Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Huzeyfetü‘l-mer‘âşî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:41
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Şam evliyaları, Huzeyfetü‘l-mer‘âşî

sekizinci Ve Dokuzuncu Yüzyıllarda Yaşamış Meşhur Velîlerden. İsmi, Huzeyfe, Lakabı Sâdüddîn'dir. Babasının İsmi, Katâde'dir. Şam Civârında Bulunan Mer'âş Denilen Şehirden Olduğu İçin Mer'âşî Nisbesiyle Meşhur Olmuştur. İbrâhim Bin Edhem Hazretlerinin Talebelerindendir. Doğum Târihi Bilinmemektedir. 822 (h.207) Senesinde Vefât Etti.

zamânının Âlimlerinden İlim Tahsîl Etti. Aklî Ve Naklî İlimlerde Yüksek Âlim Oldu. Birçok Velînin Sohbetlerinde Bulundu. Hızır Aleyhisselâmın İşâretiyle İbrâhim Bin Edhem Hazretlerinin Huzûruna Gitti. Büyük Velî İbrâhim Bin Edhem Hazretlerinin Hizmetinde Ve Sohbetinde Bulunarak Tasavvuf Yolunda İlerledi. Altı Ayda Kemâl Ve Olgunluk Derecesine Ulaştı. İbrâhim Bin Edhem Hazretleri Ona Tasavvuf Yolunda Hırka Giydirdi.

huzeyfet-ül-mer'âşî, İbrâhim Bin Edhem Hazretlerine Hizmet Ettiği Sırada Birisi Gelip Ona Hizmet Etme Sebebini Sorunca, Olup Bitenleri Şöyle Anlattı: "mekke-i Mükerremeye Giderken Çok Acıkmıştık. Kûfe'ye Gelince Açlıktan Yürüyemez Oldum." İbrâhim Bin Edhem Hazretleri; "açlıktan Kuvvetsiz Mi Kaldın?" Buyurunca; "evet" Dedim. İbrâhim Bin Edhem Hazretleri Hokka, Kalem, Kâğıt İstedi. Bulup Getirdim. Besmeleyle Birlikte; "her Halde Sana Güvenilen Rabbim! Her Şeyi Veren Sensin. Sana Her An Hamd Ve Şükür Ederim. Seni Bir An Unutmam. Aç, Susuz Ve Çıplak Kaldım. İlk Üçü Benim Vazîfemdir, Elbette Yaparım. Son Üçünü Sen Söz Verdin. Senden Bekliyorum." Yazıp Bana Verdi Ve; "dışarı Git Ve Allahü Teâlâdan Başka Kimseden Bir Şey Umma Ve İlk Karşılaştığın Kimseye Bu Kâğıdı Ver." Buyurdu. Dışarı Çıkınca, Deve Üstünde Biri İle Karşılaştım. Kâğıdı Ona Verdim. O Kimse Kâğıdı Okuyup Ağlamaya Başladı. "bunu Kim Yazdı?" Dedi. Ben De; "câmide Birisi Yazdı." Dedim. O Kimse Bir Kese Altın Verdi. İçinde Altmış Dinâr Vardı. O Kimseyi Sorunca; "o Nasrânîdir Yâni Hıristiyandır" Dediler. İbrâhim Bin Edhem'e Gelip Olanları Anlattım. İbrâhim Bin Edhem; "keseye Elini Sürme. Sâhibi Şimdi Gelir." Buyurdu. Az Zaman Sonra Nasrânî Geldi. İbrâhim Bin Edhem'in Ayaklarına Düşüp, Elini Öptü Ve Müslüman Oldu."

huzeyfetü'l-mer'âşî Hazretleri İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatıp Onların Dünyâ Ve Âhirette Kurtuluşu İçin Çalıştı. Abdullah Bin Hubeyk, Mûsâ Bin El-muallî, Yûsuf Bin Esbât, Bişr-i Hâfî, Feyz Bin İshak, İbn-i Ebidderdâ, Nebhân Bin El-mugallis Gibi Zâtlarla Görüşüp Karşılıklı Sohbetlerde Bulundu. Haram Ve Şüphelilerden Sakınıp, Nefsin İstediklerini Yapmamak, İstemediklerini Yapmak Sûretiyle Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşmak İçin Çalıştı. Çok Az Yemek Yiyerek Nefsini Tezkiye Etti. "kalp Ehlinin Gıdâsı Ve Ruhlarının Kuvveti, Kelime-i Tayyibe Olan Lâ İlâhe İllâllahtır." Buyurarak Allahü Teâlânın İsmini Zikretti.

huzeyfetü'l-mer'âşî Hazretleri Mümkün Olduğu Kadar İnsanlardan Uzak Dururdu. "yapılan İyi Ameller Arasında İnsanın Evine Kapanıp Kalmasından Ve Böylece Allahü Teâlâya İbâdet Etmesinden Daha İyisi Olacağını Bilmiyorum." Buyururdu.

abdullah Bin Hubeyk'e Buyurdu Ki: "dört Husûsa Yâni Gözüne, Diline, Kalbine Ve Nefsinin İsteklerine Dikkat Et. Gözün İle Harama Bakma, Kalbinde Olandan Başka Bir Şeyi Konuşma. Kalbinde Müslümanlara Karşı Kin, Hased Gibi Kötü Hisler Bulundurma. Nefsinin Hevâsına Yâni İsteklerine Uyma."

mûsâ Bin El-muallî'ye Buyurdu Ki: "yâ Mûsâ! Eğer Sende Üç Haslet, Güzel Huy Varsa, Allahü Teâlânın Yarattığı Her Hayırda Nasîbin Vardır. Amellerini Allahü Teâlânın Rızâsına Kavuşmak İçin Yapmak, Kendin İçin Sevdiğini Kardeşin İçin De Sevmek, Yiyeceklerin Helâlinden Olmasına Dikkat Etmek."

huzeyfetü'l-mer'âşî Hazretlerinin İkrâm Ve İhsânları Boldu. Fakir Ve Muhtaçların İhtiyaçlarını Giderirdi. Mümkün Olduğu Kadar Kimseden Bir Şey Kabûl Etmezdi. Bilhassa Düşük Ahlâklı Kimselerin Hediyelerini Almaktan İnsanları Sakındırırdı. O; "günahkarların Ve Ahlâkı Bozuk Kimselerin Hediyelerini Kabûl Etmeyiniz. Eğer Kabûl Ederseniz, Sizin Onların Kötü Fiillerine Ve Ahlâksız Hareketlerine Râzı Olduğunuz Zannedilir." Buyururdu.

ibn-i Ebi'd-derdâ Rahmetullahi Aleyh, Huzeyfetü'l-mer'âşî'ye Gelerek; "bana Nasîhat Et." Dedi. Huzeyfetü'l-mer'âşî Buyurdu Ki: "yediğin Lokmanın Nereden Geldiğine Dikkat Et. Nefsinin İsteklerine Uyarak İslâmiyetin Ruhsat, Kolaylık Taraflarını Sana Tavsiye Eden Kimseyle Oturma. Eğer Allahü Teâlâya Gizli Olarak İbâdet Edersen, İstesen De, İstemesen De Kalbin Düzelir."

huzeyfetü'l-mer'âşî Buyurdu Ki:

"otururken, Samîmî Olmayan, Yapmacık Hareketler Yapacağımdan Korktuğum İçin, Bir Arkadaşımla Oturmak İstemiyorum."

"ihlâs, Kulun İçi İle Dışının Aynı Olmasıdır."

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

bilmediğim İçin Ağlıyorum

huzeyfetü'l-mer'âşî Hazretleri Allahü Teâlâdan Olan Korkusu Sebebiyle Çok Ağlardı. Böyle Bir Zamanda Yanına Gelen Birisi Ona Dedi Ki: "bu Derece Ağlayıp Sızlamana, ızdırap Çekmene Sebep Nedir? Yoksa Allahü Teâlânın Rahîm, Çok Merhâmetli, Kerîm Ve Gafûr Olduğunu Bilmiyor Musun?" Dedi. Bunun Üzerine Huzeyfetü'l-mer'âşî Hazretleri; "allahü Teâlâ; "bir Fırka Cennet'te, Bir Fırka Cehennem'dedir." Buyuruyor. Ben Bu İki Fırkanın Acaba Hangisindeyim, Bunu Bilmediğim İçin Ağlıyorum." Dedi. Soran; "mâdem Ki, Sen Daha Kendi Hâlini Bilmiyorsun, Nasıl Olur Da Başkalarına Yol Gösterirsin?" Dedi. Bu Sözü Duyan Huzeyfet-ül-mer'âşî Hazretleri, Çok Mânâlar İfâde Eden Bu Sözün Tesiriyle Düşüp Bayıldı. Kendine Gelince, "ey Huzeyfe! Biz Seni Dost Edindik, Kıyâmet Günü Seni Cennetliklerden Olarak Haşredeceğiz." Diyen Bir Ses Duydu. Bu Sesi, O Mecliste Bulunup Da Henüz Müslüman Olmayan Üç Yüz Kişi Duyup Müslüman Olmuşlardır.

 

kaynaklar

1) Sıfâtü's-safve; C.4, S.224

2) Sefînetü'l-evliyâ; S.88

3) Tabakâtü'l-kübrâ; C.1, S.60

4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (44. Baskı) S. 657, 1073

5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.3, S.192

Yorumlar
Kod: NKDRK