Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Ne için tokat yedi?
  30 Mart 2018 Cuma , 21:58
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Ne için tokat yedi?
Muhammed Sıddık (Rahmetullahi Aleyh) 
Hindistan'da yaşayan büyük velîlerden. Ahmed-i Fârûkî Serhendî hazretlerinin torunu, Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma'sûm Fârûkî hazretlerinin en küçük oğludur. 1649 (H.1059) senesinde Serhend'de dünyâya geldi. Babasının mübârek teveccühleri altında yetişti. Zamânındaki ilimleri öğrenerek büyük bir âlim oldu. Tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşarak zamânın kutublarından oldu. 1719 (H.1131) senesinde vefât etti. 



Bu zat, bir sohbetinde buyurdu: (Ey insanlar!

Ölümü, yadınızdan çıkarmayınız zinhar.

 

İnsanlar uykudadır, uyanırlar ölünce.

Hesaba çekilirler herşeyden ince ince.

 

Aşikâre olacak o gün her günah, isyan.

Ne kadar mahcub olur, görünce onu insan.

 

Ben bunu düşünerek, hep dua ediyorum.

(Ya Rabbi, bizi o gün mahcub etme) diyorum.

 

Hadiste buyuruldu: (İman eden bir kimse,

Bir saatlik vaktini, günahta geçirirse,

 

Bunun için, ne kadar üzülse, yeri vardır.

Çünkü affolunmazsa, azaba yakalanır.)

 

Haram işleyen biri, dese ki: (Kalbim temiz.

Sen benim kalbime bak, kalbe bakar Rabbimiz.)

 

Onun böyle demesi, boş ve faidesizdir.

Hatta müslümanlıkla, bu, istihza etmektir.

 

Zira bir müslümanın kalbinin temizliği,

Günahtan kaçmasıyle anlaşılır tabii.

 

Bir genç, halis niyetle sefere çıktı evden.

Yolda, bir kasabaya uğradı çok geçmeden.

 

Lakin bir kötü kadın, bu genci gördüğünde,

Onun güzelliğine aşık oldu o günde.

 

Onu aldatmak için çok gayret etti, fakat,

Genç, o kötü kadına hiç etmedi iltifat.

 

Lakin kadın, sonunda bir çok hiyle yaparak,

Meylettirdi kendine o genci aldatarak.

 

Genç adam, tam elini uzatırken kadına,

Bir kavi tokat indi gaibten suratına.

 

Ve bir ses işitti ki: (Sen, niçin gidiyordun?

Neden bir kadın için, nefsine mağlub oldun?)

 

Bu ikaz üzerine, mahcub oldu genç kişi.

Dedi: (Evet, ben nasıl yaparım haram işi?)

 

Çekti hemen elini, ona hiç dokunmadan.

Devam etti yoluna, ayrılarak oradan.

 

Genç, işbu hadiseden, pek fazla duygulandı.

Dönünce, hocasının huzurlarına vardı.

 

Hocası buyurdu ki: (Sen o kötü kadına,

Rastlayıp, aldanarak tam düşerken ağına,

 

Şu tertemiz elini, ona hiç dokunmadan,

Kurtardı Allah seni, o günah ve haramdan.)

 

Genç adam dinleyince onun bu sözlerini,

Anladı, o tokatın o zattan geldiğini.

Bir gün de, sohbetinde buyurdu ki: (Bir kimse,

Günah işlediğine pişmanlık duyar ise,

 

Bu hali, onun için bulunmaz bir nimettir.

Zira bu pişmanlığı, tövbe etmek demektir.

 

Eğer Allah korusun üzülmezse hiç eğer,

İmanı zayıflar ve sonunda elden gider.)

Yorumlar
Kod: NKCRK