Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Muhammed Ezherî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:33
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Cezâyir evliyaları, Yeri Bilinmiyenler evliyaları, Muhammed Ezherî

evliyânın Büyüklerinden. İsmi, Muhammed Bin Abdürrahmân Ezherî’dir. 1714 (h.1126) Senesinde Cezâyir’de İsmâiloğulları Kabîlesinin Bulunduğu Bölgede Doğdu. 1793 (h.1208) Senesinde Cezâyir’de Vefât Etti.

muhammed Ezherî, Küçük Yaşta Kâhire’ye Gitti. Ezher Câmii Hatîbi Ve İmâmı Muhammed Bin Sâlim Hafnâvî’den, İlim Ve Tasavvuf Yolunun Edebini Öğrendi. Uzun Bir Müddet Sonra Ağabeyi Onu Görmeye Gitti. Kâhire Sokaklarında İlk Sorduğu Kişi Kardeşi Muhammed Ezherî Oldu. Bulduğunda, Aradan Uzun Bir Süre Geçtiği İçin İki Kardeş Birbirini Tanımamıştı. Muhammed Ezherî Ağabeyine; “câmiye Gel. İmâmdan Sorarsın. Çünkü Aradığınız Onun Yakın Talebelerindendir. Namazda İkinci Safta Ol. Namaz Bitince, İmâmın Yanına Gider Sorarsın” Dedi. Sonra Muhammed Ezherî, Hocasına, Gelenin Durumunu Anlattı. Namaz Kılınıp Herkes Câmiden Çıktıktan Sonra, İmâm Olan Muhammed Bin Sâlim Hafnâvî, Muhammed Ezherî’nin Ağabeyi Olan Şahsa İşâret Etti. O Da İmâmın Yanına Yaklaştı. Muhammed Hafnâvî Ona Muhammed Ezherî’yi Gösterip; “işte Bu Senin Kardeşindir” Dedi. Bunun Üzerine Muhammed Ezherî, Kalkıp Ağabeyinin Elini Öptü. Sonra Hasret Giderdiler. Câminin İmâmı Ve Ezherî’nin Hocası Olan Muhammed Hafnâvî, Ona; “kardeşinin Yanında Misâfir Olarak Kal. Burada Olduğun Müddetçe Sana Yardımı Olur Ve Hizmetinde Bulunur” Dedi. Bir Müddet Sonra Hocası, Muhammed Ezherî’yi İlm Öğretmesi İçin Memleketine Gönderdi. Gönderirken Ona Çok Duâ Etti. Muhammed Ezherî, Bu Duâların Çok Bereketini Gördü. Bir Süre Sonra Mısır’a Dönmesini Emretti. Muhammed Ezherî Mısır’a Dönünce, Hocası Ona, İcâzet Verdi. Sonra Tekrar Memleketine Gönderdi.

muhammed Ezherî, Memleketine Gidip Yerleşince, Oradaki İnsanlara Doğru Yolu Anlattı. Böylece Kalblerdeki Îmânların Yeşermesine Vesîle Oldu. Muhammed Ezherî’den Çok Kimse İstifâde Etti. Yolunu Şaşırmışlar, Onun Vâsıtasıyla Kötü Yollardan Ayrılıp İyi Bir İnsan Oldular. O Her Tarafta Meşhûr Oldu. Mânevî İlim Ve Mârifetlere Kavuştu. İnsanlar, Çok Uzak Beldelerden Ondan Feyz Almak İçin Geldiler. İnsanların Zâhirlerini Allahü Teâlânın Emir Ve Yasaklarına Uymakla, Bâtınlarını İse Kalb Hastalıklarından Temizleyip, Yerine Güzel Huylar Kazandırmakla Süslüyordu. İnsanların Anlıyabilecekleri Şekilde Konuşurdu. Onun Sohbetlerinden Büyük-küçük Herkes İstifâde Ederdi. Sohbetlerini Dinlemek İçin Devlet Adamları Ve Âlimler De Gelirlerdi. Birçok Kerâmetleri Görüldü.

bulunduğu Yerin Vâlisi, Muhammed Ezherî’yi Evine Dâvet Etti. Muhammed Ezherî, Vâlinin Evinde Birkaç Gün Kaldı. Onlara Nasîhatlarda Bulundu. Muhammed Ezherî, Vâlinin Yanından Ayrılırken, Vâli Bir Miktar Para Vermek İstedi. Fakat O Kabûl Etmedi. Vâli Alması İçin ısrar Edince, Dünyâlığa İhtiyâcı Olmadığını Göstermek İçin, Bir Kere; “lâ İlâhe İllallah” Deyince, Evin Tavanından Birkaç Tâne Altın Düştü. İkinci Olarak Söyleyince, Bir Miktar Altın Daha Düştü. Bunu Gören Vâli, Ondan Özür Diledi. Muhammed Ezherî De Onun Özrünü Kabûl Edip, Oradan Ayrıldı.

muhammed Ezherî’nin, İnsanlara Doğru Yolu Göstermek İçin Yazdığı Kıymetli Risâleleri Vardır. Bu Eserleri Talebelerinden Bâzıları Derlemişlerse De Basılmamıştır. Yazmış Olduğu Eserlerden Birisi, şerh-ur-risâlet-il-muhtasarati Alâ Kavâidi İlm-is-sûfiyye'dir.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

sen Sor, Sen Sor

bir Gün Bâzı Kimseler, Muhammed Ezherî’yi İmtihan İçin Huzûruna Geldiler. Fakat Hazırladıkları Suâlleri Sormaya Cesâret Edemediler. Birbirlerine “sen Sor, Sen Sor” Diye İşâret Ediyorlardı. Muhammed Ezherî İse O Sırada Başını Eğmiş, Allahü Teâlâyı Zikretmekle Meşgûl İdi. Bir Ara Başını Kaldırıp Onlara; “niçin Susup Duruyorsunuz. Câmi, Allahü Teâlâya İbâdet Ve O’nu Anmak İçindir. Câmiye, Ya Allahü Teâlâyı Zikr İçin Veyâ İlim Öğrenmek İçin Gelinir. Bunun Hâricinde Yapılanlar Boş İşlerdir” Dedi. İçlerinden Bir Tânesi Edeb Ve Hürmetle; “efendim! Biz Huzûrunuza Sohbetinizden Faydalanmak İçin Geldik” Dedi. Bunun Üzerine Muhammed Ezherî Konuşmaya Başladı. Konuşurken Gelenlerin Akıllarından Geçen Bütün Suâlleri Cevaplandırdı. Kimin Aklından Geçen Suâli Cevaplandırırsa, Ona Tebessüm Ederek Dönerdi. Allah Dostlarının Yanında, Kalbden Geçen Şeylerin Gizli Kalmadığını Onlara Gösterdi. O Zaman Orada Bulunanlar, Onun Büyüklüğünü Anladılar.

 

kaynaklar

1) Ta’rîf-ül-halef; C.2, S.457

2) Mu’cem-ül-müellifîn; C.10, S.135

3) Brockelmann Sup-2; S.704

4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.18, S.131

Yorumlar
Kod: RNGUN