Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Muslihuddîn Tavîl
  30 Mart 2018 Cuma , 23:27
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Türkiye evliyaları, Bursa evliyaları, Muslihuddîn Tavîl

osmanlı Âlim Ve Velîlerinden. Kastamonu'ya Bağlı Küre'de Doğdu. Doğum Ve Vefât Târihleri Bilinmemektedir. On Altıncı Asrın Başlarında Bursa'da Vefât Etti. Orada Medfundur.

zamânının Âlimlerinden Aklî Ve Naklî İlimleri Tahsîl Etti. Birçok İlmî Eserleri Okuyup Müzâkere Etti Ve Yüksek Derecelere Ulaştı. Şöhreti Her Tarafta Duyulup, Âlimler Arasında Yüksek Bir Dereceye Sâhib Olduktan Sonra Tasavvufa Yöneldi. Zamânındaki Tasavvuf Ehli Birçok Zâtların Sohbetinde Bulundu, Fakat Hiçbirinden Kalbi Mutmain Olup, Rahat Bulup Feyz Alamadı. En Sonunda Şeyh İlâhî Hazretlerine Talebe Olup, Hizmetinde Bulundu. Ondan Feyz Alıp Yükseldi. Vefât Edinceye Kadar Onun Yanından Ve Hizmetinden Ayrılmadı. Tasavvufta Yüksek Mertebelere Ulaştı Ve Kemâle Erdi. Ömrü Boyunca Kötü İnsanlardan Uzak Oldu.

muslihuddîn Tavîl, Heybetli Ve Celâl Sâhibiydi. Ama Sohbet Esnâsında Yumuşak Ve Güler Yüzlüydü.şakâyik müellifi Taşköprüzâde Anlatır: "küçüklüğümde Şeyh Muslihuddîn Tavîl'in Huzûruna Gidip, Heybetli Yüzünü Görmüştüm. O Zaman Görünüşünün Celâlinden Korktum. O Heybet Ve Celâlinden Olan Korku Hâlen İçimde Durmaktadır."

muslihuddîn Tavîl Hazretleri, Sultan İkinci Bâyezîd'e Saltanatı Zamânında Bir Mektup Gönderip, Bu Mektubun Baş Tarafında Arş Ve Kürsî İle İlgili Bilgi Verdikten Sonra, Mektubun Sonuna Doğru; "bir Yerde Zulüm Ve Bid'atler, Dînimizde Olmayıp Da Sonradan İbâdet Olarak Konan Şeyler, Hurâfeler Yaygınlaşsa, O Beldenin Sâlihleri Ve Âlimleri Peygamber Efendimizi Rüyâsında Üzgün Ve Hüzünlü Bir Şekilde Görseler, Mübârek Yüzlerinin Bu Hâli Gazab İşâretidir. Resûlullah Efendimizi Rüyâmda Üzüntülü Ve Hüzünlü Gördüm. Zulüm Ve Bid'at Karanlığından Kalblerin Karardığını, Küre'de Birçok Zulüm Ve Bid'atin Yaygınlaştığını Anladım." Diye Yazıp, Pâdişâha Genişçe Bildirdi. Bunun Üzerine Pâdişâh, Zulüm Ve Bid'at Azgınlıklarını Adâlet Ve İhsânla Yok Edip, Haksızlıkları Ortadan Kaldırdı.

zâhir İlminde Âlim Olan Bir Kimse, Şeyh Muslihuddîn Tavîl'e Gelip; "ben Bu Yolu Terk Etmek İstiyorum." Dedi. Muslihuddîn Tavîl, Ona; "hangi Yolu Terk Etmek İstiyorsun?" Diye Sorunca, O Da; "ilim Yolunu Terk Etmek İstiyorum." Dedi. Muslihuddîn Tavîl Kızarak; "bundan Güzel Yol Mu Vardır Ki Onu Terk Etmek İstersin? İlim Yolu Öyle Bir Yoldur Ki, O Yola Giren Dünyâ Ve Âhiret Saâdetine Kavuşur. Onu Terk Etmek, Doğru Yoldan Ayrılmaktır." Buyurdu. Bu Cevap Karşısında O Zât Utanıp Bir Şey Söyleyemedi. Bu Sırada Mecliste Bulunanlara; "kâdılardan Germiyanlı Sinan Çelebi Diye Bir Zât Vardır Bilir Misiniz?" Diye Sordu. Orada Hazır Bulunanlardan Bâzıları; "ilim Ehli Bir Kâdıdır, Yüksek Derece Sâhibidir. Biz Onun Adâletli Ve Yüksek Bir Zât Olduğunu Biliriz." Dediler. Muslihuddîn Tavîl Hazretleri Buyurdu Ki: "sinân Çelebi, Tasavvuf Yolunu Tamamlayıp, Birçok Yüksek Derecelere Ulaştı Ve Kerâmetler Sâhibi Oldu. Zâhiren Kâdılık Vazifesini Yürütüp, Adâletle Hükmeder, Allahü Teâlânın Dîninin Emirlerini Ve Peygamber Efendimizin Sünnetini Anlatmakla Meşgûl Olurdu. Bâtınen Nefsini Tezkiye İle Mânevî Saâdetlere Kavuşmağa Çalışırdı. Zâhirdeki Hâllerinden, Bâtında Olan Güzel Hâlleri Daha Çoktu. Ama Sizden Onun Bu Hâlini Bilen Yoktur." Bu Sözü Bittikten Sonra; "yüksek Gayret Ve Arzusu Olan Talebe, İster Kâdı, İster Müderris Olsun, Yüksek Ve Olgun Bir Zâta Tâbi Olduktan Sonra, Farkında Olmadan Tasavvuf Yolunu Tamamlayıp Kemâle Ulaşır. Dünyevî Ve Dînî Vazifeler Onun Hak Yoluna Girmesine Mâni Değildir. Yüksek Rütbeler, Gâyeye Ulaşmaya Perde Olmaz." Buyurdu.

muslihuddîn Tavîl, Bursa'da Şeyh Tâceddîn Efendinin Kabri Yanına Bir Hasır Serip, Kırk Gün Müddetle Sabah Namazı Vaktinde Gelip, O Hasırın Üzerinde Yâsîn Sûresini Okuyup İbâdet Etti. Kırk Gün Tamâm Olunca Vefât Edip, O Hasırın Bulunduğu Yerde Defnolundu.

 

kaynaklar

1) Şakâyik-ı Nu'mâniyye Tercümesi (mecdî Efendi); S.366

2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.14, S.279

Yorumlar
Kod: JG8MF