evliyânın Meşhûrlarından. Râzî Nisbesiyle De Tanınmış Olup, Aynı Zamanda Meşhûr Bir Şâirdir. Tasavvufta Büyük Velî Necmeddîn-i Kübrâ Hazretlerinin Talebesi Olup, Onun Ders Ve Sohbetlerinde Kemâle Erdi. Cengiz İstilâsının Meydana Çıkacağı Sırada, Bu Fitne Henüz Başlamadan, Hocası Necmeddîn-i Kübrâ Hazretlerinin İşâreti İle Anadolu Tarafına Seyâhat Ederek Konya'ya Geldi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Ve Sadreddîn-i Konevî İle Görüştü. 1256 (h.654) Senesinde Bağdât'ta Vefât Etti. Cüneyd-i Bağdâdî Hazretlerinin Kabrinin Yakınındaki Bir Yere Defnedildi.
anadolu'ya Gelişi Husûsunda Kendisi mirsâd-ül-ibâd adlı Eserinin Birinci Bâbı İkinci Faslında Şöyle Yazmıştır: ırak Ve Horasan Şehirlerine Gider Gelirdim. 1220 (h.617) Senesinde Tatar Ordusu Bulunduğumuz Diyârı İstilâ Etti. O Zaman Hemedân'da Bulunuyordum. 1221 Senesinde Bir Gece Bâzı Dervişlerle Ve Dostlarla Birlikte Selçuklu Sultanlarının Adâletiyle Mamûr Olan Rum Diyârına, Anadolu'ya Hicret Ettik. Kayseri'ye Yerleşip, Orada mirsâd-ül-ibâd adli Eserimi Yazmaya Başladım. Bu Eserimi 1230 (h.628) Senesinde Sivas'ta Tamamladım.
necmeddîn Dâye Hazretlerinin mirsâd-ül-ibâd adlı Eseri Cemiyetin Her Meselesini Ele Alıp, Ayrı Ayrı İşleyen Kıymetli Bir Kitaptır. Bu Eser Karahisarlı Kâsım Bin Muhammed (muhammed Karahisârî) Tarafından Sultan İkinci Murâd Han Nâmına 1421 (h.825) Senesinde irşâd-ül-mürîd İle'l-murâdadıyla Farsçadan Türkçeye Tercüme Edilmiştir. Daha Önce De Şeyhoğlu Mustafa Tarafından Yazılankenz-ül-küberâ Ve Mehekk-ül-ulemâ adıyla Yazılan Telif Esere mirsâd-ül-ibâd kitabı Kaynak Olarak Alınmıştır. Ayrıca keşf-ül-hakâyık Ve Şerh-üd-dekâik, Bahr-ül-hakâik adlı Eserleri De Vardır.
diğer Velîler Ve Âlimler Gibi Bu Zât Da, İnsanlara Karşı Çok Merhametli Olup, Onların Saâdete Kavuşmaları İçin Can Atan, Kendisine Zulüm Ve Düşmanlık Edenlere De Fazlasıyla Merhamet Gösteren, Çok Kıymetli, Seçilmiş, Yüksek Bir Zâttı. Allahü Teâlâ, Onun Bedenini Uygun Olmayan İşleri Yapmaktan Koruduğu Gibi, Kalbini De Uygunsuz Düşüncelerden Koruyup, Oraya, Hep Râzı Olduğu Beğendiği, Güzel Düşünce Ve Niyetleri Yerleştirmişti. Kin, Düşmanlık, Kötülüğe Ayniyle Mukâbelede Bulunmak Gibi Kötü Düşünceler Yerine, Kendisine İyilik Edene De, Kötülük Edene De İyilik Etmek, Kendisine Diken Atana Gül Sunmak Düsturundan Hareket Eden Bir Zâttı. Kalbi Çok Sâf, Gönlü Çok Temiz Olduğu İçin, Hep Güzel Düşüncelere Sâhipti. Bunu Anlatan Fârisî Şiirlerinden İki Beytinin Tercümesi Şöyledir:
bize Düşman Olan Da, Saâdet, İyilik Bulsun
cihandaki Ömründe, Nice Bereket Bulsun.
yolumuzun Üzerine Diken Koysa Bir Kimse,
bizden Ona Diken Gitmez. Yollarında Gül Bulsun.
kaynaklar
1) Kâmûs-ül-a'lâm; C.6, S.4567
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.9, S.199
3) Şeyhoğlu, Kenz-ül-küberâ Ve Mehekk-ül-ulemâ (prof. Dr. Kemal Yavuz)
4) Sefînet-ül-evliyâ; S.106
5) Nefehât-ül-üns (osmanlıca); S.491
6) İlk Mutasavvıflar; S.202