Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Muhammed Kudâme
  30 Mart 2018 Cuma , 23:41
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Şam evliyaları, Muhammed Kudâme

velî Ve Hanbelî Mezhebi Fıkıh Âlimlerinden. İsmi Muhamed, Künyesi Ebû Ömer’dir. İbn-i Kudâme İsmiyle De Tanınmıştır. Babasının Adı Ahmed’dir. 1134 (h. 528) Senesinde Doğdu. 1210 (h.607) Yılında Dımeşk’da Vefât Etti.

küçük Yaşta Tahsîle Başlayan İbn-i Kudâme, Önce Kur’ân-ı Kerîmi Ezberledi. Ebû Amr’dan, Babasından Ve Birçok Âlimden Hadîs-i Şerîf Dinledi. Sonra Mısır’a Gitti. Orada Hanbelî Mezhebi Fıkıh Bilgilerini Öğrendi Ve Ali İbni Berî’den Nahiv İlmini Okudu. Kendi Hatti, yazisi İle Çok Kitabi Yazip Ço?altti. Bunlardan Bâzilari Şunlardir. Ebû Nuaym İsfehânî’nin hilyet-ül-evliyâ’si İle, tefsîr-i Begavî, El-mugnî, El-ibâne, El-hirakî ve Kur’ân-i Kerîmi Defâlarca Yazdi. Bunlari Yazdığından Dolayı Hiçbir Ücret Almadı. Yazısı Çok Serî Olduğundan, Bir Günde Formalarca Yazı Yazardı. Hâfız Abdülganî Bin Abdülvâhid El-makdisî Onun Rivâyetlerinden Olan Kırk Hadîs-i Şerîfi Toplamıştır.

ibn-i Kudâme, Fıkıh, Ferâiz, Nahiv İlimlerini Kendinde Toplamış, İlmiyle Amel Eden, İnsanların İhtiyâcını Karşılayan, Zâhid Bir Zât İdi. İşittiği Her Duâyı Ezberler Ve Yazardı. Dîne Âit Ne Öğrendiyse, Mutlaka Öğrendiği İle Amel Ederdi. İhtiyar Olduğu Hâlde Devâm Ettiği Cemâatin En Dinç Olanı İdi. Gençliğinden Îtibâren Gece Yarısı Kalkıp Teheccüd Namazı Kılmış, Hiç Terk Etmemiştir. Hanımı Şöyle Demiştir: “geceleri İbâdet İçin Kalkardı. Uyku Bastırınca, Yanında Bulunan Bir Asâ İle Ayaklarına Vurarak Uykusunu Dağıtırdı.” Çok Oruç Tutmaktan Zayıflamıştı.

bir Cenâze Olduğunu İşitse, Hemen Namazını Kılmaya, Birinin Hasta Olduğunu Duysa, Hemen Ziyâretine Giderdi. Dine Bir Hizmet Olsa, Mutlaka Giderdi. Her Gece, Kur’ân-ı Kerîmin Yedide Birini, Tertîl Üzere, Yavaş Yavaş Okurdu. Gündüzleri De, Öğle İle İkindi Arasında Kur’ân-ı Kerîmin Yedide Birini Okurdu. Sabah Namazını Kılınca, Tesbîhleri Çektikten Sonra, Kur’ân-ı Kerîmden Şifâ Âyetleri Denilen Âyet-i Kerîmeleri Okurdu. Bunları Ayrıca Bir Forma Hâlinde De Yazıp Mihrâba Asmıştı. Uyku Bastırmaması İçin Alıp, Çok Defâ Okurdu. Sabah Namazından Sonra, Güneş İyice Yükselinceye Kadar Kur’ân-ı Kerîm Okurdu. Sonra Kuşluk Namazı Kılardı. Biri Gece, Biri De Gündüz Olmak Üzere İki Defâ Secde Yapar, Bu Secdelerde Uzun Müddet Durur, Duâ Ve Tesbîh Ederdi.

her Cumâ Mutlaka Sadaka Verirdi. Berâber Bulunduğu Kimselerin Sıkıntılarını Giderir, Yardım Ederdi. Uzakta Olanların Çocuklarını Sorar, İlgilenir, İhtiyaçlarını Karşılar, Yardım Ederdi. Akrabâsına Ve Diğer Fakirlere Yardım Eder Sadaka Verirdi. Elbisesinden Fazla Olanları Dağıtır, Kendisi, Zarûret Mikdârı İle Kalırdı. Bâzan Elbisesiz Ve Gömleksiz Kaldığı Da Olurdu. Kuru Ekmek Yer, Hasır Üzerinde Yatardı. Çok Kere Kendi İhtiyâcı Olan Şeyleri De Muhtaçlara Sadaka Verirdi.

bir Defâsında, Bulunduğu Belde Halkından Bir Kısmına Devamlı Yiyecek Vererek Sıkıntılarını Gidermişti. Evine Bir Şey Geldiği Zaman, Gelen Şeyi Herkese Paylaştırırdı. “sâhibi İle Kabre Girmeyen, Sâhibinin Kabirde Faydasını Görmediği İlim, İlim Değildir.” Ve “siz Sadaka Vermezseniz, Size De Verilmez. İsteyene Siz Vermezseniz, Başkaları Verip, Sevâbını Alır.” Derdi.

insanlara Hitâb Edip Konuştuğu Zaman, Kalbleri Rikkat Ve İncelik Tarafına Çeker, Çok Tesirli Konuşurdu. Sohbetinde İnsânlar Ağlayıp, Göz Yaşı Dökerdi. Son Derece Heybetliydi. Bir Talebe Ondan Bir Mesele Sormak İstese, Heybet Ve Vekarı Karşısında Toparlanırdı. O, Mescide Girdiği Zaman, Talebeler Susup, Kısık Sesle Konuşurlardı. Yolda Oynayan Çocuklar Onu Görseler, Heybetinden, Ona Olan Sevgi Ve Hürmetten Dolayı Kenara Çekilirlerdi. Bir Şey Emredince Derhal Yerine Getirilirdi.

dünyâya Düşkün Olmaktan Ve Lüzumsuz İşlerden Çok Uzak Dururdu. Duâsı Makbul Bir Zâttı. Duâsı İle Hastâlar Şifâ Bulurdu.

vâlilere Ve Devlet Adamlarına Mektuplar Yazıp, Muhtaçlara Yardım Etmelerini İsterdi. Kendisine Bir Muhtaç Gelse, Bir Mektup Yazıp Vâliye Gönderirdi. Bir Gün Vâlilerden Biri Ona; “sen Bize, Yardım Etmek İstemediğimiz Kişileri De Gönderiyorsun, Fakat Senin Mektubunu Geri Çevirmek İstemediğimizden Yardım Ediyoruz.” Deyince, Vâliye; “biz, Bize Gelen Hiçkimseyi Geri Çevirmiyoruz. Siz Gönderdiğim Mektubu Ya Kabûl Edersiniz Veya Hiç Göndermem.” Bunun Üzerine Vâli; “sizin Gönderdiğiniz Hiçbir Mektubu Aslâ Geri Çevirmeyeceğiz” Dedi.

bir Zât Şöyle Anlatmıştır: “bir Defâsında İbn-i Kudâme Hazretlerinin Huzûruna Gittik. Üç Kişi İdik Ve Çok Acıkmıştık, Yiyecek Bir Şeyler İstedik. Bize, İçi Süt Dolu Küçük Bir Tabak Getirdi. İçine Ekmek Doğranmıştı. Ondan Yedik Ve Doyduk. Yerken Bakıyordum, Tabaktakiler Hiç Eksilmiyordu.”

muhammed Bin Ebî Bekr Bin Amr Şöyle Anlatmiştir: “bir Defâsinda Beni Yanina Ça?irdi. Rahatsizli?imdan Perhiz Yapiyordum. Beni Yeme?e Başlatti Ve Bir Kimse Yemekten Önce;“şehidallahü Ennehü Lâ İlâhe İllâhü” (âl-i İmrân: 18) Âyet-i Kerîmesini Ve “kureyş” Sûresini Okursave Sonra Yerse, O Yemek Ona Zarar Vermez.” Buyurdu.

ebû Bekr Abdullah Bin Hasan Bin Nühhâs Şöyle Anlatmıştır: “babam Onu Çok Severdi. Bir Cumâ Günü Bana, Cumâ Namazını Onun Arkasında Kılacağım Dedi. Ben De Berâber Aynı Câmiye Gittim. Benim Mezhebimde Fâtiha'dan Önce Besmele Çekilir. Onun Tâbi Olduğu Mezhebde Çekilmez. Acabâ Bundan Namazıma Bir Zarar Gelir Mi Diye Düşünmüştüm. Mescide Vardık. Muhammed Bin Ahmed Hazretleri Orada İdi. Babama Selâm Verip, Sarıldı. Sonra; "kardeşim Namazını Kıl, Kalbini Hoş Tut. Çünkü Ben, İnsanlara İmâm Olduğum Günden Beri Her Namazda Fâtiha’dan Önce Besmele Çekiyorum. Babam Bana Dönüp, Bunu Unutma!" Dedi.”

kabir Ziyâreti İçin Veya Başka Bir Sebeple Bulunduğu Dağlık Bölgeden İndiği Zaman, Hurma Toplayıp Götürür, Kimsesiz Ve Yetimlere Dağıtırdı. Geceleri Kim Olduğu Bilinip, Tanınmayan Kimseler Ona Para Ve Un Getirirdi. Kimseyi Azarlamaz Geri Çevirmez Ve Hiç Kimsenin Kalbini Kırıp, İncitmezdi. Haramlardan Son Derece Sakınırdı.

sultan Selâhaddîn Kudüs’e Geldiğinde, Onu Ziyâret İçin Yanına Gitmişti. O Sırada Namazda İdi. Namazını Ve Duâsını Tamamlamadıkça Sultan İle İlgilenmedi. Sultan Selâhaddîn İle Savaşlara Katıldı, Cihâd Etti.

muhammed Bin Ahmed Hazretlerinin Cebel Denilen Yerde Bir Medresesi Vardı. Bu Medreseyi Kur’ân-ı Kerîmin Ve Fıkıh İlminin Öğretilmesi İçin Vakfetmişti. Pekçok Talebe O Medresede İlim Öğrenip, Kur’ân-ı Kerîmi Ezberlemişti. Vefâtından Önce Günlerce Hasta Yattı. Hastalığı Sırasında, Önceki Gibi Namazlarını Kıldı, Nâfile İbâdetlerini, Kur’ân-ı Kerîm Okumayı, Zikir Ve Duâları Terk Etmedi.

vefât Edeceği Sırada Yakınlarını Yanına Topladı. Kıbleye Döndü. Onlara Takvâyı, Allahü Teâlânın Emirlerine Uyup, Yasakladıklarından Sakınmalarını, Allahü Teâlânın Kendilerini Her Ân Gördü?ünü Ve Yaptiklarini Bildi?ini, Ona Göre Hareket Etmelerini, Dosdo?ru Olmalarini Tavsiye Etti. Sonra Başinda Yâsîn-i Şerîfi Okumalarini Söyledi. Son Nefesinde; “şüphe Yok Ki Allah, Râzi Oldu?u İslâm Dînini Sizin İçin Seçti. O Hâlde Ancak Müslüman Olarak Can Verin.” meâlindeki Bekara Sûresi 132. Âyet-i Kerîmeden Bir Kısmını Okurken Vefât Etti. Vefâtında Hiç Malı Ve Parası Yoktu. Şam'da Kasyun Dağında Sefh Denilen Yere Defnedildi.

abdülmevlâ Bin Muhammed’den Şöyle Nakledilmiştir: “muhammed Bin Ahmed Hazretleri Kabre Konulunca, Kabri Başında Kur’ân-ı Kerîm Okuyordum. Bir Yerinde Yanlış Okumuşum. Kabirden Seslenip, Yanlışımı Düzeltti. Sesini Duyunca Korkup, Titremeye Başladım.”

yine Şöyle Anlatılmıştır: “kabri Başında Kehf Sûresi Okunuyor, O Da Kabirden: “lâ İlâhe İllallah” Diye Sesleniyordu.”

ibn-i Kudâme Hazretlerinin Bir Şiirinin Tercümesi Şöyledir:

“ne Zaman Oyalanmaktan Ve Boş Şeylerden Vaz Geçeceksin? Saçın Ağardı, Zayıflık, İhtiyarlık Ve Elem Geldi, Ölüm Yaklaştı. Başa Gelen Bu İşten Ve Gafletten Dolayı Hayâtım Boyunca Ağlasam Ve Göz Yaşım Bitseydi, Bundan Dolayı Kınanmazdım!”

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

keçi Boynuzu

ebû Muzaffer Şöyle Anlatmıştır: “bir Defâsında Kulunç Hastalığına Yakalanmıştım. Ağrıların Şiddetinden Çok Sıkıntı Çektim. Bir Gün Yanıma Ebû Amr Muhammed Bin Ahmed Hazretleri Geldi. Elinde Küçük Parçalar Hâline Getirilmiş Harnûb (keçi Boynuzu) Vardı. Bana Bundan Ye Dedi. Yanımda Bulunanlar, O Kulunca Zararlıdır, Arttırır Dediler. Ben Onların Sözüne Aldırmayıp, Alıp Yedim Ve Hastalıktan Kurtuldum.”

 

kaynaklar

1) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile; C.2, S.52

2) Zeyl-i Ravdateyn; S.71

3) El-bidâye Ven-nihâye; C.13, S.58

4) Şezerât-üz-zeheb; C.5, S.27

5) El-a’lâm; C.5, S.319

6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.9, S.139

Yorumlar
Kod: XUM1U