Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Mahmûd Sâminî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:28
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Türkiye evliyaları, Elazığ evliyaları, Mahmûd Sâminî

harput'un Büyük Velîlerinden. Elazığ'ın Palu İlçesine Bağlı Hun Köyünde Doğdu. Seyyiddir. Doğum Târihi Belli Değildir. İlk Tahsîlini Doğduğu Yerde Yaptı. Sonra Ali Septî Hazretlerinin Sohbetlerinde Kemâle Geldi. On Üç Sene Talebelik Yapan Mahmûd Sâminî, Tasavvuf Yolunda Yüksek Derecelere Kavuştu.

mahmûd Sâminî Hocasının Vefâtından Sonra Yerine Geçerek Talebe Yetiştirmeye Ve İnsanlara Allahü Teâlânın Emir Ve Yasaklarını Bildirmeye Başladı. Mahmûd Sâminî Tütün İçerdi. Talebeleri Arasına Yeni Katılmış Olan Osman Bedreddîn Efendi (imâm Efendi) Hocasının Tütün İçmesine Kalben Îtirâz Etti. Çünkü Tütün İçenleri O Güne Gelene Kadar Sevmezdi. Yine Bir Gün Sohbet Esnâsında Osman Bedreddîn Hocasının Tütün İçmesini Kalben Hoş Karşılamadı. Mahmûd Sâminî Ona Dönerek; "bizim Tütün Çubuğumuzu Düşüneceğine, Allahü Teâlâyı Düşün Ve Zikret. O'nu An Ve O'ndan Başka Da Bir Şey Düşünme." Dedi. Bu Söz Üzerine Osman Bedreddîn Tövbe Ederek, Kalben Büyük Bir Bağlılıkla Hocasına Bağlandı.

bir Gün Ders Bittikten Sonra Vakit Namazını Kılmak İçin Hazırlık Yapıldı. Ezân Okunduktan Sonra Mahmûd Sâminî, Osman Bedreddîn'e Dönerek; "kalk İmâm Ol Osman!" Dediğinde Şaşırarak; "ne Haddimize Efendim!" Cevâbını Verdi. Fakat Mahmûd Sâminî Efendi ısrar Edince Osman Bedreddîn İmâm Oldu. Tekbir Getirdikten Sonra, Fâtihâyı Bir Türlü Okuyamadı. Sıkıntı Ve Üzüntüden Terledi. Osman Bedreddîn'in Durumu Böyle Devâm Etti. Henüz Namaza Durmamış Olan Mahmûd Sâminî Efendi; "oku Yâ Hâfız! Oku Osman Bedreddîn!" Dedi. O Anda Osman Bedreddîn Okumaya Başladı. Namazı Tamamladıktan Sonra Osman Bedreddîn'e Dönen Mahmûd Sâminî; "yâ Hâfız! Büyüklerin Sözüne Ve Niyetine Îtirâz Edilmez. Onların Niyetine Ve Sözüne Teslim Olunur." Buyurdu.

hayâtı Boyunca İlim Ehli Talebeler Yetiştiren Mahmûd Sâminî, Onlara Büyük Önem Verirdi. En Büyük Eserin Hayırlı Evlâd Ve Îmânlı Bir Talebe Yetiştirmek Olduğunu Her Fırsatta Sevdiklerine Söylerdi. Mahmûd Sâminî Hazretleri Palu'da 1895 (h.1313) Târihinde Vefât Etti. Murâd Nehri Kıyısında, Hocası Ali Septî'nin Kabrinin Beş-altı Yüz Metre Aşağısına Defnedildi.

mahmûd Sâminî Devamlı Yanına Gelenlere Ve Talebelerine"her Nefis Ölümü Tadacaktır."(enbiyâ Sûresi: 35) Meâlindeki Âyet-i Kerîmesini Okuyarak Onları Dünyâ Sevgisinden Uzaklaştırırdı.

"tasavvufda Yol Bir Arı Kovanına Benzetilmiştir. Arı Gibi Gâyet Muntazam Çalışmak Ve Arı Gibi Bal Yapmak, Karıncalar Gibi Kanâatkâr Olmak Lâzımdır. Bal Yapmak İdrâkine Eriştiğinde, Bu Şifâlı Baldan Müslüman Kardeşlerine Tattırmak Elzemdir. Çalışanlar Tadını Alır. Çalışmayanları Da Çalıştırmak Rehberin Vazîfesidir. Mahlûkâtın Yaratılışındaki Güzellikte, İlâhî Hikmetler Var. Bunlar Sırlarla Doludur. Velîler İğnenin Ufacık Deliğinden Hindistan'ı Seyrederler. Bu Hâl İse, Âlem-i Misâlin Altında Bir Hâldir. Âlem-i Misâl Bunun Üstündedir. Resûl-i Ekrem Efendimizden Nûrlarını Alırlar Ve Ondan Sonra Vahdet Sarayının Ezelî Ve Ebedî Varlığında Erirler. Benliklerinden Sıyrılırlar. Sırr-ı Sübhânda, Mazhâr-ı Lutfa Ererler" (bkz. İmâm Efendi)

buyurdu Ki: Bir Şeyhde Üç Şeye Dikkat Ediniz.

1- Kendine Dünyâlık Verildiğinde, Hoşuna Gider Mi?

2- Sünnetlerle Amel Ediyor Mu? Sünnetlere Ne Derece Uyuyor.

3- En Çok Neyi Seviyor. Eğer Dünyalıktan Hoşlanıyor, Sünnete İttibar Etmiyor, Dünyâdan Bahsedip, Âhiretten Ve Allahdan Konuşmuyorsa, İşinize Yaramaz, Ondan Uzak Olunuz.

talebesi Ve Halîfesi Osman Bedreddîn Efendi Der Ki: Biz Onsekiz Sene Yüksek Huzûrlarına Gittik Geldik. Kendine Bir Büyüklük İsnâd Ettiklerini Kat'iyyen Görmedik. Hiç Kimseden De İşitmedik. Kendini Şeyh Saymadı. Buna Rağmen Pek Heybetli Ve Azametli Görünürdü. Çok Kere Buyururdu Ki: Dünyânın Ne Kadar Harab Olduğunu Benden Anlayın. Bir Zaman Şeyh Ali Efendi (sebtî Hazretleri) Gibi Bir Zât-ı Muhterem Bu Halkı Hak Teâlâ Hazretlerine Davet Ve İrşad Buyururlardı. Şimdi İse Bu Halka Söz Söylüyoruz. Heyhât!

"kıyâmet Günü Peygamberlerin Ümmetlerinin Çokluğu İle İftihar Ettikleri, Sevindikleri Gibi, Biz De İhvânımızın (din Kardeşi) Çokluğu İle İftihâr Ederiz, Sakat Olsalar, Pek İşe Yaramaz Halde Bulunsalar Bile."

talebesi Osman Bedreddîn Efendiye Buyurdu Ki: "hâfız, Ne Söylersen Kitabdan Söyle. Bunda İki Fâide Vardır: 1) Sen Aradan Çıkarsın, Sana Gurur Gelmez. Zîrâ Söylediğin Söz, Senin Değil, Başkasınındır. 2) Birisi İtiraz Ederse, Başkasının Sözü Olduğu İçin Yine Senin Nefsin Araya Girmez. Bu Sûrette İnsana Hiddet Ve Can Sıkıntısı Da Gelmez. Söylediğin Söz, Doğru İse De, Yanlış İse De, Kitabın Sâhibine Âiddir."

"yarın Cenâb-ı Hak, Bizim Adamlarımıza Azab Ederse, Biz De Üzülürüz. İnşâallah Ne Onlara Azab Edilir, Ne De Biz Mahzûn Oluruz."

hâfız Osman Bedreddîn Hazretlerinin, Hocası Mahmûd Sâminî Hazretleri İçin Yazdığı Bir Şiiri Şöyledir:

 

kim Gelip Girse Bu Gün Sâminî Gülzârına

bir Kademde Vâsıl Olur Her Kişi Dildârına

 

bir Nefesde Mürde Dil Bulur Hayât-ı Câvidân

sâminî Enfâs-ı Kudsîden Erer Hem Yârına

 

âlem-i Mânâda Şâh Olmak Dilersen Tâlibâ

gel Bugün Ver Varlığın Sâminî'nin Vârına

 

hem Gönül Âyinesin Derd-i Sivâdan Pâk Kıl

er Huzûr-i Hazrete Yanma Bu Furkat Nârına

 

âlem-i Kudse Erişmek İster İsen Bedriyâ

sıdk İle Gel Bende Ol Gir Sâminî Bâzârına.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

nasîhatların Özü

sâminî Hazretlerinin Hâfız Osman Bedreddîn Hazretlerine Nasîhatlerinden Bâzıları:

"hâfız! Bir Çocuk Tahsîl Çağına Geldiği Zaman, Okuyup Yazmaya Nasıl Harfleri Öğrenmekle Başlarsa, Hakk'a Ermek De Tavsiye Edeceğim Şu Hususlara Uymakla Gerçekleşir:

1) Allahü Teâlâyı Tanımak, 2) Muhabbetullah (allahü Teâlâya Muhabbet), 3) Gönlü Toplamak, 4) Teslîmiyet, 5) Nefsin Arzularına Uymamak, 6) Bu Yolda Gayret Göstermek, 7) Kesrette Vahdet. Halk İçinde Hak İle Olmak, 8) Çok Salevât Okumak, 9) Kelime-i Tevhîdi Çok Söylemek, 10) Az Yemek, 11) Temiz Giyinmek, 12) Halka Faydalı Olmak, 13) Mütehallik, Güzel Ahlâk Sâhibi Olmak, 14) Mürşide, Yol Göstericiye, Hocaya İtâat, 15) Arkadaşlarına Şefkat, Sevgi, 16) Âleme İbret Nazarı İle Bakmak, 17) Vaktin Kıymetini Bilmek, 18) Hükûmete İtâat, 19) Hasedden Ârî, Uzak Olmak, 20) Kimseye Buğz Ve Düşmanlık Etmemek, 21) Komşu Hakkını İleri Tutmak, 22) Sözünün Eri Olmak, 23) Kendini Tanımak, 24) Dünyâdan Lüzumlu Kadar Nasîb Almak, 25) Âhireti Unutmamak, 26) Doğruluktan Ayrılmamak, 27) Haddi Aşmamak, 28) Huzûrla Sükûn Bulmak. Tasavvufun Elifbâsı Bunlardır. İnsanlar Arasında Aşk Ateşiyle Dolaş, Fenalıkları Yak, İyilikleri Besle. İnsanı İnsana Yaklaştır, Hakk'a Ulaştır. Aslâ İlmine Güvenme, Fadlına Kanma. Dünyâya Aldanma, Nefsine Uyma, Şeytanı At. Aşk İle Yan, Şevk İle Kalk. Peşinden Gelenleri Ne Olursa Olsun İyi Gözet, Sapıkları Düzelt. Huzûra Dikkat, Her Sözün Hakîkat, Görüşlerin Mârifet Olsun.

hâfız! Makâm-ı İrşâd Yâni İnsanları Yetiştirme Makamı Bir Şimşektir. Çaktığı Vakit Etrâfını Aydınlatır Ve Düştüğü Yeri De Yakar. Mârifet; O Aydınlığı İnsanların Kararan Kalbine Nüfûz Ettirmek (sokmak) Ve Kalbleri Aydınlatmaktır.

 

kaynaklar

1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) S.1107

2) Osman Bedreddîn Efendi, Hayâtı Ve Hocaları (ahmed Yazıcı, Türkiye Gazetesi Kütüphânesi)

3) Harput Yollarında (ishak Sungur)

4) Osmanlı Târihi Ansiklopedisi; C.4, S.217

Yorumlar
Kod: GD6JD