Bu zat buyuruyor ki: (Müminin alameti,
İkidir, biri, sevmez küfrü ve kâfirleri.
Öbürü, ibadetler ona pek zevkli gelir.
Haram ve günahlardan, nefret eder, iğrenir.
Kalpte iman nurunun kuvvetlenmesi için,
İki şeyi yapması lazım gelir kişinin.
Biri, sohbet etmektir Allah dostları ile.
Zira kalp temizlenir, onların sohbetiyle.
Bir de, kitaplarını okumaktır onların.
Çünkü kalbi parlatır sözleri o zatların.)
Bir gün de buyurdu ki: (İmanda altı şart var.
İman etmiş sayılır bunlara inananlar.
Ancak bunlardan başka, vardır ki üç şart daha,
O iman makbul olmaz, bu üçü bulunmazsa.
Birisi, can boğaza gelmeden inanmaktır.
İkincisi, küfr olan sözde bulunmamaktır.
Bir de hubb-u fillah ve buğd-u fillah var ki hem,
İnanmış olmak için, bu da mühim ve elzem.
Yani müslümanları, Allah için sevmektir.
Kâfirleri, küfründen dolayı sevmemektir.
Bu üç şarttan birisi bulunmuyorsa eğer,
O kişinin imanı, olmaz makbul, muteber.)