Osmanlı devletinin, büyük âlimlerinden.
Çok kıymetli kitaplar, çıktı onun elinden.
Meşhur bir kitabı da, (Ey Oğul İlmihali).
Okuyup, ona göre düzeltmeli her hali.
Bu kitapta, oğluna nasihat etmektedir.
Dinin hükümlerini güzel öğretmektedir.
Kitabın bir yerinde buyurur ki oğluna:
(Bakma kötü göz ile, hiç bir Allah kuluna.
Bir çocuk görsen, de ki, bunun günahı yoktur.
Ben ondan çok yaşadım, günahım daha çoktur.
Bir yaşlı müslümanı görürsen bir gün şayet,
De ki: Bu, benden fazla eylemiştir ibadet.
Benden fazla yaşayıp, çok amel işlemiştir.
Öyle ise o benden, faziletli kişidir.
Bir islam âlimini görürsen bir gün eğer,
Düşün ki: Hak indinde, kıymetlidir âlimler.
Ben ise bir cahilim, o, ilim sahibidir.
Elbette ki o benden, daha faziletlidir.
Bir cahili görürsen, de ki: O, bilmiyordur.
Bir günah işlese de, bilmeden işliyordur.
Ben ise, günahları işlerim bilerekten.
Öyleyse Hak indinde, kıymetlidir o benden.
Bir kâfiri görürsen, şöyle düşün ey oğul:
Olur ki, bu dünyadan imanla gider bu kul.
Oysa benim, imanla gidip gitmeyeceğim,
Kesin belli değildir, neye güveneceğim?
Belki o, ileride iman eder, kimbilir.
O takdirde o benden daha faziletlidir.
Hiç hor ve hakir görme, günahkâr insanları.
Ve hiç gururlanıp da, küçük görme onları.
Hak teâlâ indinde, yüksek derecelere,
Kavuşmak istiyorsan, kibirlenme yok yere.
Helal lokma yiyerek, temizle bedenini.
Malayani sözlerden, koru hem de dilini.
Müslümanlara karşı, hiç besleme düşmanlık.
Kalbine, kimse için getirme bir fenalık.
Ey oğul, fırsat verme nefsine, bir an bile.
Ve amel defterini kirletme günah ile.)
Bir gün de buyurdu ki: (Resulü, cenab-ı Hak,
Gönderdi âlemlere, yalnız rahmet olarak.
Yani onun her sözü, her hal ve hareketi,
Bildirir açık açık, bize islamiyet’i.
Allahü teâlâ'nın rızasını kazanmak,
Onun emirlerine uymakla olur ancak.
Onun varisi olan, islam âlimlerine,
Uyanlar da, kavuşur Allah'ın sevgisine.
Yani bu âlimlere, hem kalben, hem ahlaken,
Her şeyde, ne kadar çok uyulursa gerçekten,
O kadar faziletli ve kıymetli olunur.
Dünya ve ahirette, bulunur rahat, huzur.)