Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Muhammed Sıddîk Keşmî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:33
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Hindistan evliyaları, Delhi evliyaları, Muhammed Sıddîk Keşmî

hindistan'da Yetişen Büyük Velîlerden. İran'da Bedahşân'ın Keşm Kasabasından Olup, Hidâye İsmi İle Meşhûrdur. Doğum Târihi Bilinmemektedir. Küçük İken, Hân-ı Hânân Abdürrahîm'in Sohbetinde Bulundu. Bunun Vâsıtası İle Hâce Bâkî-billah Hazretlerinin Sohbeti İle Şereflendi. Bu Hocasının Vefâtından Sonra, İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Sohbet Ve Hizmetine Kavuştu. Evliyâlıkta, "vilâyet-i Hâssa" İsmi Verilen En Yüksek Makamlara Kavuşmakla Şereflendi. 1622 (h.1032) Senesinde, İzin Alarak Hacca Gitti. 1640 (h.1050) Senesinde Vefât Etti.

muhammed Sıddîk'ın İlk Hocası Hân-ı Hânân Abdürrahîm'in, Nakşibendiyye Yolunun Büyüklerine Bağlılığı Ve Yakınlığı Vardı. Muhammed Sıddîk, Tasavvuf Yolunda Yükselmek İçin Hocasının İşâreti İle, Zamânın En Büyük Velîlerinden Hâce Bâkî-billah'ın Huzûruna Gitti. Onun Hasta Kalblere Şifâ Veren Sohbeti İle Şereflendi. Hâce Hazretlerine Her Bakımdan Teslim Olup, Bütün Emirlerine Ve Hizmetine Canla Başla Sarıldı. Böylece Hocasının En Gözde Talebeleri Arasına Katıldı. Hâce'nin Gönlünde Muhammed Sıddîk'ın Husûsi Bir Yeri Vardı. Bunu Zaman Zaman Bildirerek; "mevlânâ Muhammed Sıddîk'ın İstidâdı Çok Yüksek Ve Kâbiliyeti Pek Çoktur" Buyururdu.

mevlânâ Muhammed Sıddîk Anlattı Ki: "bir Bayram Sabahı, Talebe Arkadaşlardan Birkaçı İle, Mübârek Hocamızın Dergâhına Gittik. Kendileri, Ellerinde Gülsuyu Şişesi İle Çıkıp Geldiler. Orada Bulunanlar Arasında, Benim Elbisemi Yeni Ve Bayrama Yakışır Şekilde Bulup, Üzerime Gülsuyu Serptiler. Bu Serpmeden, Perişân Hatırım, Bozulan Moralim Düzeldi.

beyt:

eteğinden Gülsuyu, Her Tarafa Saçılır,

uyuyan Bahtın Yüzün Bu Şekilde Uyanır.

 

yine Bir Gün, Dekken Yolculuğundan Dönmüştüm. Hazret-i Hâce'yi Hatırıma Getirerek Hep Onu Düşündüm Ve Buna Devâm Ettim. Bu Hâl Öyle Oldu Ki, Kime Baksam, O Emeller Sultânının Yüzü Görünürdü. Hattâ Kapıya, Duvara, Taşa, Ağaca Baksam, Hep O Güzel Yüz Karşımda Dururdu. Bu Hâller İçerisinde İdim Ki, Mübârek Hocam, En Büyük Talebesi Olan İmâm-ı Rabbânî Hazretlerine Hilâfet Verip, Serhend'e Gitmesine İzin Verdi. Bütün Talebelerinin De Hazret-i İmâm'la Serhend'e Gitmelerini Ve Ondan İstifâde Edip İlerlemelerini Emretti.sâdece Hizmetinde Bulunan Birkaç Kişi Kaldı. Beni De Huzûruna Çağırıp; "serhend'e Gitme Hazırlığını Yaptın Mı?" Buyurdu. Hâlim Yukarıda Arz Ettiğim Gibi Olunca, Serhend'e Gitmekten Kaçınıyordum. Benim Gitmek İstememem Üzerine Hazret-ihâce Celâllendi Ve; "sen Ve Senin Gibiler, Onu Nasıl Tanıyabilirsiniz? Senin Nazlanmana Sebeb Olan O Hâl, Ondan Sana Gelmiş Olanın Yanında Zerre Kadar Bile Kalmaz" Buyurdu. Bundan Sonra Kendimden Geçtim, Bayılmışım. Ne Kadar Zaman Bu Hâlde Kaldığımı Bilmiyorum. Kendime Gelince, Yumuşadıklarını, Acıdıklarını Gördüm. Aklım Başıma Geldikten Sonra Şunları Söyledi: "korkacak Bir Şey Yok. Zîrâ Bu Hâlimiz, Sevginin Tezâhürü İdi. Ey Kardeşim! Eğer Îtikâdın Sağlam İse Ve Benim Doğru Söylediğime Yakînen İnanıyorsan, Bu Gün Gök Kubbe Altında Şeyh Ahmed Gibi Birinin Olmadığını Bilmelisin. Geçmiş En Büyük Evliyâdan, Onun Kemâlâtını Hâiz Üç-dört Kişi Biliyorum. Fazla Değildir. Kendimi Onun Tufeylisi, Yâni, Nîmetleri İle Yetişen Biri Olarak Görüyorum. Dediklerimi Hiç Unutma! İşine Çok Yarıyacaktır. Hemen Kalk, Ona Yetiş! Eğer Seni İstiyerek, Severek Kabûl Ederse Hâline Şükret Ki İstediğimiz Budur. Eğer, Evet Veya Hayır Diye Bir Şey Söylemezse Ardı Sıra Serhend'e Kadar Git! Senden Yüz Çevirirse, Ayaklarına Kapan. Bunun Da Bir Hikmeti Vardır."

delhi Çıkışında Onlara Yetiştim. Bir Mikdar Yol Almıştık Ki, Beni Yanlarına Çağırıp; "geri Dön! Hazret-i Hâce'nin Hizmet Ve Huzûruna Git! Serhend Senin Evindir, Ama Henüz Serhend'e Gitme Vaktin Gelmedi" Buyurdular. Emirlerine Uyarak Geri Döndüm. Hâcebâkî-billah'ın Hayâtının Sonuna Kadar Hizmetinde Bulundum. Hazret-i Hâce'nin Vefâtında Yanında İdim. Allahü Teâlâya Kavuştuğu Gece, Rüyâda Bana Göründü Ve Başıma Gelecekleri Bana Anlattı. Büyükler Yolunda Çalışıp İlerlemenin Hakîkatını Beyân Edip, Nasîhat Ve Vasiyetlerde Bulundu. En Büyük Nasîhatı İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Sohbetinde Ve Hizmetinde Bulunup, Onların Yoluna Devâm Etmem İdi."

muhammed Sıddîk, Hocasının Vefâtından Sonra, Allahü Teâlânın Lütfu Ve Hazret-i Hâce'nin Vasiyeti İle, İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Huzûru İle Şereflendi. Gençlik İcâblarını, Şiir Ve Şâirlik Arzu Ve Lezzetlerini Bıraktı. Onlara Kuvvetli Ve Tam Muhabbetle Bağlandı. Hizmetle Şereflendi. Nitekim Hazret-i İmâm Bir Gün Sabah Namazından Sonra Talebelerinin Toplu Olduğu Sırada; "bugün Hâce Muhammed Sıddîk, Vilâyet-i Hâssa-i Muhammediyye İle Şereflendi" Buyurdu. hadarât-ül-kuds sâhibi; "ben O Halkada İdim Ve Bu Sözü Yüksek Hocanın Cevher Saçılan Dillerinden Duydum." Dedi. Hazret-iimâm, Sevenlerinden Birine; "mevlânâ Muhammed Sıddîk, Bu Günlerde, Allahü Teâlânın Yardımı İle Vilâyet-i Hâssa İle Şereflendi. Bununla Birlikte Gözü Yukarılardadır. Oradan Da Büyük Pay Aldı. Umulur Ki, İnmeye Başlar, Allahü Teâlâ, Rahmetini Dilediğine İhsân Eder." Diye Yazdı.

muhammed Sıddîk Keşmî Anlattı: "bir Defâ İçime Kâbe-i Muazzamaya Gitmek Aşkı Düştü. Yol Ve Azık Hazırlığımı Yaptım Ve Hazret-iimâm'a Bu Arzu Ve İsteğimi Arzettim. Hemen; "bu Sene Seni Hacıların Arasında Görmüyorum" Buyurdular. Hocamın Bu Sözünü İyi Anlayamadım. Hazırlığımı Bitirip Yola Koyuldum. Bir Müddet Gittikten Sonra Önüme Yol Kesiciler Çıktı. Malımı, Eşyâmı, Neyim Varsa Hepsini Talan Ettiler. Beni De Yaraladılar. Hocamın Sözünü İyi Anlamamanın Cezâsını Çektim. O Sene Hacca Gidemedim. Sonraki Sene Hocamın İznini Alıp, Yeniden Yol Ve Azık Hazırlığımı Yaptım. 1622 (h.1032) Senesi İdi. Bir Grup Talebe Arkadaşımla Haremeyn-i Şerîfeyni Ziyâret İçin Yola Çıktık. Yol Azığımız Az, Bize Katılanlar İse Çoktu. Çok Sıkıntı Çekip Vazifelerimizi Yaptık. Elhamdülillah, Cenâb-ı Hak Karşılığında Büyük Saâdetler İhsân Eyledi."

hâşim-i Keşmî Anlattı: "muhammed Sıddîk Hicâz'da Bulunduğu Sıralarda, Hocamız İmâm-ı Rabbânî Hazretleri Bir Gün Bana; "şu Anda Burada Bulunmayan Bâzı Talebemin Hâllerine Teveccüh Eyledim. Mevlânâ Muhammed Sıddîk Göründü. Tam Bir Sevgi Ve İhlâs İle Bize Müteveccihtir. Şu Anda Bedahşân'da Yolcudur. Hâli Hoş Olsun!" Buyurdu.

mevlânâ Muhammed Sıddîk Keşmî, İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Ayrı Ayrı Kâğıtlara yazdığımebde' Ve Me'âd risâlesini 1610 (h.1019) Senesinde Toplayıp, Kitap Hâline Getirdi.

imam-ı Rabbânî Hazretlerinin mektubât'ında Muhammed Sıddîk Keşmî'ye Yazılmış Mektublar Vardır.

muhammed Sıddîk Hazretleri, 1640 (h.1050) Senesi Şevval Ayında Vefât Etti. Kabri, Delhi'de, Hazret-i Hâce Bâkî-billah Hazretlerinin Bulunduğu Kabristandadır. Hanımı Da Sâlihâ Olup, Çok İbâdet Ederdi.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

ölüm

muhammed Sıddîk Keşmî Hazretleri Ölüm Hakkında Buyurdu Ki:

mısra':

"o Ölüm Ki, Ona Yaşama Derim."

gerçekten Sonsuz Hayat, Ölüme Bağlıdır. Ölüm, Ebedî Hayatın Süsleyicisi, Donatıcısıdır. Hayır, Belki Âb-ı Hayâttır, Yâni Hayat Bahşeden, Hiç Öldürmeyen Sudur. Ölüm, Dostluğun Kuvvetlendiricisidir. Ölüm, Mâsivâ Binâsını Ateşe Vericidir. Ölüm, Üzüntü Perdelerinin Yakıcısıdır. Ölüm, Hakikâtın Aynasıdır. Ölüm, Görünmeyen Güzelin Yüzünden Perdeyi Kaldırıcıdır. Gönlümün, Gelmesinden Hoşlandığı, Beklediği Şey Ölümdür. Dağınıklıkları Toplayan Ölümdür. Ölüm Seveni Sevdiğine Kavuşturucudur. Resûlullah Efendimiz; "ölüm, Sevgiliyi Sevgiliye Kavuşturan Bir Köprüdür." buyurmuştur.

 

kaynaklar

1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) S.1121

2) Hadarât-ül-kuds; S.26

3) Zübdet-ül-makâmât; S.372

4) Tezkire-i İmâm-ı Rabbânî; S.338

5) Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî

6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.16, S.124

Yorumlar
Kod: JG9MG