Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Keramet sahibiydi
  30 Mart 2018 Cuma , 22:11
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Keramet sahibiydi

Harran’ın Büsr köyünde dünyaya gelen bu zat,

Binikiyüzkırkyedi yılında etti vefat.

 

O zamanlar, zalim ve çok gaddar bir hükümdar,

Vardı ki, insanlara yapardı zulüm, zarar.

 

O, bu zatın olduğu köye yakın gelince,

İnsanlar bunu duyup, korkuya düştü nice.

 

Bu zata dediler ki: (Efendim, dua edin.

Allah, onun şerrinden eylesin bizi emin.)

 

Buyurdu ki: (Korkmayın, korkak olur zalimler.

Ben ona emrederim, burada durmaz, gider.)

 

Sonra, bir talebeyi yanına alaraktan,

O zalimin yanına teşrif etti korkmadan.

 

Heybet ve şiddet ile geçerek karşısına,

Buyurdu ki: (Bu zulüm, payidar olmaz sana!)

 

Sonra da, asasını sertçe yere vurarak,

Buyurdu ki: (Bu köyü, terk et acil olarak!)

 

Hiçbir şey diyemedi o zalim bu veli’ye.

Başını öne eğip, dönüp gitti geriye.

 

Talebeden biri de, niyet etti hac için.

Gelip bu üstadından, gitmeye aldı izin.

 

Sonra bu büyük veli, verdi ona bir cüzdan.

Buyurdu: (Yol boyunca, bundan harca ve kullan.)

 

(Peki) deyip gitti ve yolda açtı cüzdanı.

Tek (bir dirhem) görünce, sıkıldı biraz canı.

 

Düşündü ki: (Neyime yeter benim bir dirhem?

Bu, yalnız iki günlük masrafa kâfidir hem.)

 

Harcadı sonra onu, bir ihtiyaç yerine.

Cüzdanı açtığında, (bir dirhem) gördü yine.

 

Buna çok hayret edip, düşündü ki bu sefer:

(Bir değil, iki dirhem var imiş bunda meğer.)

 

Lakin az daha sonra bakınca cüzdanına,

(Bir dirhem) daha görüp, aklı geldi başına.

 

Dedi: (Bu, üstadımın açık kerametiymiş.

Elbette yol boyunca, bana kâfi gelirmiş.)

 

Bir gün de talebeyle, bir yere gider iken,

Başka bir veli ile, karşılaştılar birden.

 

O sırada o yerden, bir sürü geçiyordu.

Talebeden birine bakıp şöyle buyurdu:

 

(Bak, şu iri boynuzlu, beyaz bir koyun var ya,

Git onu yakalayıp, tut ve getir buraya.)

 

(Peki) dedi ise de, almadı aklı bunu.

Dedi: (Hiç alınır mı başkasının koyunu?

 

Beni, imtihan için gönderiyor mutlaka.

Lakin onu yiyip de, giremem ben bu hakka.)

 

O, böyle düşünerek, getirdi o koyunu.

O velinin emriyle, yediler kesip onu.

 

Az sonra, biri geldi koşarak bu veli’ye.

Sordu: (Hiç buralardan geçti mi sürü?) diye.

 

O, (Geçti) buyurunca, dedi ki: (Ey efendim!

Size vermek üzere, bir nezrim vardı benim.

 

O sürünün içinde, boynuzlu, iri, beyaz,

Bir koyun var idi ki, edecektim size arz.)

 

Buyurdu: (Yedik bile biz onu, etme merak.)

Adam dedi: (Çok şükür, yerini bulmuş adak.)

Yorumlar
Kod: NKCRK