Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Ebû Bekr Bin Ebû Vefâ
  30 Mart 2018 Cuma , 23:40
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Halep evliyaları, Ebû Bekr Bin Ebû Vefâ

halep Bölgesinde Yetişen Velîlerden. Hayâtı Hakkında Fazla Bilgi Yoktur. Doğum Yeri Ve Târihi Belli Değildir. Babası Halep'te Bir Câmide Müezzinlik Yapan Sâlih Bir Zât İdi. Zamânın Âlimlerinden Ve Velîlerinden Ders Alarak Kemâle Geldi. Küçük-büyük Herkese Allahü Teâlânın Rızâsı İçin Nasihat Etmeye Başladı. Âlimlerden, Sâlihlerden Ve Devlet Adamlarından Birçoğu Sohbetlerine Gelirdi. Bir Ara Şam'a Gitti. Orada Muhammed Zağbî İle Görüştü. Muhammed Zağbî, Dünyâ Sevgisini Kalbinden Çıkarmasını Tavsiye Etti. O Da Dünyâlık Neyi Varsa Fakirlere Dağıttı. Sohbetlerinde Birçok Talebe Yetişti.

halep Âlimlerinden Şeyh Ömer Faradî, Talebeleri İle Mantik İlmini Anlatan şerhüşşemsiye isimli Kitabi Okutuyordu. Mevzû Karişik Hükümler Olup, Mantik İlminin En Zor Konularindan İdi. Şeyh Ömer Bir Yere Gelince Durakladi, Uzun Müddet Düşündü. Sonra Talebelerine; "birlikte Şeyh Ebû bekr'in Ziyâretine Gidelim De Gönlümüz, Zihnimiz Açılsın." Dedi. Talebeleri İle Berâber Şeyh Ebû Bekr'in Huzûruna Gitti. Şeyh Ömer Daha Bir Şey Sormadan Şeyh Ebû Bekr Bir Şeyler Anlatmaya Başladı. Şeyh Ömer Başı Önünde Anlatılanları Dinledi. Şeyh Ebû Bekr'in Konuşması Bitince, Şeyh Ömer Talebeleri İle Berâber Medreseye Döndü. Talebelerine; "şeyhin Anlattıklarını Anladınız Mı?" Diye Sordu. Talebeler Anlamadık Deyince; "şeyh Ebû Bekr Bana Takıldığımız Dersi Anlattı. Karışık Kâidelerin Şekillerini Açıkladı." Dedikten Sonra Onun Anlattıklarını Talebelerine Îzâh Etti.

bir Gün Şeyh Ebû Bekr Dergâhda Uyuyordu. Yanında Bir Zât Vardı. O Sırada Bir Seveni Bir Mikdar Balmumu Getirdi Ve; "bu, Şeyh Efendinindir." Dedi. Şeyhin Yanındaki Şahıs, Şeyhe Gelen Mumu Kimse Görmeden Ateşte ısıtıp Yumuşattıktan Sonra Beline Koydu. Biraz Sonra Ebû Bekr Efendi Uyandı. O Zâta; "elbisenin Altındaki Nedir?" Diye Sordu. O Zât Korkup, Elbisesini Açtı Ve Belinde Bir Yılanın Sarılı Olduğunu Gördü. Büyük Bir Korku İle Elbisesini Çıkarıp Attı. Bu Sırada Yılan Mum Olarak Yere Düştü. Bunun Üzerine Şeyh; "eğer Onu Alsaydın, Seni Sokardı." Dedi.

kilis Beldesinden Bir Kadının Oğlu Frenk Memleketinde Esir Düşmüştü. Kadın, Ebû Bekr Efendiye Gelip Oğlunun Kurtulması İçin Duâ İstedi. Ebû Bekr Efendi; "demek Ki Oğlunun Kurtulmasını İstiyorsun? Öyleyse Bana Pirinç İle Bir Tavuk Pişir Getir." Dedi. Kadın, Pirinç İle Bir Tavuğu Güzelce Pişirip, Getirdi. Ebû Bekr Efendi; "kızıl Hamûr!" Diye Seslendi. Yanına Kızıl Bir Köpek Geldi. Tavuğu Onun Önüne Atıp; "ye!" Dedi. Köpek Tavuğu Yedi. Kadın Bunu Görünce, Özen Göstererek Hazırladığı Yemeğin Köpeğe Verilmesine Üzüldü. Köpek Tavuğu Bitirince, Ebû Bekr Efendi, Asâsiyle İşâret Ederek; "haydi Şimdi Git!" Dedi. Köpek Dağlara Doğru Hızla Gitti. Aradan Bir Süre Geçince Ebû Bekr Efendi Kadına; "evine Dön!" Buyurdu. Kadın Evine Gidince Oğlunun Kapı Önünde Durduğunu Gördü. Nasıl Kurtulduğunu Sordu. O Da Şöyle Anlattı: "frenk Memleketinde Esirdim. Onlar Beni Domuz Çobanı Yaptılar. Domuzların Başında Çobanlık Yaparken, Kırmızı Bir Köpek Gelip Bana Hücûm Etti. Korkup Kaçmaya Başladım. Düşe Kalka Kaçıyordum. Nihâyet Düşüp Bayıldım. Ayıldığımda Kendimi Kilis Yakınlarında Buldum." Akrabâları Ve Annesi Çok Sevinçli İdi. Annesi Bâzı Hediyeler Alıp, Şeyhin Yanına Gelmek İçin Yola Çıktı. Yolda Talebeleri Onu Geri Çevirerek, Şeyhin Yanına Girmesine İzin Vermediler. Çünkü Ebû Bekr Efendi Bu Sırrın Yayılmasını İstemiyordu.

ebû Bekr Efendi, 1583 (h.991) Senesinde Vefât Etti. Namazı Çok Kalabalık Bir Cemâat Tarafından Kılındı. Vefât Ettiğinde Seksen Yaşlarında İdi. İri Vücutlu, Yuvarlak Yüzlü, Sevimli Bir Simâya Sâhipti. İleri Yaşlarında Kuvvetli Ve Dipdiri İdi. Talebelerini Yalnız Sözleri İle Değil, Halleri Ve İşleri İle De Terbiye Ederdi. Terbiyesi Daha Ziyâde Hal İle Olurdu.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

allahü Teâlâdan Hayâ Etmiyor Musun?

halep'te Şeyh Hâlid İsminde Bir Zât Vardı. Şeyh Ebû Bekr'in Büyüklüğüne İnanmazdı. Kendisi Fakir Olup, Ulvâniyye Tarîkatı Üzere Câmide İnsanlara Nasihat Ederdi. Fakat Şeyh Ebû Bekr'in Hallerini İyi Görmez; "o, Şerîate Aykırı Hareket Ediyor, Onun Yanına Gitmeyin." Diye Devamlı Kötülerdi. Bir Gün Haleb'e Yeni Bir Vâli Tâyin Edildi. Vâli, Şeyh Hâlid'in Vâzlarını Ve İyi Hallerini Duyunca, Onun Ziyâretine Gitti. Görüştüklerinde Ona Hâlini, Ne İle Geçindiğini Sorunca, Şeyh Hâlid, Serveti, Bir Maaşı Olmadığını, Sevenlerin, Dostların Yardımı İle Geçindiğini, Kimseden De Bir Şey İstemediğini, Mescidde Müslümanlara Nasihat Etmekle Meşgul Olduğunu Söyledi. Bunun Üzerine Vâli Kulağına; "beni Dinlersen İstanbul'a Git. Sultan, Hâlini Öğrenirse Sana Maaş Bağlar." Dedi. Bu Teklif Şeyh Hâlid'in Hoşuna Gitti. Yol Hazırlıklarını Yaptığı Sırada Şeyh Ebû Bekr Ziyâretine Geldi. Şeyh Ebû Bekr Kimseye Gitmezdi. Fakat O Gün Talebelerine; "kalkın Hâlidciğin Ziyâretine Gidelim." Dedi. Mescidin Önüne Gelince, İçeri Girmeden Kapının Önünde Durdu. Şeyh Hâlid Bu Ziyârete Çok Şaşırdı. Şeyh Ebû Bekr Ona; "sana Yaşını Sormaya Geldim. Bana Söyle Kaç Yaşındasın?" Diye Sorunca; "seksen Yaşındayım." Dedi. Bunun Üzerine Şeyh Ebû Bekr; "ey Hâlid! Sen Bu Zamâna Kadar Hangi Gün Aç Ve Çıplak Kaldın. Nereye Gidiyorsun. Allahü Teâlâdan Hayâ Etmiyor Musun?" Deyince, Şeyh Hâlid'in Gözünden Yaşlar Akmaya Başladı Ve; "beni Ayıplama! Ben Kararımdan Vazgeçtim..." Dedi. Şeyh Ebû Bekr'in Büyüklüğünü, Allahü Teâlânın Velî Bir Kulu Olduğunu Anlayıp, O Günden Sonra Çok Hürmet Gösterdi. O Güne Kadar Söylediklerinden Tövbe Etti.

 

kaynaklar

1) Menâkıb-ı Ebû Bekr İbni Vefâ (süleymâniye Kütüphânesi Bağdatlı Vehbi Kısmı, No: 1131)

Yorumlar
Kod: EB3HA