Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Ebû Bekr Ensârî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:35
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; ırak evliyaları, Bağdat evliyaları, Ebû Bekr Ensârî

ırak Velîlerinden Ve Hanbelî Mezhebi Fıkıh Âlimi. İsmi Muhammed, Babasınınki Abdülbâkî'dir. El-ensârî, El-ka'bî, El-bağdâdî, El-basrî, El-bezzâz, El-faradî Nisbeleri Vardır. 1050 (h.442) Senesinde Doğdu. Babası Ebû Tâhir Abdülbâkî De, Bağdât'ta Yetişen Âlimlerin Büyüklerinden İdi. Babası, Kâdı Ebû Yâlâ'nın Ders Ve Sohbetlerinde Yetişti.

ebû Bekr Ensârî, Kur'ân-ı Kerîmi Yedi Yaşında Ezberledi. Ebû İshak Bermekî'nin Derslerine Devâm Etti. Birçok Âlimden Hadîs-i Şerîf Dinledi. Ebü'l-kâsım Et-tenûhî, İbn-i Şifâ'dan İcâzet, Diploma Aldı. Ebû Bekr Ensârî; Güzel Sûretli, Konuşması Tatlı, Edep Timsâli, Hâfızası Kuvvetli, Anlayışı Yüksek, Birçok İlimde Söz Sâhibi Ve Ferâiz İlminde Yüksekti. Ömründen Az Bir Zamânı Bile Boş Yere Harcamadı.

bir Hac Mevsimi Sonrası Mekke-i Mükerremede Kalan Ebû Bekr Ensârî, Uzun Süre Aç Kaldı. Açlığını Giderecek Bir Şey De Bulamadı. Nihâyet Bir Gün İbrişim Bir Kese Görüp Aldı. Doğruca Kaldığı Eve Gidip O İbrişim Keseyi Açtı. İçinde Pırıl Pırıl, Benzeri Bulunmayan, İnciden Bir Gerdanlık Olduğunu Gördü. Bir Ara Bir Ses Duyup Dışarı Çıktı. İhtiyar Bir Kişi Bağırarak;  "içinde İnci Olan Kaybolmuş Keseyi Bulup Getirene, Şu Elbise İle Beş Yüz Dinar Vereceğim." Diyordu. Onun Yanına Giderek, Kendisini Tâkib Etmesini Söyledi Ve Onu Kaldığı Yere Götürdü. O İhtiyar Kaybolan Kesenin Ve İçindekilerin Vasıflarını Söyleyince, Keseyi Çıkarıp Teslîm Etti. O Da Vâd Ettiği Elbiseyi Ve Beş Yüz Dinarı Verdi. Ebû Bekr Ensârî Onun Verdiklerini Almak İstemedi Ve; "benim Onu Size Geri Vermem Uygundur. Bunun İçin Bir Karşılık İstemem." Dedi. O; "mutlaka Alman Lâzım." Diyerek Ne Kadar ısrar Ettiyse De Kabûl Etmedi. O İhtiyar, Nihâyet Yanından Ayrılıp Gitti.

bir Süre Sonra Ebû Bekr Ensârî Mekke-i Mükerremeden Ayrıldı. Bir Sâhilden Gemiye Bindi. Gemi Yola Çıktıktan Bir Zaman Sonra Fırtına Çıktı Ve Dalgalar Gemiyi Parçaladı. Gemide Bulunanların Çoğu Boğuldu. Malları Telef Oldu. Ebû Bekr Ensârî Büyükçe Bir Tahta Parçasına Tutunup Bir Müddet Denizde Kaldı. Sonra Bayıldı, Ancak Dalgalar Onu Bilmediği Bir Yere Sürükleyip Kıyıya Attı. Kendine Gelince, Sonra Orasının Bir Ada Olduğunu Öğrendi. Oradaki İnsanlar La Tanıştı. Mescidlerinden Birinde Kur'ân-ı Kerîm Okudu. Oranın Halkının Büyük Bir Kısmı Onu Dinlemek İçin Mescide Koştu. Ondan, Kendilerine Ve Çocuklarına Kur'ân-ı Kerîmi Öğretmesini İsteyince, Dileklerini Yerine Getirdi. Daha Sonra Ona; "aramızda Yetim Bir Kızcağız Var. Onunla Evlenmenizi İsteriz." Diyerek ısrar Ettiler. O Da ısrarlarına Dayanamayarak Evlendi. Akrabâları Kızı, Boynunda Pırıl Pırıl Parlayan Gerdanlık Olduğu Halde Evine Getirdiler. Bu Gerdanlık, Yolda Bulduğu Kesenin İçindeki Gerdanlığın Aynısı İdi. Ona Dikkatle Bakmaya Başladı. Gerdanlığa Dikkatle Bakması, Kızın Akrabâlarının Dikkatini Çekti. Sebebini Sorduklarında, Onlara, Mekke-i Mükerremede Başından Geçen Gerdanlık Hâdisesini Anlattı. O Zaman Onlar, Tehlîl Ve Tekbîr Getirmeye Başladılar. Onlara; "siz Niye Böyle Yapıyorsunuz?" Diye Sorduğunda; "anlattığın Hikâyedeki O Gerdanlığın Sâhibi Olan İhtiyar, Bu Kızın Babasıdır. O Duâ Eder Ve Senin İçin; "ben, Onun Gibi Müslüman Görmedim. Ey Allah'ım! Onunla Benim Aramı Birleştir. Kızımı Da Ona Nikâh Edeyim." Derdi. İşte Şimdi O Durum Hâsıl Oldu. Siz Onun Kızıyla Evlendiniz." Dediler. Bu Evlilikten İki Çocuğu Oldu. Daha Sonra Zevcesi Vefât Etti. Gerdanlık, Çocuklarıyla Ona Kaldı. Sonra İki Çocuğu Da Vefât Edince, O Gerdanlık Ona İntikâl Edip Elinde Kaldı. O Da Onu Sattı Ve Eline Geçenleri Allah Yoluna Sarfetti.

ebû Bekr El-ensârî'nin Söylediği Bir Şiirin Tercümesi Şöyledir: "benim İçin Bir Ecel Zamânı Vardır. O Zamâna Muhakkak Ulaşacağım. Ecel Geldiğinde, Onun Keskin Kılıcı İle Ömrüm Biter, Dünyâ Hayâtım Son Bulur. Et Arayan Aslanlar, Yemek İçin Üzerime Gelseler, Ecel Vaktim Gelmediği Müddetçe Bana Zarar Veremezler. Sözde, Ben Doğduğum Zaman Müneccimler, Ömrümün Elli İki Sene Olacağında Söz Birliği Etmişler. Allahü Teâlânın İzniyle İşte Ben, Doksan Yaşımı Geçmiş Olduğum Hâlde Dimdik Ayaktayım."

ebû Bekr El-ensârî'nin Rivâyet Ettiği Bir Hadîs-i Şerîfte, Resûlullah Efendimiz Buyurdu Ki: "bir Kimse Kasdî Olarak Bana İzâfeten Yalan Söylerse, Cehennem'deki Yerine Hazirlansin."

ebû Bekr El-ensârî Buyurdu Ki: "hocanın, Talebeyi Azarlamaması, Talebenin De, Hocasına Çekinmeden Sorması Lâzımdır."

ebû Bekr El-ensârî'nin Yazmiş Oldu?u Eserlerden Biri De, şerh-i Euklides Fî Usûl-il-hendesi Vel-hisâb'dir.

ebû Bekr Ensârî Doksan Üç Yaşında İken Sıhhati Yerinde Vücûdu Sapasağlam Ve Zinde İdi. Uzaktan, Çok Küçük Yazıları Okurdu. 1141 (h.535) Senesinde Kur'ân-ı Kerîm Okurken Bağdât'ta Vefât Etti. Câmi-i Mensûr'da Cenâze Namazı Kılındı. Cenâzesi Büyük Bir Kalabalık İle, Bâb-ı Harb Kabristanındaki Babasının Mezarının Yanına Defnedildi. Kabri Bişr-i Hafî Hazretlerinin Kabrine Yakındır.

 

kaynaklar

1) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile; C.1, S.192

2) Lisân-ül-mîzân; C.5, S.241

3) Şezerât-üz-zeheb; C.4, S.108

4) Mu'cem-ül-müellifîn; C.10, S.123

5) Keşf-üz-zünûn; C.1, S.138

6) El-a'lâm; C.6, S.183

7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.7, S.99

Yorumlar
Kod: HE7KE