Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Mümine edep yakışır
  30 Mart 2018 Cuma , 22:08
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Mümine edep yakışır

Yusüf-i Hemedani, evliya-yı kiramdan.

İnsanları, hak yola çağırırdı durmadan.

 

Bağdat’ta, Nizamiye Medresesinde bizzat,

Ederdi insanlara, her gün vâz-ü nasihat.

 

Onun islamiyet’e yaptığı bu hizmeti,

Yayıldı dalga dalga, arttı şanı şöhreti.

 

Üç ilim talebesi vardı ki o diyarda,

Onun büyüklüğünü işitmişti onlar da.

 

Birisi (Ebu Said), (İbnüssakka)ydı biri,

Bir de (Abdülkadir-i Geylani) hazretleri.

 

Bir gün konuştular ki: Biz de gidip görelim.

Nasıl bir kimse imiş, halini öğrenelim.

 

İbnüssakka dedi ki: (Gidince, ona, bir tek,

Sual soracağım ki, cevap veremeyecek.)

 

Ebu Said dedi ki: (Ben de, bir şey sorayım.

Verebilecek mi ki cevabını bakayım.)

 

Abdülkadir Geylani, küçüktü yaşı henüz.

Böyle edepsizliğe, etmedi hiç teşebbüs.

 

Dedi: (Allah korusun, o zat büyük bir âlim.

Ona sual sormaya ne haddim olur benim?

 

Büyük nimet bilirim huzuruna girmeyi.

Ve şeref addederim, cemalini görmeyi.)

 

Onlar, bu niyetlerle ona gittiklerinde,

Yusüf-i Hemedani, o an yoktu yerinde.

 

Sonra gelip, hiddetle baktı İbnüssakka’ya.

Buyurdu ki: (Sende hiç yok mudur edep, haya?

 

Demek bana bir sual sormak arzu edersin.

Hem dahi cevabını veremem zannedersin.

 

Sormayı düşündüğün sual şudur) diyerek,

Verdi tam cevabını, tek tek izah ederek.

 

O haddini bilmeze anlatıp bu hususu,

Buyurdu ki: (Geliyor senden küfür kokusu.)

 

Sonra, Ebu Saide buyurdu ki dönerek:

(Sen dahi, imtihana yeltendin beni demek.)

 

Onun sualini de söyleyerek evvela,

Peşinden, cevabını izah etti pekala.

 

Sonra, Abdülkadir-i Geylani’ye dönerek,

Buyurdu ki: (Bu halin, olsun sana mübarek.

 

Gösterdiğin bu güzel edep ile, sen bu gün,

Kazandın rızasını Allah ve Resulünün.

 

Ben öyle görürüm ki, toplanmış bir cemaat,

Sen ise, bir kürside ediyorsun nasihat.

 

Ve sanki diyorsun ki: Benim iki ayağım,

Omuzları üstünde duruyor evliyanın.)

 

Yıllar sonra bu veli, oldu Hakk’a mülaki.

O gün buyurdukları, ayniyle oldu vaki.

 

Abdülkadir Geylani, oldu büyük evliya.

Vâz edip, insanlara verdi ilim ve ziya.

 

Ve bir gün, kürsüsünde ediyorken nasihat,

Söyledi o sözleri, duydu bütün cemaat.

 

İbnüssakka, arttırdı halka hitabetini.

Ve hatta sultan dahi, işitti şöhretini.

 

İrsal etti Bizans’a onu elçi olarak.

Gitti ve mürted oldu, küffara aldanarak.

 

Ebu Said’in ömrü, geçti hep üzüntüyle,

Rahat ve huzur yüzü görmedi bir gün bile.

 

Zira haber vermişti Yusüf-i Hemedani.

Yıllar sonra hepsi de, vücuda geldi aynı.

Yorumlar
Kod: A7ZD7