Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Lütfullah Efendi (el-evvel)
  30 Mart 2018 Cuma , 23:27
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Türkiye evliyaları, Bursa evliyaları, Lütfullah Efendi (el-evvel)

on Beşinci Yüzyılda Anadolu'da Yetişen Evliyâdan. Emir Sultan Hazretlerinin Üçüncü Halîfesidir. Fakîh Abdullah Efendi İsminde Bir Zâtın Oğludur. Doğum Târihi Bilinmemektedir. Karaman'da Doğdu. 1488 (h.894) Senesinde Bursa'da Vefât Etti.

emîr Sultan Hazretleri Bursa'ya Gelirken, Karaman Diyârına Uğradı. Fakîh Abdullah Efendi İsminde Âlim Bir Zâtın Evinde Misâfir Oldu. Fakîh Abdullah Efendi, Büyük Velî Emir Sultan Hazretlerine Pekçok İkrâmlarda Bulundu. İkrâmlardan Sonra Sohbete Geçildi.emir Sultan Hazretleri Sohbet Sırasındafakîh Abdullah Efendiye; "filan Târihte Senin Bir Oğlun Dünyâya Gelecek. Onun İsmini Lütfullah Koyarsın. O Bizim Oğlumuzdur." Buyurdu. Emir Sultan Hazretleri Karaman'dan Ayrılıp Gittikten Sonra Bildirdiği Târihte Fakîh Abdullah Efendinin Bir Oğlu Oldu. İsmini Lütfullah Koydular.

lütfullah Efendi Büyüyüp Erginlik Çağına Ulaşınca, Zamânının Usûlüne Göre İlim Tahsîl Etti.olgun Bir Kimse Oldu. İlim Tahsîli İçin Gelibolu'ya Geldi. Orada Aklî Ve Naklî İlimleri Tahsîl Etmekle Meşgûl Olduğu Sırada Şeyh Bedreddîn Efendi Gelibolu'ya Geldi. Lütfullah Efendi, İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını İnsanlara Anlatarak, Onların Dünyâ Ve Âhirette Saâdete, Kurtuluşa Kavuşmaları İçin Gayret Eden Şeyh Bedreddîn Efendi İle Tanışıp Sohbetlerine Devâm Etmeye Başladı. Ona Talebe Olup Hizmetinde Bulundu. Bedreddîn Efendi Ona, Dergâhına Odun Getirme, Namaz Vakitlerinde İmâmlık Yapma Ve Çocuklarını Okutma Vazîfelerini Verdi.lütfullah Efendi Bu Vazîfeleri Canla Başla Yürüterek Kısa Zamanda Tasavvuf Yolunda İlerledi.

bir Gün Dağda Odun Keserken Kalp Gözü Açıldı. Kendinde Meydana Gelen Mânevî Haller Sebebiyle Bayılıp Yüzü Koyun Düştü. Ayıldıktan Sonra Hocası Şeyh Bedreddîn Efendinin Huzûruna Geldi. Başından Geçenleri Keşf Yoluyla Bilen Şeyh Bedreddîn Efendi, Ona Olanları Anlatıverdi. Bu Hâdiseden Sonra Hocasına Daha Çok Bağlanan Lütfullah Efendi, Hocasının Emriyle Riyâzetler Ve Mücâhedelere Başladı. Nefsinin İstediklerini Yapmamak Ve İstemediklerini Yapmak Sûretiyle Tasavvuf Yolunda İlerleyip Yüksek Mânevî Derecelere Kavuştu. Bedreddîn Efendi Onun Kemâle, Olgunluğa Eriştiğini Görüp, İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatmak, Talebe Yetiştirmek Husûsunda İcâzet, Diploma İle Hilâfet Verdi. Bedreddîn Efendinin Vefâtından Sonra Onun Talebelerine Ders Veren Lütfullah Efendi, İnsanlara Vâz Ve Nasîhat Ederek Onların Dünyâ Ve Âhiret Saâdetine Kavuşmaları İçin Çalıştı.

lütfullah Efendi Bir Cumâ Günü Tire'deki Zinciriye Câmiinde Müslümanlara Vâz Ve Nasîhatte Bulunuyordu. Fakat İnsanlar Gâfil Oldukları İçin Onun Vâzından Fazla İstifâde Edemediler. Kürsünün Önünde Büyük Bir Taş Vardı. Lütfullah Efendi Cemâate; "benim Sözlerim Size Tesir Etmedi. Fakat Şu Taşa Tesir Etti." Buyurdu. Hakîkaten Baktıklarında, Bu Büyük Taş Parça Parça Oldu. Lütfullah Efendinin Bu Kerâmetine Şâhid Olan İnsanlar, Halsiz Ve Perişan Oldular.

lütfullah Efendi, Güzel Ahlâk Sâhibi Bir Zât Olduğu Gibi, Allahü Teâlâya Çok İbâdet Ederdi. Her Gece Teheccüd Namazını Câmide Kılardı. O Zaman Bursa'da Emir Sultan Câmiinde Müezzin Olan Zât Onun Hakkında Şöyle Dedi: "kırk Yıldır Bu Câmide Müezzin Olarak Hizmet Ederim. Câmi-i Şerîfe Lütfullah Efendiden Önce Gelmeye Çok Zaman Gayret Ettim Fakat Mümkün Olmadı. Her Ne Zaman Câmiye Gelsem Lütfullah Efendiyi Câmide İbâdet Eder, Kur'ân-ı Kerîm Okur Veya Allahü Teâlânın İsm-i Şerîfini Zikreder Bulurum."

köse Şeyh Diye Bilinen Bir Zâtın Dayısı Dâvûd Fakîh Şöyle Anlattı: "bir Defâ Emir Sultan Hazretlerinin Kabrini Ziyârete Gelmiştim. Akşam Olunca, Câmi İçindeki Kürsü Üzerinde Yattım. Gece Yarısında Câminin Kapısı Açıldı. Baktığımda, Lütfullah Efendinin İçeri Girdiğini Gördüm. Ön Tarafta Bulunan Hasırın Bir Kenarında İki Rekat Namaz Kıldı. Selâm Verdikten Sonra Namaz Kıldığı Yerin Hemen Bitişiğindeki Kısma Durup İki Rekat Daha Namaz Kıldı. Böylece O Hasırın Her Yerinde Ve Câmideki Diğer Hasırların Üzerinde Olmak Üzere İkişer Rekat Namaz Kıldı. Sabah Oluncaya Kadar Bu Hâli Devâm Etti.

mansûr Halîfe Adında Birisinden Naklolunur Ki: Lütfullah Efendinin Bir Dergâhı Vardı. Kimseyi İçeri Almazdı. Sâdece Bana İzin Vermişti. Ben Oradminhâc-ül-âbidîn okurdum. Bir Gün Dersimiz Vilâyet, Velîlik Ve Kerâmet Konusuna Geldi. Ben Bunun Aslı Yoktur, Diye İnkâr Ettim. Lütfullah Efendi; "inkâr Etmeyin." Buyurdu. Fakat Ben İnkârda ısrar Ettim. Lütfullah Efendi Gazâba Gelip Mübârek Ayaklarını Yere Vurdu. Mübârek Başı Dergâhın Tavanına Kadar Yükseldi. Sonra Yerine Oturup; "inandın Mı Oğlum!" Buyurdu. Ben Şaşkın Ve Mahcûb Bir Halde Kalkıp Oradan Ayrıldım.

zâkir Hacı İbrâhim'den Naklolunur Ki: Lütfullah Efendinin Asâsını Taşırdım. Onun Önünce Asâsını Götürüp İki Defâ Hacca Gittik. Bir Gün Bir Yerde Çadır İçinde Otururken, Siyah Sakallı Bir Kimse İçeri Girdi. Şeyh Lütfullah Efendiyle Müsâfeha Etti. Gizlice Bâzı Şeyler Konuştular. O Kimse Gideceği Zaman, Şeyh Lütfullah Efendi Kalkıp Onu Saygıyla Yolcu Etti. Biz Cesâret Edip Soramadık. Oğulları Abdurrahmân Efendi O Zâtın Kim Olduğunu Sordu. Lütfullah Efendi; "o Kimse, Zamânın Rehberidir." Buyurdu.

lütfullah Efendi Tasavvuf Yolunda Kutbiyyet Makâmına Ulaşmıştı. İki Kızı Ve İki Oğlu Vardı. Oğulları Abdurrahmân Ve Abdülganî Efendilerdir. Kızlarından Birini Kendi Yerine Seccadenîşin Bıraktığı Dâvûd Efendiyle Evlendirmişti.

lütfullah Efendi İlim, Fazîlet Ve Güzel Ahlâkıyla İnsanlara İyi Örnek Olduğu Gibi, Devlet İleri Gelenlerine De Zaman Zaman Yol Gösterirdi. Sultan İkinci Bâyezîd Han Kendisini Saraya Dâvet Edince, O İlim Ve Fazîlette Meşhûr Olan Tuzlalı Yahyâ Efendi İle Yenişehirli Hacı Halîfeyi De Berâberine Alıp Gitti. Cumâ Namazını Pâdişâh İle Birlikte Kıldılar. Pâdişâhın Hâtırından, Bu Zâtlara Vâz Etmelerini Teklif Etmek Geçti Ve Vâz Edin Dedi. Lütfullah Efendi Yahyâ Efendiye Teklif Etti. Yahyâ Efendi Kürsüye Çıkıp, Meryem Sûresinin Tefsirini Yaptı. O Meclis O Derece Hüzünlendi Ki, Ağlamadık Kimse Kalmadı. Daha Sonra Pâdişâh Sultan İkcinci Bâyezîd Han Bu Zâtlara İkrâm Ve İhsânlarda Bulundu.

lütfullah Efendi Otuz Bir Yıl Müddetle İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlatıp, Onların İki Cihân Saâdeti İçin Çalıştı. Pekçok Talebe Yetiştirdi. Oğulları Çok Genç Yaşta Olduğu İçin Dâmâdları Dâvûd Efendiyi Yerine Halîfe Tâyin Etti. 1488 (h.894) Senesi Muharrem Ayının Sonunda Bir Cumâ Günü Akşam Namazından Önce Vefât Etti. Emir Sultan Câmii Bahçesinde Defnedildi. Dâvûd Efendi, Onun Yerine Geçti. Talebelerine Ders Verdi Ve Onun Makâmında İnsanlara İslâmiyetin Emir Ve Yasaklarını Anlattı. Lütfullah Efendinin cenâhus-sâlikîn adlı bir Risâlesi Vardır.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

uyanık Bir Kimse Bulamadım

bir Gün Bir Dânişmend, Kâdı Yardımcısı Gelerek Lütfullah Efendiye İntisab Edip Talebe Oldu. Zâhiren Onun Üstünlüğünü Kabûl Ettiği Halde, İçinden Kerâmet Sâhibi Olduğunu Kabullenmedi. Bir Gece Yarısından Sonra Lütfullah Efendi Dânişmendin Odasının Kapısını Vurdu Ve; "kalk Abdest Al, Mescide Gidelim." Buyurdu. Dânişmend Kalkıp Abdest Aldı Ve Lütfullah Efendiyi Tâkib Ederek Mescide Vardı. Lütfullah Efendi Bir Köşede Namaza Durdu. Dânişmend De Bir Kenarda Namaz Kılmaya Başladı. Bir Müddet Sonra Lütfullah Efendi Oturup Sessizce Allahü Teâlânın Büyüklüğünü Ve O'nun Nîmetlerinin Sonsuzluğunu Düşünmeye, Murâkabe Etmeye Başladı. Başını Önüne Eğdiği Sırada, Dânişmend Onun Yanına Yaklaştı. Bakınca, Lütfullah Efendinin Kaftanının Kalıp Gibi Durduğunu Fakat İçinde Lütfullah Efendinin Olmadığını Gördü. Bu Hal Üzerine Dânişmend Heyecan Ve Korkuyla Halsiz Yere Düştü. Biraz Sonra Lütfullah Efendi Gelip Danişmende; "kalk!" Dedi. Dânişmend Kalkınca, Lütfullah Efendi; "batı İle Doğu Arasını Gezdim, Uyanık Bir Kimse Bulamadım. Ancak Edirne'de Bir Hak Âşığını Kitaba Bakarken, Keşiş Dağındaki Bir Râhibi De Puta Taparken Gördüm. Bir Müddet Sonra O Hak Âşığı Kimse Dervişlerden Olur, O Râhib De Müslüman Olup, Allahü Teâlânın Sevdiği Bir Kul Olur." Buyurdu. Lütfullah Efendinin Bu Sözleri Karşısında Tamâmen Şaşkınlaşan Dânişmend, Onun Kerâmet Sâhibi Büyük Bir Velî Olduğunu Kabûl Etti.

 

kaynaklar

1) Güldeste-i Riyâz-ı İrfan; S.81-83

2) Vefeyât-ı Baldırzâde; S.100

Yorumlar
Kod: OLDSK