Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Bizler yetim kalırız
  30 Mart 2018 Cuma , 22:08
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Bizler yetim kalırız

Şemsüddin Türki idi en büyük talebesi.

En çok onun olmuştu ondan istifadesi.

 

Kalyar faciasından, geçince yedi sene,

Gelmişti on kişiyle Acühan beldesine.

 

Maksadı, Feridüddin Genc Şeker’e gitmekti.

Ona talebe olup, hizmetine girmekti.

 

Lakin o buyurdu ki Şemsüddin-i Türki’ye:

(Siz gidip teslim olun Alaaddin Sabir’e.)

 

Onlar (Peki) diyerek, ayrılıp huzurundan,

Kalyar’a müteveccih, oldular yola revan.

 

Ve nihayet Kalyar’a onlar geldiklerinde,

Alaaddin-i Sabir, değil idi kendinde.

 

Kendini ve her şeyi unutarak büsbütün,

Tefekkür halindeydi devamlı yirmibir gün.

 

Yirmiikinci günü, kendine geldiğinde,

Şemsüddin-i Türki’yi gördü kendi evinde.

 

Buyurdu: (Ey Şemsüddin, seni, benim yanıma,

Hocam Genc-i Şeker mi gönderdi, söyle bana.)

 

(Evet efendim) deyip, öpüverdi elini.

Alaaddin Sabir de, çok sevdi Şemsüddin’i.

 

Buyurdu ki: (Rabbimin güneşi semadadır.

Benim güneşim ise yerde, yani Arz’dadır.)

 

Buyurdu: (Ey Şemsüddin, kalk, Anber şehrine git.

Müminler, küffar ile harbediyor şu vakit.

 

Senin yardımın ile, fetih olur müyesser.

Aynı gün, ahirete ederim ben de sefer.)

 

Şemsüddin ağlayarak arz etti ki: (Efendim!

Siz vefat ederseniz, kalırız bizler yetim.

 

Hem o gün, yanınızda bulunmazsa hiç kimse,

Cenaze hizmetini kim ifa eder size?)

 

Buyurdu ki: (O gün siz, yaparsınız bunları.

Ve size yardım eder, büyüklerin ruhları.)

 

(Peki) deyip ayrıldı, gitti Anber şehrine.

Kale fethedilince, Kalyar’a döndü yine.

 

Hakikaten gelince, öğrendi ki o saat,

Alaaddin-i Sabir eylemiş Hakk’a vuslat.

 

Yıkamak isteyince mübarek bedenini,

Baktı ki, yapanlar var gaibden hizmetini.

 

Her iş, kendiliğinden ifa ediliyordu.

Lakin kimler yapıyor; onu göremiyordu.

 

Cenaze namazına sıra geldi nihayet.

Baktı, sırf kendisi var, üzüldü buna gayet.

 

O sırada bir atlı gelip indi atından,

Dedi ki: (Bekle biraz, gelenler var ardımdan.)

 

Biraz sonra, çok nurlu kimseler geldi bazı.

İlk gelen, öne geçip, o kıldırdı namazı.

 

Lakin bu kimseleri, Şemsüddin etti merak.

O imamlık yapanın huzuruna vararak,

 

Dedi ki: (Ey efendim, çok merak ettim sizi.

Lütfen söyler misiniz bana da isminizi.)

 

O zaman, yüzündeki o tülü çıkararak,

Buyurdu: (Ey Şemsüddin, öyleyse yüzüme bak.)

 

Kaldı hayret içinde onu görüp Şemsüddin.

Zira o, kendisiydi Alaaddin Sabir’in.

 

Buyurdu: (Ey Şemsüddin, fazla mı ettin merak?

Namazı, cenazenin kendisi kıldırdı bak.)

 

Şemsüddin onu görüp ve duyunca sesini,

Hayret ve şaşkınlıktan, kaybetti kendisini.  

Yorumlar
Kod: SPHWO