bayılıyordu. Bu Hâl İle Uzun Zaman Dolaştı.
şeyh Muhammed Dîneverî Bağdât'a Geldiğinde Bir Gün Yolda Kendinden Geçmiş Hâlde Olan Bilâl Ma'ribî'yi Gördü. Hemen Kendi Ağzından Tükrük Alıp, İlâç Niyetiyle Bilâl-i Ma'ribî'nin Ağzına Sürünce, Ayılıp İyileşti. Bilâl-i Ma'ribî Talebeliğe Kabûl Edilmesi İçin Muhammed Dîneverî'ye Yalvardı. Talebeliğe Kabûl Edilince, Vâdı-ül-kurâ'ya Gidip Yerleşti. Hocasının Hizmetinden Bir An Olsun Ayrılmadı. Bilâl-i Ma'ribî Yetişip, Kemâle Geldikten Sonra, Hocası Ona İcâzet, Diploma Verip İnsanlara Doğru Yolu Göstermesi İçin Memleketine Gönderdi.
bilâl-i Ma'ribî, Trablusgarb'a Gitmek İçin Bir Gemiye Bindi. Bir Ara Fırtına Çıktı Ve Gemi Batma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Kaldı. Yolcular Boğulma Korkusu Ve Heyecânı İçinde Ağlamaya Başladılar. Bilâl-i Ma'ribî Denize Atlayıp, Yürüyerek Sâhile Çıktı. Gemideki Yolcular; "sultânım, Bize De Bir Çâre Bul!" Diye Seslendiler. Bunun Üzerine Onlara; "içinizden Allahü Teâlâdan Gayri Her Şeyi Çıkarıp Onun Yerine Allah Sevgisini Koyanlar Yanıma Gelsin!" Dedi. Bu İzinden Sonra Birkaç Kişi Denize Atlayıp, Su Üzerinde Yürüyerek Kıyıya Ulaştı. Daha Sonra Bilâl-i Ma'ribî, Fırtınanın Durması İçin Allahü Teâlâya Duâ Etti. O Anda Fırtına Dindi Ve Gemidekiler Selâmete Kavuştu. Yanına Deniz Üzerinde Yürüyerek Gelenler Talebesi Olmakla Şereflendiler.
bilâl-i Ma'ribî, Memleketinde Bir Müddet Kaldıktan Sonra Tekrar Bağdât'a Döndü. Hocası Muhammed Dîneverî'nin Vefâtından Sonra Yerine Geçerek Talebe Yetiştirmeye Başladı.
bilâl-i Ma'ribî Vefâtı Sırasında Dostlarına Vasiyetini Bildirdikten Sonra; "ben Vefât Ettiğimde, Siz Cenâzemi Kabre Götürürken, Şiddetli Bir Yağmur Yağacak Ve Sizleri Rahatsız Edip, İnletecektir. O Zaman Cenâzemi Yere Koyup Yüzümü Açın. Allahü Teâlânın İnâyetiyle, Yağmur Hemen Kesilecek Ve Siz Râhat Bulacaksınız." Dedi. Vefâtından Sonra Cenâze Namazı Kılınıp, Tabutu Kabire Götürülürken, Şiddetli Bir Yağmur Yağmaya Başladı. Cenâzeyi Taşıyanlar Yürüyemez Hâle Geldi. İçlerinden Bâzıları Defin İşini Tehir Etmeyi Bile Teklif Ettiler. O Anda Bilâl-i Ma'ribî'nin Vasiyeti Akıllarına Geldi, Hemen Tabutu Yere Koyup, Yüzünü Açtılar. Yüzü Görünür Görünmez, Allahü Teâlânın İzniyle Yağmur Dindi. Sular Çekildi Ve Güneş Bütün Parlaklığı İle Göründü. Cemâat Da Cenâzeyi Önceden Hazırladıkları Kabre Defnetti.
1) Lemezât; C.2, S.295