Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Ebü‘l-hasan Kûsî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:38
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Mısır evliyaları, Kûs evliyaları, Ebü‘l-hasan Kûsî

evliyânin Büyüklerinden. İsmi Ali Olup, Babasininki Humeyd (veya Ahmed)'dir. Künyesi Ebü'l-hasan'dir. Misir'da, Nil Nehri Sâhilinde Bulunan Kûs Kasabasindandir. Buna Nisbetle Kûsî Denilmiştir. Do?um Târihi Bilinmemektedir.

ebü'l-hasan El-kûsî Hazretleri, O Zamanda Bulunan Evliyânin En Büyüklerinden Abdürrahîm El-kinâvî Hazretlerinin Dâmâdi Ve En Üstün Talebesi İdi. Zâhirî Ve Bâtinî Birçok İlimleri Ondan Ö?rendi. Ayrica; İbn-i Dakîk-il-iyd (muhammed Bin Ali El-kuşeyrî), Ebû Yahyâ Bin Şâfiî, Ebü'l-kâsim El-meragî Gibi Meşhur Âlimlerin Sohbetlerinde Bulunup, Kendilerinden İlim Ö?rendi. Kendisinden İse; Ebû Yahyâ, Yûsuf Bin Muhammed Bin Ali Ebû İshâk Bin Adîs, İlmüddîn Ebû Tâhir İsmâil Bin İbrâhim Bin Câfer El-menfelûtî Ve Başka Âlimler İlim Ö?rendiler.

ebü'l-hasan El-kûsî Hazretleri, Hâli Ve Yaşayişi İnsanlara Örnek, Fazîletler Ve Kerâmetler Sâhibi Çok Yüksek Bir Zât İdi. Tasavvuf Ehli Olan Büyük Zâtlarin Sohbetlerinde Çok Bulunurdu. Babasi, Elbise Ve Kumaş Boyacili?i Yapardi. O?luna Da; "bana Yardim Etmiyorsun, Gidip Sûfîlerin Sohbetinde Bulunuyorsun." Diyerek Sitem Ediyordu. Bir Gün Ebü'l-hasan, Boyanacak Elbiselerden Birini, Boyanin İçine Batirdi. Babasi, Hiddetlenip; "ne Yaptin? O Elbise, O Boya İle Boyanmayacakti. Elbisenin Sahibine Ne Cevap Verece?im?" Diye Çikişti. Ebü'l-hasan, Elbiseyi Boyanin İçinden Çikarinca, Esvabin O Boyanin Renginde Olmayip İstenilen Renge Boyandi?ini Gördüler. Babasi, Bu Hâli Görünce O?lunu Serbest Birakti. Sûfîlerin Sohbetlerinde Bulunmasina Hiç Mâni Olmadi.

talebelerinden Ebû Abdullah Muhammed Bin Ahmed El-kureşî, Ebü'l-hasan Kûsî'nin Hizmetinde Bulunuyordu. Memleketi, Bulundu?u Yere Çok Uzakti Ve Dokuz Aydir Âilesinden Hiç Kimseyi Görmemişti. Kendilerini Çok Özlemişti. Kinâ Şehrinde, Ebü'l-hasan Hazretlerinin Hânekâhinda Bu Düşünceler İçinde İken, Birden Bire Ebü'l-hasan Ona; "âile Efrâdini Çok Özledin De?il Mi?" Deyince; "evet." Cevâbini Aldi. Onu Bir Odaya Götürdü. Gözlerini Kapamasini Emretti. Kapadi. Biraz Sonra; "başini Kaldir!gözlerini Aç!" Buyurdu. Gözlerini Açti?inda, Kendini Memleketindeki Evinin Önünde Buldu. Halbuki, Kinâ Şehri İle Memleketi Arasi 15 Günlük Yol İdi. Eve Girdi. Çoluk Çocu?u İle Görüştü. Bir Gün Kaldi. Evindekiler İle Berâber İki Defâ Yemek Yedi. Annesine De, Evin İhtiyaçlari İçin 20 Dirhem Para Verdi. Akşam Ezâni Okununca Evden Çikti. Allahü Teâlânin İzni İle, Bir Anda Kendini Kinâ Şehrindeki Hocasinin Hânekâhinda Buldu. Akşam Namazindan Sonra Ebü'l-hasan Ona İltifât Ederek; "arzu Ve İştiyâkin, Özlemin Geçti Mi?" Diye Sorunca; "evet Efendim." Dedi. Bir Ay Sonra Ebü'l-hasan Ona Tekrar İzin Verdi. Bu Sefer Normal Yürüyerek Memleketine Geldi. Evindekiler Onu Görünce Çok Sevindiler. Önceki Gelişinde, Kendilerinden Habersiz Ayrildi?i İçin Onu Çok Merak Etmişler Ve Bir Yerlerde Ölmüş Olabilece?ini Düşünmüşlerdi. O, Kendilerinden Özür Dileyerek Lâfi Kesti Ve Hocasinin Bu Kerâmetini Kendileri Hayatta İken Hiç Kimseye Anlatmadi.

ilmüddîn İsmâil Bin İbrâhim El-menfelûtî Şöyle Anlatti: "bir Gün Hocam Ebü'l-hasan Ali Bin Humeyd İle Berâber Deniz Kenârinda Bulunuyorduk. Hocam Abdest Aliyordu. Birden Bir Feryâd İşittik. Bir Kargaşalik Meydana Geldi. Sebebini Sorduk. Timsahin, Kiyida Duran Bir Adami Yakalayip, Denizin İçine Do?ru Götürdü?ünü Söylediler. Baktik, Timsah Yakaladi?i Kimse İle Berâber, Kiyidan Uzaklaşiyordu. Hocam, Timsaha; "dur!" Buyurdu. Timsah Oldu?u Yerde Kaldi. Sonra Hocam; "bismillâhirrahmânirrahîm." Diyerek, Deniz Üzerinde Yürüdü. Timsahin Yanina Vardi. "o Adami Birak!" Dedi. Timsah Adami Birakti. Sonra Timsahin Üzerine Elini Koydu Ve "öl!" Dedi. Timsah O Anda Öldü. Sonra O Adama; "haydi, Kiyiya Git." Buyurdu. Adam; "bu Kabarik Dalgalar Arasinda Kiyiya Nasil Giderim?" Dedi. Hocam İse; "sen Kiyiya Do?ru Git! Hiçbir Şey Olmaz. Deniz De Sana Bir Şey Yapamaz. Çünkü Bu Yol Senin İçin Kurtuluş Yoludur." Dedi Ve Kendisi De Berâber, Karada Yürüyor Gibi, Deniz Üzerinde Yürüyerek Sâhile Geldiler. Orada Bulunan Herkes Hocamin Bu Kerâmetini Gördü."

büyük Hadîs Âlimlerinden Abdülazîm-i Münzirî Hazretleri Diyor Ki: "ebü'l-hasan Kûsî İle 1209 (h.606) Yilinda Kinâ Şehrinde Karşilaştim. Onun Bereketli Sohbetlerinde Bulunanlarin Hallerinin De?işti?ini, Bunun Açikça Belli Oldu?unu Gördüm. Talebe Yetiştirmekte Pek Mâhir İdi. Kendisinden Birçok Kimse İstifâde Etti. Allahü Teâlâ, Onun Vâsitasi İle Pekçok Kimseye Hidâyet, Kurtuluş Nasîb Etti."

bir Defâsinda Ebü'l-hasan Kûsî Yedi Kişilik Yemek Hazirlattirdi. Bu Yemekten Yüze Yakin Kimse Yedi Ve Yemek Hepsine Yetti. Hattâ Bir Mikdâr Da Artti.

ebü'l-hasan Kûsî Sohbetinde Bulunmak Ve Kendine Talebe Olmak İçin Biri Geldi?inde, Başini Önüne E?erek Bir Müddet Düşünür, Allahü Teâlânin İzniyle, Kalp Gözüyle O Gelen Kimsenin Levh-ül-mahfûz'daki Hâlini Görür, Ona Göre, Talebeli?e Kabûl Eder Veya Geri Gönderirdi.

yine Bir Gün Bir Kimse Gelerek Sohbetinde Ve Hizmetinde Bulunmak İstedi?ini Söyledi. Ebü'l-hasan Kûsî O Kimseye; "bizim Yanimizda Sana Verebilece?imiz Bir Vazîfe Yok. Ancak, İstersen Her Gün Bir Ba? Halfâ (kandirma) Otu Getirirsen, Hizmette Bulunmuş Olursun." Buyurdu. O Kimse; "peki." Deyip Ayrildi. Her Gün Ora?ini Alip Gider Bir Ba? Halfâ Otu Getirirdi. Bir Zaman Sonra Usanip, Bu İşi Terketti. Rüyâsinda Kiyâmetin Koptu?unu Ve Kendisinin Ateşe Düşmek Üzere Oldu?unu Ve Ebü'l-hasan Hazretlerinin Hânekâhina Getirdi?i Bir Ba? Halfânin, Ateş İle Kendisi Arasinda Set, Siper Oldu?unu Gördü. O Halfa Ba?i Kendisini Ateşten Uzaklaştirdi. Ebü'l-hasan Kûsî'ye Gelip Gördüklerini Anlatti. Ebü'l-hasan; "biz Sana Ne Dedik? Bizim Yanimizda Seni İslâh Edecek Hizmetin, Halfâ Taşimak Oldu?unu Söylemedik Mi?" Buyurdu. Bunun Üzerine O Kimse İstigfâr Etti Ve Eski Hizmetine Devâm Etti.

ebü'l-hasan Kûsî 1215(h.612) Senesinde Başka Bir Rivâyette İse 1216 (h.613) Senesinde Misir'da Nil Nehri Sâhilinde Bulunan Ve Kûs'a Yakin Olan Kinâ Şehrinde Vefât Etti. Ders Verdi?i Medresenin Bahçesine, Hocasi Abdürrahîm El-kinâvî'nin Yanina Defnedildi. Kabrini Ziyâret Edip, Onun Hürmeti İçin, Onu Vesîle Ederek Yapilan Duânin Kabûl Olundu?u Çok Görülmüştür.

rivâyet Edilir Ki: "biri, Ebü'l-hasan Hazretlerinin Türbesine Yakin Bir Yerde, Çirkin Bir Günah İşlemek Üzereydi. Tam Bu Sirada, Ebü'l-hasan Hazretlerinin Kabrinden; "ey Filân! Bu İşi Yaparken Allahü Teâlâdan Hayâ Etmiyor Musun?" Diyen Bir Ses Duyuldu. Böylece O Kimse, Büyük Günah İşlemekten Vazgeçti.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

kadir Gecesi

ebü'l-hasan Kûsî'nin Talebelerine Ders Verdi?i Bir Hânekâhi Vardi. Her Gün Ve Gecesinde Bir Defâ Hânekâha Giderek, Talebelerinin Hâllerini Kontrol Ederdi. Bir Ramazân-i Şerîfin Son Gecesi Yine Hânekâha Geldi?inde, Talebelerden Birisinin A?ladi?ini Görüp, Sebebini Sordu. Talebe; "efendim! Bu Gece Rüyâmda, Bu Gecenin Kadir Gecesi Oldu?unu Müşâhede Ettim. Herkesi Secde Ediyor Gördüm. Ben De Secde Etmek İstedim. Fakat Bütün Gayretlerime Ra?men Secde Edemedim. Sanki Karnimda Demirden Bir Direk Vardi Ve E?ilemiyordum. Bu Demir Direk, Secde Etmeme Mâni Oluyordu."

talebenin Bu Anlattiklarini Dinleyen Ebü'l-hasan, Tebessüm Edip Buyurdu Ki: "evlâdim! Bunun İçin Hüzünlenme, Korkma!o Demir Bir Direk Gibi Secde Etmene Mâni Olan Şey, Senin İçine Bizim Tarafimizdan Konulmuş Bir Şeydir. Senin Gördü?ün O Hâl, Şeytânî Bir Hâldir. E?er Secde Etseydin, Şeytan Senin İçine Girmek İçin Yol Bulmuş Olacakti." Bu Sözleri Dinleyen Talebe; "bu Hâlin Böyle Oldu?unu Ben Nereden Bileyim. Hâl Gerçekten Bu Anlatilan Gibi Midir?" Diye Düşündü. Hâtirina Gelen Bu Ve Bunun Gibi Şüpheye Yer Veren Düşünceler İçindeyken, Ebü'l-hasan O Talebeye: "ben Sana Böyle Söylüyorum. Yoksa Delîl Mi İstiyorsun?" Buyurdu. Bundan Sonra Da Sa? Elini Uzatti. Talebe, Hocasinin Sa? Elinin Meşrika Kadar Uzandi?ini Gördü. Sonra Sol Elini Uzatti. O Da Magribe Kadar Uzandi. Sonra Sa? Elini Sol Eline Do?ru Yaklaştirdi. O Kadar Ki, İki Elinin Birleşmesi İçin Arada Çok Az Bir Mesâfe Kalmişti. Nihâyet İki Eli Arasinda Gördü?üm Nûr, İnsan Şeklinde Duruyordu. Benim Nûr Şeklinde Gördü?üm O Şey, Şimdi Siyah Ve Çok Çirkin Bir Şekildeydi Ve Ebü'l-hasan'a Kendisini Birakmasi İçin Yalvariyordu. Ebü'l-hasan Ellerini Biraz Daha Yaklaştirdi. O Elindeki Acâib Şeyin Ba?irmasi, Feryâdi Daha Da Fazlalaşti. Nihâyet, O İ?renç Ve Çirkin Şekil Bir Duman Hâline Geldi. Havada Yok Olup Gitti. Bu Hâli Müşâhede Edip Gören Talebenin Gönlüne Gelen Îtirâz Ve Şüphe Şeklindeki Düşünceler Artik Yok Oldu.

 

kaynaklar

1) Câmiu Kerâmât-il-evliyâ; C.2, S.163

2) Hüsn-ül-muhâdara; C.1, S.516

3) Şezerât-üz-zeheb; C.5, S.52

4) Tabakât-ül-kübrâ; C.1, S.161

5) Tabakât-ül-evliyâ; S.452

6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.8, S.235

Yorumlar
Kod: 31S6Z