on Beşinci Ve On Altıncı Yüzyıllarda Anadolu'da Yetişen Âlimlerden Ve Evliyâdan. İsmi İshak, Lakabı Cemâleddîn'dir. O Zamanki Karaman İline Bağlı Aksaray'dan Olduğu İçin Karamânî Ve Aksarâyî Nisbeleriyle Tanındı. Cemâleddîn İshak Karamânî Veya Cemâl Halîfe Diye Meşhûr Oldu. Büyük Âlim Ve Büyük Velî Cemâleddîn-i Aksarâyî Hazretlerinin Neslindendir. Aksaray'da Doğmuş Olup, Doğum Târihi Bilinmemektedir. 1526 (h.933) Senesinde İstanbul'da Vefât Etti. Kabri, İstanbul'da Çapa Civârında Molla Gürânî Câmiinin Karşısındaki Koruklu Tekkesi Yanındadır.
aksaray'ın Meşhûr Ve Asil Âilelerinden Cemâlîoğulları Veya Cemâlî Âilesine Mensub Olan Cemâl Halîfe, Küçük Yaşta İlim Tahsîline Başladı. İlk Tahsîlini Aksaray'da Yaptı. Dedelerinden Cemâleddîn Aksarâyî Hazretlerinin Uzun Seneler İlim Okuttuğu Ve Talebe Yetiştirdiği Zincirli Medresesinde Okudu. Temel İlimleri Öğrendikten Sonra O Devrin Önemli İlim Ve Kültür Merkezlerinden Olan Konya'ya Giderek, Konya Medreselerinde Çeşitli Âlimlerden Aklî Ve Naklî İlimleri Tahsîl Etti. Meşhûr Osmanlı Âlimleri, Kâdızâde, Molla Muslihuddîn Kastalânî Ve Kestelli Gibi Zâtlardan İlim Öğrendi. Ayrıca O Devrin Meşhûr Hat Yâni Güzel Yazı Üstâdlarından Yâkût-ı Musta'sımî'nin Nesih Yazisini Ö?rendi. Hat Sanatinda Kendini Yetiştirip Devrinin Büyük Ve Meşhur Hattatlari Arasinda Yer Aldi. Fâtih Sultan Mehmed Han Ona İbn-i Hâcib'in Nahiv İlmiyle İlgili kâfiye adli Meşhur Eserini Yazdirdi. Bundan Dolayi Cemâl Halîfeye Bol İhsânlarda Ve İltifatlarda Bulundu. Pâdişâhin Verdi?i Hediye Para İle Hicâz'a Gitti Ve Hac İbâdetini Yerine Getirip Sevgili Peygamberimizin Kabr-i Şerîflerini Ziyâret Etti. Bu Mübârek Yolculuğu Sırasında Çeşitli İslâm Memleketlerinden Gelen Âlimlerle Görüştü, İlmî Sohbetlerde Bulundu. Pek Çok Velînin Sohbetlerinde Bulunup Tasavvufa Karşı Alâka Duydu.
bir Ara Hacca Gitti. Hac Dönüşünde Bir Müddet Müderrislik Yapıp İlim Öğretti. Tasavvufta Halvetiyye Yolu Büyüklerinden Molla Yahyâ Şirvânî'nin Halîfelerinden Habîb Ömer-i Karamânî'ye Bağlandı. Zâhirî İlimlerde Yüksek Dereceye Ulaşmış Olmasına Rağmen, Asıl Maksada Kavuşmanın Ve Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşmanın Bâtınî, Gizli İlimleri Öğrenmek Ve Bu Yolda Çalışmakla Olacağını Anlayıp Tasavvuf Yolunda Büyük Gayret Gösterdi. Hocasının Hizmetinde Ve Sohbetinde Bulundu. Çok Riyâzet Ve Mücâhedelerden Sonra Tasavvuf Yolunda Velîlik Derecesine Ulaştı. Hocası Habîb-i Ömer Karamânî Ona İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatmak Ve Talebe Yetiştirmek Husûsunda İcâzet Verdi. Cemâl Halîfe Bir Müddet Memleketi Olan Aksaray'da Kalıp İnsanlara Hakkı, Hakîkatı Anlattı. Onların Dünyâ Ve Âhirette Kurtuluşa Ermelerine Vesîle Oldu.
cemâl Halîfe, Tasavvuf Yolunda Yükselip Hocasından İcâzet Aldıktan Sona Aksaray'dan İstanbul'a Geldi. Hemşehrisi Ve Akrabâsı Sadrâzam Pîrî Mehmed Paşa Kendisine Bir Dergâh Yaptırdı. Bu Dergâhta Talebe Yetiştirmekle Meşgûl Olan Cemâl Halîfe, İnsanlara İslâm Dîninin Emir Ve Yasaklarını Anlatıp Onların Saâdete Ve Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşmaları İçin Gayret Etti. Onun Vâz Ve Sohbetlerine Uzaktan Yakından Çok Kimse Gelerek İstifâde Etti. Kuvvetli Bir Hatîb Olan Cemâl Halîfe Konuşmalarıyla Müminleri Coşturur, Onlara Mârifet Deryâsından İnciler Dağıtırdı. Vâz Esnâsında Bâzan Coşar Ve Ağlardı. Ağlamaktan Konuşamadığı Zamanlar Olurdu. Onun Bu Tesirli Sözlerini Duyanlar Kendilerinden Geçer, Yaptıklarına Pişman Olurlardı. Nice Günahkâr Kimse Onun Nasihatlarını Dinleyerek Tövbe Etmişti. Onun Bu Husustaki Şöhretini Duyup Gelen Hıristiyanlar Vâz Ve Nasîhatlarını Dinleyip Müslüman Olurlardı.
cemâl Halîfe 1526 (h.933) Senesinde Vazîfe Yaptığı Koruklu Dergâhında Vefât Etti. Eyüp Sultan Hazretlerinin Karşısındaki Sütlüce Kabristanına Defnedildi. Kabrinin Yanına Süleymâniye Câmiinin Yazılarını Yazan Hattat Karahisarlı'nın Talebesi Hattat Hasan Çelebi Ve Şâir Yetim Ali Çelebi De Defnedildiler. Cemâl Halîfenin Kabri Daha Sonra, Çapa Civârında Molla Gürânî Câmiinin Karşısındaki Pîrî Mehmed Paşanın Yaptırdığı Koruklu Dergâhının Yanına Nakledildi. Şimdi Molla Gürânî Câmii Yok Olmuş, Koruklu Tekkesi De Yıkılmış Yalnız Mezarlığı Kalmıştır. Koruklu Tekkesi Halvetî Tekkesiydi. Burada Şeyhlik Yapan Seyyid Mehmed Efendi Ve Kayınbabası Şeyh Mehmed Fahri Efendi, Odabaşı Çarşısı Yakınındaki Koruk Mahallesinden Oldukları İçin Tekke Sonradan Koruklu İsmiyle Anıldı.
birçok Âlim Ve Devlet Adami, Cemâl Halîfe'nin Sevenleri Ve Talebeleri Arasinda Yer Aldi. şakâyik-i Nu'mâniyye adli Eserin Müellifi Taşköprülüzâde Onun Talebelerindendi. Cemâl Halîfenin Kendisi Gibi Zâhirî Ve Bâtinî İlimlerde İyi Yetişmiş Ve Müderrislik Yapmış Bir Oğlu Vardı. Nakşibendiyye Yoluna Mensub Olan Oğlu Mehmed Efendi, İstanbul'daki Emir Buhârî Dergâhında Şeyh Olarak Vazîfe Yaptı.
eserleri: cemâl Halîfenin Çeşitli İlimlerde Yazdığı Kıymetli Eserleri Şunlardır:
1- Navâbî: sarf İlmiyle İlgili Bir Eserdir. Mevlânâ Arapzâde Bu Eseri Kopya Ederek Yaninda Saklamiştir. 2) Tefsîr-i Beydâvî'ye Hâşiye, 3) Tefsîr-i Cemâlî: mücâdele Sûresinden Başlayarakkur'ân-i Kerîmin Sonuna Kadardir. 4) Hadîs-i Erbeîn (kirk Hadîs) şerhi, 5) Etvâr-i Sülûk Hakkinda Risâle, 6) Vahdet-i Vücûd Risâlesi, 7) arapça Kasîdeler. Eserlerinin Hepsi Yazma Olup Basilmamiştir.
cemâl Halîfe Çok İbâdet Eder Ve Az Yerdi. Kendi İşlerini Kendi Görmeyi Tercih Ederdi. Yemeğini Kendisi Pişirir, Çamaşırını Kendi Yıkardı. Çok Temiz İdi. Geceleri İbâdetle Geçirir, Allahü Teâlâya Yalvarır, Duâ Ederdi. Zengin, Fakir Herkese Aynı Davranır, Ayırım Yapmazdı. Bir Defâsında Talebelerinden Taşköprülüzâde, Ziyâretine Giderek Nasîhat İstedi. Ona Buyurdu Ki:
"irfan Ehli Kimselerin, Zamânımızdaki Tasavvufu Bilmeyen Sûfîlere Tâbi Olmaması Lâzımdır. Zamânımızda Tasavvufu Ve Tasavvuf Hâllerini Bilen Kimse Yok Gibidir. Tevhîd İle İlhâd Yâni Dinsizliği Birbirinden Herkes Ayıramaz. Şimdi Sen, Bulunduğun Yolda Devâm Et. Eğer Kalbinde Tasavvufa Meyl Artarsa, Dînin Hudûdunu Gözeten, Emirleri Ve Yasakları İyi Bilip Bunlara Uyan Bir Tasavvuf Ehlini Ara. Çünkü Tarîkatın Esâsı, Dînin Emir Ve Yasaklarına, Bütün Edeplerine Eksiksiz Uymaktır. Tarîkat Ve Hakîkatın Temeli, Hazret-i Muhammed'in Sallallahü Aleyhi Ve Sellem Şerîatının Hükümlerine Uymaktır. Eteğine Sarıldığın Ve Tâbi Olduğun Kimsenin, İslâmiyetin Emirlerine Muhâlif, Uygun Olmıyan Ufak Bir Hareketini Bile Görsen Onu Hemen Terket."
1) Sicilli Osmânî; C.2, S.82
2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (mecdi Efendi); S.372
3) Tâcü't-tevârih; C.2, S.595
4) Lemezât; Varak. 161b
5) Osmanlı Müellifleri; C.1, S.80
6) Aksaray Târihi; C.2, S.2264