Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Meymûn Bin Mihrân
  30 Mart 2018 Cuma , 23:32
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Türkiye evliyaları, Şırnak evliyaları, Meymûn Bin Mihrân

tâbiînin Büyüklerinden, Veli. Hadîs İlminde Sika (güvenilir), Fıkıh İlminde İlmi Çok Olan Büyük Bir Âlimdir. Kûfe’de Yetişti. Sonra Rakka’ya Yerleşti. Künyesi Ebû Eyyûb’dur. 657 (h.37) De Doğdu. 734 (h. 116)’de Cezire’de Vefât Etti. 735’de Vefât Ettiği De Rivâyet Edilmiştir. Halife Hazret-i Ömer Bin Abdülaziz Tarafından Kâdı Ve Vâli Olarak Cezire’ye Tâyin Edildi. Tâyin Edildiği Vazifesinin Başına Gitmek Üzere Halifenin Yanından Ayrılınca, Halîfe Ömer Bin Abdülaziz Buyurdu Ki: “bu Ebû Eyyûb Meymûn Bin Mihrân Ve Onun Emsâli Olan Büyük Âlimler, Aradan Gider (vefât Ederlerse), Halk Kumandandan Mahrum Kalan Askere Döner.”

oğlu, “babam, Kavuştuğu Bu Yüksek Derecelere, Çok Namaz Kılmakla ,çok Oruç Tutmakla Değil, Allahü Teâlâya Âsi Olmakdan Çok Korkmakla Ulaşmıştır.” Dedi. Hasan-ı Basrî’nin Dostlarından İdi. Her Gün Ve Gecesinde Bin Rek’at Namaz Kılardı.

bir Gün Kendisine Dediler Ki, “biz Evimizde Otururuz, Rızkımız Bize Gelir, Diyen Kimseler Hakkında Ne Buyurursunuz?”. Buyurdu Ki: “onlar Ahmaktır. İbrâhim Aleyhisselâm Gibi Bir Yakîn (tam Îmân) Sâhibi Olsalardı, Sebeplere Yapışırlar, Onun Gibi Çalışıp Kazanarak Geçimlerini Sağlarlardı.”

arkadaşlarına Şöyle Derdi; “bende Hoş Olmayan, Sevimsiz Bir Hâl Görürseniz, Onu Yüzüme Karşı Söyleyiniz. Bir Kimse, Din Kardeşinde Uygun Olmayan Bir Hâl Görür De Onu Kendisine Bildirmezse Ona Faydalı Olamaz.”

bir Toplulukta, Beytülmâlın Gelirlerinden Biri Olan Vergiler Hususunda Konuşuluyordu. Hazret-i Meymûn Bin Mihrân Şöyle Söyledi. “hazret-i Ömer Zamanında ırak Taraflarından Toplanan Vergilerin Tamamı Bir Milyon Ukiyye Olurdu. Vergiler Toplanıp, Halifeye Arzedildikten Sonra, Hazret-i Ömer, Basra Ve Kûfe’den 10’ar Kişi Çağırır, Bunlardan, Vergi Olarak Alınan Bu Malların Helâl Olduğuna, Bir Müslüman Veya Zımmîden Zulüm İle Haksız Olarak Alınmadığına Dâir, Şâhidlik İsterdi. Bütün Şâhidler, Bütün Vergilerin Adâletle, Kimseye Zulüm Ve Haksızlık Edilmeden Toplanıldığını Bildirirlerse, Getirilen Vergileri Kabûl Eder, Aksi Halde Kabûl Etmezdi.”

bâzı İnsanların Birbirlerine Karşı Zâlimce Hareketlerde Bulunduklarını Duydukça Üzülür, Bâzan Bu Üzüntüsü, Hastalanıp Yatağa Düşecek Kadar Fazla Olurdu. Kendisine, Geçmiş Olsun Demeye Gelinirdi. Kendisine, “birbirine Uygunsuz Davranan O Kimseler Barıştılar. O Sert Durumdan Kurtuldular” Diye Haber Verilince Sevinir Ve İyileşirdi.

bir Defasında Namazını Cemâatle Kılmak İçin Mescide Gitti. Namazın Kılınmış Olduğunu Öğrenince Çok Üzüldü Ve “bir Defa Cemâatle Namaz Kılmak Bana ırak Vâliliğinden Daha Sevimlidir” Buyurdu.

meymûn Bin Mihrân Şöyle Anlatıyor: “bir Gün, Halîfe Ömer Bin Abdülaziz İle Beraber Bir Mezarlığa Uğradık. Halife Ağladı Ve “vallahi, Şu Mezara Girip De Azâbdan Emin Olan Kimseden Daha Nasibli, Daha Bahtiyar Kimse Bilmiyorum” Buyurdu.

kendisine Sordular. “arkadaşlarınızdan Hiç Ayrılmıyorsunuz Ve Hiç De Birbirinize Küsmüyorsunuz. Bu Nasıl Oluyor?” Cevâbında Buyurdu Ki; Çünkü Ben Dostlarıma Hiç Husûmet (hasımlık) Beslemiyorum. Onlarla Hiç Mücâdele Ve Münâkaşa Etmiyorum.”

meymûn Bin Mihrân Hazretleri Buyurdu Ki:

“allahü Teâlânın Takdirine Rızâ Göstermiyen Kimsenin Ahmaklığının Tedâvisi Yoktur.”

“insan Bir Günah İşlediği Zaman, Kalbine Siyah Bir Nokta Yerleştirilir. Tövbe Edince Kalbi Cilâlanır Ve Parlar. Dolayısı İle O Siyah Nokta Kaybolur. Ama Tövbe Etmezse Ve Günah İşlemeye De Devam Ederse, Nokta Nokta Kalb Kararır. Nihâyet Bu Siyahlık Bütün Kalbi Kaplar. İşte Buna (rân) Kalbin Tamamen Kararması) Denir.”

“iki Arkadaş Birbirlerini Sevdikleri Zaman, Birbirini Ziyâret Etmeleri İçin Aralarındaki Mesafenin Çok Fazla Olması Mühim Değildir.”

“gizli İşlenen Günahın Tövbesi Gizli, Âşikâre İşlenen Günahın Tövbesi Âşikâre Olur.”

“ey Kur’ân-ı Kerîmi Okuyanlar! Kur’ân-ı Kerîmi Dünyâlık Kazancınıza Âlet Etmeyiniz.”

“insan, İki Ortağın Birbirini Hesâba Çekmesinden Daha Şiddetli Olarak Kendisini Hesâba Çekmedikce, Tam Müttakîlerden (takvâ Sâhibi) Olamaz.”

“eğer Bir Kimse Sana Hased Ediyorsa, Sen Onun Şerrinden Korunmak İstiyorsan, İşlerini Ondan Gizli Yap.”

“din Kardeşlerine İyilik Etmeden, Onların Rızâsını Talep Etmek Şaşkınlıktır.”

“gelen Misâfirine Yemek Verip De İmkânı Varken Tatlı İkrâm Etmiyen Kimse, Yatsı Namazını Kıldığı Halde Vitri Kılmıyan Kimse Gibidir.”

“dostların Sofrasında Yenilen Yemeğin Hazmı Kolay Olur. Düşmanın Yemeği İse, İnsana Ağırlık Verir.”

“bâzı Hâllerde, Yalan Konuşmak Doğruyu Söylemekten Daha Hayırlıdır. Meselâ Elinde Silâh Olan Bir Kimse “öldürmek İçin Falan Kimseyi Arıyorum. Gördün Mü?” Diye Sana Sorsa, Sen O Kimseyi Gördüğün Halde, Birinin Canını, Diğerinin Cinâyetten Kurtulmasını İsteyerek, O Kimseyi Görmediğini, Yakında Buralara Uğramadığını Söylemez Misin? İşte Bu Niyyetle, Böyle Hâllerde Yalan Söylemek Câiz Ve Lâzımdır.”

“güzel Amelleri, Sadece Gösteriş İçin Ve Desinler Diye İşleyen Kimse, Dışı Dikkat Ve İtina İle Süslenerek Güzelleştirilmiş Olan Bir Necâsete Benzer.”

“kişi Hem Namaz Kılar, Hem De Kendisine Lânet Edebilir.” Buyurdu. “bu Nasıl Olur?” Dediler. Bunun Üzerine; “bilin Ki Allahın La’neti Zâlimlerin Üzerine Olsun.” meâlindeki Âyet-i Kerîmeyi Okudu Ve Buyurdu Ki, “bâzı Kimseler, Hem Namaz Kılar, Hem De Bâzı Günahları İşlemek Sûretiyle Kendilerine Zulmederler. Başkasının Malını, İzinsiz Olarak Almak, Haklarına Riâyet Etmemekle Onlara Zulmetmiş Yâni Zâlim Olmuştur.”

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

başına Dökülen Çorba

bir Gün Meymûn Bin Mihrân'ın Misâfirleri Geldi. Hizmetçisine, Misâfirlere İkrâm Etmek Üzere Acele Yemek Hazırlamasını Söyledi. Hizmetçi Hemen Çorba Pişirip, Bir Tabağa Koydu. Sıcak Çorba Tabağını Misâfirlerin Önüne Koymak İçin Acele İle Gelirken Ayağı Takılıp Düştü. Sıcak Çorba Da Meymûn Hazretlerinin Başından Aşağı Döküldü. Hizmetçi Mahcûb Olup, Bana Kızacak Diye Çok Korktu. Bunu Gören Hazret-i Meymûn Bin Mihrân Buyurdu Ki: "sana Kızmıyorum. Seni Affettim Ve Allahü Teâlânın Rızâsı İçin Seni Serbest Bıraktım. Artık Hürsün."

 

kaynaklar

1) Hilyet-ül-evliyâ; C.4, S.82

2) Tehzîb-üt-tehzîb; C.10, S.390

3) Tezkiret-ül-huffâz; C.1, S.98

4) El-a’lâm; C.7, S.342

5) Vefeyât-ul A’yân; C.3, S.29, 62

6) Tabakât-ul-kübrâ; C.1, S.40

7) Tabakât-ı İbn-i Sa’d; C.7, S.477

8) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.2, S.301

Yorumlar
Kod: OMETL