Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Bu, onun kerameti
  30 Mart 2018 Cuma , 22:07
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Bu, onun kerameti

Talebesinden var ki Şeyh Sinan adlı bir zat,

O da, bir hadiseyi anlatır şöyle bizzat:

 

Henüz yaşım küçüktü, babam ile beraber,

Kavun karpuz ekerdik bahçemize her sefer.

 

Lakin yetişmiyordu nedense kavun karpuz.

Bu yüzden ben ve babam, olurduk çok huzursuz.

 

O sene ekilen de, yetişmeyince yine,

Ben de çok üzülmüştüm hiç yetişmediğine.

 

Bostanda, tek başıma bir gün oturuyordum.

Birden at üzerinde bir kimse görür oldum.

 

Yeşil elbiseli ve yüzü nurlu idi pek.

Dedi ki: (Verir misin bana biraz çekirdek.)

 

Kavun ve karpuzların çekirdeğinden, biraz,

Alıp, o atlı zata götürüp eyledim arz.

 

O da, çekirdekleri alıp tarlaya saçtı.

Bir anda kavun karpuz yetişip olgunlaştı.

 

Ben, şaşkınlık içinde bakıyorken nihayet,

O zat bana dedi ki: (Karpuz getir bir adet.)

 

Götürüp arz eyledim, ikiye böldü onu.

Lakin merak etmiştim onun kim olduğunu.

 

Karpuzun yarısını yiyerek o nurlu zat,

Diğer yarısını da, bana verip o bizzat,

 

Dedi: (Bunu, gelince babana ver evladım!

Beni merak edersen, Emir Sultan’dır adım.

 

Unutma, geldiğinde selam söyle babana.

Bir an önce Bursa’ya getirsin seni bana.)

 

(Baş üstüne efendim!) dedim ise de, fakat,

Bir de baktım, gözümden kayboldu o nurlu zat.

 

Az sonra babam gelip, bostana attı adım.

Dedi: (Hızır mı geldi tarlaya ey evladım?

 

Çünkü kavun ve karpuz yok iken biraz önce,

Şimdi çok hayret ettim şu durumu görünce.)

 

Dedim ki: (Babacığım, buraya, biraz evvel,

Öyle bir zat geldi ki, gayet nurlu ve güzel,

 

Tohumluk çekirdekten eyledi benden talep.

Onları, eli ile bu tarlaya saçtı hep.

 

Bir de baktım, o anda yetişti kavun karpuz.

Bereketiyle oldu, bu o zatın bahusus.

 

Adı Emir Sultan’mış, dedi ki sonra bana:

Gelince, selam söyle tarafımdan babana.

 

Ve tembih eyledi ki: Bursa'dır benim yerim.

Seni bana getirsin, yolunuzu beklerim.)

 

Babam çok duygulandı bu haber üzerine.

Dedi ki: (Emri olur, başım gözüm üstüne.)

 

Hiç vakit geçirmeden, Bursa’ya vasıl olduk.

Varıp, Emir Sultan’ın huzurunda oturduk.

 

Karnımızı doyurup, eyledi çok iltifat.

Ben artık o dergahtan ayrılamadım fakat.

Yorumlar
Kod: C92F9