Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
İşte ilk alamet
  30 Mart 2018 Cuma , 21:57
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;İşte ilk alamet
    Beni o yahudiye satınca o kimseler,

Gördüm çok o diyarda hurmalık ve bahçeler.

 

Düşündüm ki: Beklenen o Peygamber, her halde,

Gelse gerek, işte bu hurması bol mahalde.

 

Lakin ben, o beldeye edemedim muhabbet.

O yahudi kimseye, hizmet ettim bir müddet.

 

Sonra o sattı beni, başka bir yahudiye.

O dahi beni alıp, getirdi Medine’ye.

 

Bu yeri görür görmez, çok ısındım, pek sevdim.

Sanki ben, bu beldeyi önce görmüş gibiydim.

 

Dedim: İşte burası, hurması bol olan yer.

O Peygamber, herhalde, bu yere teşrif eder.

 

Geçiyordu günlerim artık hep Medine’de.

Bağ bahçe işlerini yapıyordum bu yerde.

 

Lakin ben, teşrifini beklerdim bir kişinin.

Sabırsızlanıyordum Ona kavuşmak için.

 

Rabbimi tanımaktı muradım benim asıl.

O Resul'ü görmekle olacaktı bu hasıl.

 

O yüce Peygamber’i bekliyordum gece gün.

Onun hasreti ile yanıyordum büsbütün.

 

Bir gün, o yahudinin bahçesinin birinde,

Hurma topluyor idim, bir ağaç üzerinde.

 

Altta, efendim ile, yavaş sesle bir kişi,

Bir şeyler konuştular, merak ettim bu işi.

 

Kulak verip dinledim, diyordu ki: (Mekke’den,

Kuba’ya biri geldi, geçen sabah erkenden.

 

Peygamber olduğunu ediyor halka izhar.

Evs ve Hazreçliler de Ona inanıyorlar.)

 

Ben bu sözü duyunca, kendimden geçtim o an.

Ve hatta sevincimden, düşecektim ağaçtan.

 

Hemen aşağı inip, dedim ki o kimseye:

(Ne diyorsun, kim gelmiş, ne diyormuş herkese?)

 

Sahibim sinirlenip ve bir tokat vurarak,

Dedi: (Ne yapacaksın, sen kendi işine bak!)

 

O gün akşam olunca, bir miktar hurma aldım.

Arayıp, o Resul’ün huzurlarına vardım.

 

Görünce ilk olarak cemalinin nurunu,

Tahmin ettim beklenen Peygamber olduğunu.

 

İkram etmek üzere, aldığım hurmaları,

Ona takdim ederken, arz eyledim şunları:

 

(Bu hurma sadakadır, lütfen kabul ediniz.

Fakirlerle birlikte, afiyetle yiyiniz.)

 

Eshabını çağırıp, buyurdu: (Yiyin bundan!)

Ve lakin hiç yemedi kendisi o hurmadan.

 

Dedim ki: ilk alamet, işte bu olsa gerek.

Zira kabul etmedi sadakayı mübarek.

 

Teşrif ettiklerinde Medine beldesine,

Az hurma daha alıp, huzura vardım yine.

 

Hurmaları çıkarıp Ona takdim eyledim.

Dedim ki: (Bu hurmalar, hediyedir efendim.)

 

Çağırdı Sahabe’yi huzuruna bu sefer.

Baktım, yedi kendi de Eshabiyle beraber.

 

Yirmibeş tane idi o hurmalar Vallahi.

Çekirdekleri saydım, fazlaydı bin’den dahi.

 

Dedim ki: İşte budur, o ikinci alamet.

Bir işaret kaldı ki, o da (Mühr-ü nübüvvet.)

Yorumlar
Kod: XVM1U