Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Pîr Muhammed Erzincânî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:28
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Türkiye evliyaları, Erzincan evliyaları, Pîr Muhammed Erzincânî

evliyânın Büyüklerinden. İsmi Pîr Muhammed'dir. Erzincan Kasabalarından Kaleriç'te Doğdu. Doğum Târihi Bilinmemektedir. 1464 (h.869) Târihinde Erzincan'da Zelzelede Şehîd Oldu. Kabr-i Şerîfleri, Erzincan'da Câmi-i Kebir Yanındadır.

pîr Muhammed, Erzincan'da Zamânın Önde Gelen Âlimlerinden Okuyup, İlimde Yüksek Bir Dereceye Ulaştı Ve Meşhûr Bir Müderris Oldu. Her Ne Sorulsa Hemen Cevaplandırırdı.

tasavvuf Yoluna Girmesine Bir Rüyâsı Sebep Oldu. Bir Gece Rüyâsında Engin Bir Deniz Gördü. Deryâ Kenarına Gelip O Deryâdan Geçmeyi Arzu Etti. Deryâ Kenarında Birçok Gemiler Vardı. Herbiri Yolcularını Almış, Yelken Açmak Üzereydi. Pîr Muhammed, Bunların Birisine Binmek İstedi. Lâkin Binemedi. Hangisine Binmek İstediyse, Gemiciler Binmesine Mâni Oldular. Bu Hâle Şaşırdı Ve Hayretler İçinde Kaldı. Bu Sırada Gemiden Bir Ses; "bu Gemilerin Sâhibi Seyyid Bir Zâttır. Git Hizmetine Gir Ve Ondan İzin Al. O Zaman Binebilirsin. Yoksa Kimse Seni Gemiye Almaz Ve Buradan Geçemezsin. O Zâtın İsmi Yahyâ Şirvânî'dir." Dedi. Bunun Üzerine Pîr Muhammed, Seyyid Yahyâ Şirvânî Hazretlerini Bulup, Halini Anlattı. Seyyid Hazretleri Ona; "nasîbin Varmış." Deyip Kendi Gemisinde Yer Gösterdi Ve Birlikte Yola Çıktılar." Pîr Muhammed Sabahleyin Bu Rüyânın Tatlı Tesiriyle Uyandı. Derhal Yol Hazırlığını Yapıp Medresesindeki Talebelerine İcâzet, Diploma Verip, Yola Çıktı. Gönlü Büyük Bir Aşk Ve Arzu İle Dolu Olarakşirvan'a Geldi Ve Seyyid Yahyâ Hazretlerinin Dergâhını Buldu. Seyyid Yahyâ Hazretleriyle Karşılaştığında Seyyid Hazretleri Ona; "ey Molla Muhammed!o Gemiler Halvetî Yolunun Yolcularıdır. Yolumuz Kolay Ve Güzeldir. Hoş Geldin." Buyurdu. Onu Talebeliğe Kabûl Edip, Halvetî Yolunun Edeplerini Öğretti Ve Pîr Muhammed'e Bir Köşeye Çekilip İbâdetle Ve Nefsiyle Mücâdele Ederek Vakitlerini Geçirmesini Söyledi. Pîr Muhammed Aylar Süren Nefis Terbiyesinden Sonra Kalbi Nûrlandı. Onun Yetiştiğini Gören Seyyid Yahyâ Hazretleri, Kendisine İcâzet, Diploma Verip Memleketi Olan Erzincan'a İlim Ve Edeb Öğretmesi İçin Gönderdi. Arkasından Duâlarda Bulundu.

pîr Muhammed Halvetî Hazretleri Erzincan'a Gelince, Kaleriç Kasabasında Yerleşip, Bir Mescid Ve Dergâh İnşâ Etti. O Bölgenin İnsanlarını Terbiye Etmeye, Kalplerine Allahü Teâlânın Aşkını Yerleştirmeye Çalıştı. Ekseriyetle Kaleriç'te Kaldı. Cumâ Günleri Erzincan'a Gelir, Câmi-i Kebîrde İnsanlara Vâz Ve Nasîhatte Bulunur, Hikmetli Sözler Söylerdi.

pîr Muhammed Hazretlerinin Çok Kerâmetleri Görüldü.

bir Gün Muhammed Erzincânî Hazretlerinin Kaldığı Köyde, Bir Kadının İneği, Akşam Evine Gelmedi. Kadıncağız, İneği, Şeyh Muhammed Hazretlerinin Dergâhındaki Talebelerden Biri Aldı Zannedip Onlara Sû-i Zan Etti. Sonra Da Dergâha Gelip Uygunsuz Bir Takım Sözler Sarfetti. Bunun Üzerine Muhammed Erzincânî Hazretleri Kadına Hitâben; "ey Hâtun! İnşâallah Senin Sığırın Sağdır. Dağda Kalmıştır. Hele Bir Yarına Kadar Sabret." Buyurdu. Ertesi Gün Seher Vakti Kadıncağız Etrâfı Gözlerken Baktı Ki Karşıki Dağdan Bir Arslan Sığırını Kovalayıp Getiriyor. Sığırı Doğruca Dergâh Kapısına Kadar Geldi. Şeyh Muhammed Erzincânî Hazretleri; "nerede Kaldın? Bize Ve Talebelerimize Sû-i Zan Edilmesine Sebeb Oldun." Diye Sığıra Hitâb Etti. Sâhibi De Oraya Gelmişti. Allahü Teâlânın Kudretiyle Sığır Dile Gelip; "sâhibim İnsafsızdır. Sütümü Sağdığı Zaman Buzağıma Bir Şey Bırakmıyor. Ben De Daha Fazla Otlamak İçin Geciktim." Dedi. Bu Sözleri İşiten Kadının Aklı Başından Gitti Ve Şeyh Muhammed Hazretlerinden Özür Dileyip Yaptıklarına Pişman Oldu. O Zaman Muhammed Erzincânî Hazretleri Ona; "bak Hâtun! Ben Sağ Oldukça Bu Olanları Kimseye Söyleme." Diye Tenbih Etti.

muhammed Erzincânî Hazretleri Bir Yaz Günü Sabah Namazından Çıkınca, Talebelerine; "erzincan'a İnmek Dileriz. Sevdiklerimizden Arzu Eden Bizimle Gelsin." Buyurdular. Kırk Talebesiyle Hareket Edip, Erzincan'a Geldi. Doğruca Câmi-i Kebîre Gidip Halvete Girdiler Ve Câmide Kırk Gün İbâdetle Meşgûl Olmak İstediler. Talebeleri Onun Bu Hâline Şaşıp; "efendim, Şimdi Hasat Mevsimidir. Erbaîne Ve Halvete Girmek İçin Münâsip Midir?" Diye Arzettiler. Bunun Üzerine Muhammed Erzincânî Hazretleri; "doğru Söylersiniz. Lâkinallahü Teâlâ Bu Beldeye Yakında Bir Zelzele Takdir Etmiştir. Bu Belânın Geri Çevrilmesi İçin Bizlerin Münâcât Etmesi, Yalvarması Lâzımdır. Umulur Ki, İçimizden Birinin Duâsı Kabûl Olur Da Halk Kurtulur." Buyurdular. Sonra Câmi-i Kebîrde İbâdetlerine Devâm Ettiler. Bir Ara Yanındakilere Dönüp; "bize İlhâm Edildi Ki: "ey Pîr Muhammed! Eğer Bu Belânın Geri Çevrilmesini İstersen Bizim Yanımıza Gelmelisin." Şimdi Kim Bizimle Berâber Şehâdet Şerbetini İçmek İsterse Burada Kalsın. Eğer Bir Mikdar Daha Dünyâ Hayâtını Yaşamak Arzu Edenlere De Biz İzin Veriyoruz Dışarı Çıkabilir. Bu Gece Bizimle Birlikte Olmasınlar." Buyurdu. Bunun Üzerine Talebelerinden Yedi Kişi Hâriç Diğerleri Câmiden Dışarı Çıktılar. O Gece Kuvvetli Bir Zelzele Oldu. Câmi-i Kebîr Yıkıldı. Yedi Talebesi İle Birlikte Muhammed Erzincânî Hazretleri Şehîdlik Şerbetini İçtiler. Câmiden Başka Hiçbir Yerde Bir Zarar Olmadı. Şehir Ahâlisi Durumu Öğrenince Büyük Bir Üzüntüye Düştü. Allahü Teâlânın Hikmeti Deyip, Muhammed Erzincânî Ve Yedi Talebesini Defnettiler.

şeyh Muhammed Hazretlerinin Mübârek Cesedlerinin Gasli Esnâsında Orada Bulunan Bâzıları İleri Geri Konuştu Ve; "velî Olsaydı Böyle Bir Ölümle Ölmezdi." Dediler. O Zaman Muhammed Erzincânî Hazretleri, Allahü Teâlânın Kudretiyle Dile Gelip; "ey Benim Hâlimi Bilen Rabbim! Sana Güveniyor, Sana Sığınıyorum." Diye Yüksek Sesle Konuştu. Bunu İşiten Gâfiller Hayretler İçinde Kaldı Ve Tövbe İstiğfâr Edip Onun Büyüklüğünü Anladılar.

erzincan, Bir Zaman Erbiloğlu Hâkimiyetine Girdi. Erbiloğlu Kumandanlarından Kaçarlı Hanı Erzincan'a Gönderdi. Kaçarlı Han Bir Gün Erzincan Halkının Ziyâret Mahalli Olan Muhammed Erzincânî Hazretlerinin Kabrine Gidip, Hakârette Bulundu Ve Elindeki Topuz İle Kabir Taşına Vurup, Sarık Kısmını Kırdı. Mağrûrâne Bir Şekilde Atına Binip Oradan Ayrılmak İstedi. Daha Bir Adım Atmadan Atının Ayakları Kırılıp Yere Çakıldı. Kaçarlı Hanın Da Kemikleri Birbirine Geçti. Öyle Oldu Ki, Sanki Bir Kılıçla Parçalanmış Gibi Birbirinden Ayrıldı. Hemen Oradaki Bir Çukura Gömdüler. Sonradan Şeyh Muhammed Erzincânî Hazretlerinin Kabr-i Şerîfini Ziyâretten Dönenlerce, Bu Evliyâ Düşmanının Gömüldüğü Yere Lânet Taşı Adı Verilen Taşları Atmaları Âdet Oldu.

şeyh Muhammed Erzincânî Hazretlerinin Önde Gelen Talebelerinden Dördü, Pîr Muhammed, Pîr Fethullah, İbrâhim Mükemmil İle Çelebi Halîfe Hazretleridir. Çelebi Halîfe Yerine Geçip Hizmetlerini Devâm Ettirmiştir.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

sözümüzün Netîcesini Görürsün

uzun Hasan, Fâtih Sultan Mehmed Hanla Harb Etmezden Önce, Pîr Muhammed Efendiye Gidip Harb İçin İzin İstedi. Bunun Üzerine Pîr Muhammed Hazretleri Ona; "sana Ve Askerine Lâzım Olan Onlarla Harb Etmemektir. Zîrâ Onlar Müslüman Gâzilerdir. Onlarla Harp Etmemek Akıllıca Bir İştir." Buyurdu. Uzun Hasan, Pîr Muhammed Hazretlerinden Bu Sözleri İşitince, Harb Etmek İstediğini Belirtip Dışarı Çıktı. Pîr Muhammed Hazretleri, Uzun Hasan'a Arkasından; "bizim Sözümüzün Fayda Ve Zararını, Hayır Ve Şerrini Bu Taraflara Gelince Anlarsın. Gerçi Şimdi Bize Kırılırsınız Ama Ne Yapalım Siz Bilirsiniz." Buyurdu. Çok Geçmeden Yapılan Harpte Uzun Hasan'ın Askeri Bozguna Uğrayıp Kendisi Ve Yakınları Perişan Bir Hâle Düştü. Sonra Yine Pîr Muhammed Hazretlerine Gelerek Âkıbetinin Nereye Varacağını Sormadan Edemedi. Pîr Muhammed Erzincânî Hazretleri Ona; "fâtih Mehmed Han, Şânı Büyük Affı Seven Bir Sultandır. Sizi İncitmezler. Edep İle Hareket Edeni Rencide Etmezler." Buyurdu. Sonra Çok Sevdiği Talebelerinden Pîr Ahmed Efendiyi Fâtih Sultan Mehmed Hana Gönderip Uzun Hasan'la Arasında Sulh Yapılmasını Sağladılar.

 

kaynaklar

1) Lemezât, Süleymâniye Kütüphânesi, Mahmûd Efendi Kısmı, No: 4536, V.135

2) Osmanlı Müellifleri; C.1, S.174

Yorumlar
Kod: WTLZT