Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Recâ Bin Hayve
  30 Mart 2018 Cuma , 23:41
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Şam evliyaları, Recâ Bin Hayve

tâbiînden Velî Ve Büyük Bir Fakîh (islâm Hukûku Âlimi). Doğum Târihi Bilinmemektedir. 730 (h.112) Târihinde Vefât Etti. Künyesi, Ebû Mikdâm Ve Ebû Nasr Şeklinde Bildirilmiştir. Nisbeti, Filistinî’dir. Aynı Zamanda Tesirli Ve Fasîh Konuşan Bir Vâiz İdi. Halîfe Süleyman Bin Abdülmelik, Ondan Kendisine Mektup Yazmasını İstemişti. Halîfe Olmadan Önce Ve Sonra Ömer Bin Abdülazîz İle Çok Yakın Dostlukları Vardı. Sık Sık Görüşürlerdi. Süleyman Bin Abdülmelik’e Kendisinden Sonra, Ömer Bin Abdülazîz’i Halîfe Yapmasını, O Tavsiye Etmişti.

recâ Bin Hayve, Fakihliği Yanında, Büyük Bir Hadîs Âlimidir. Abdullah Bin Amr Bin Âs, Adiy Bin Ümeyre, Übâde, Abdurrahmân Bin Ganemi, Muâviye, Nüvvâs Bin Sem’ân, Ebüdderdâ, Ebî Saîd-ül-hudrî, Ebû Ümâme, Misver Bin Mahreme Ve Daha Birçoklarından (r.anhüm Ecmaîn) Hadîs-i Şerîf Rivâyet Etmiştir. Ondan Da, Adiy Bin Adiy Bin Umeyre El-kindî, İbn-i Aclân, Sevr Bin Yezîd, İbn-i Avn, Zührî, Hamîd-üt-tavîl Ve Başkaları (r.anhüm) Hadîs-i Şerîf Bildirmişlerdir.

ibn-i Avn Şöyle Buyururdu: “üç Kişi Biliyorum Ki, Onların Benzerini Görmedim. Onlar O Kadar Birbirine Benziyor Ki, Sanki Bir Araya Gelip, Birbirinden İstifâde Etmişler. Bunlar: ırak’ta İbn-i Sîrîn, Hicaz’da Kâsım Bin Muhammed, Şam’da Recâ Bin Hayve’dir (r.anhüm Ecmaîn)."

übeyd Bin Ebî-s-sâib Babasından Bildirdi: “recâ Bin Hayve Namazını O Kadar Tâdil-i Erkâna Dikkat Ederek, Şartlarına Uygun Kılardı Ki, Onun Namaz Kılışına Hayran Kalırdım.”

ibn-i Sa’d: “recâ Bin Hayve, Hadîs İlminde Sika, Güvenilir, Faziletli Ve İlmi Çok Olan Bir Zâttır” Dedi.

mûsâ Bin Yesâr Bildirdi: “recâ Bin Hayve, Adiy Bin Adiy Ve Mekhûl, Mescidde Bulunuyorlardı. O Sırada Birisi Geldi. Mekhûl’e Bir Mesele Sordu. Mekhûl: “bunu, Şeyhimiz (üstâdımız, Hocamız), Seyyidimiz (efendimiz, Büyüğümüz), Recâ Bin Hayve’ye Sorunuz” Dedi.

“abdurrahmân Bin Abdullah Anlattı: Bir Gün Vâz Ve Nasîhat Ederken, Recâ Bin Hayve; Adiy Bin Adiy Ve Ma’n Bin Münzir’e Dedi Ki: “bakınız! Herhangi Bir İşi Yapıyorsunuz Diyelim. Şâyet O İşi Yaparken Allahü Teâlâya Kavuşmak, İçinizden Geliyorsa O İşe İyi Sarılınız. Eğer İçinizde Hoşnutsuzluk Ve Tiksinti Duyuyorsanız Hemen O İşi Terk Ediniz.”

recâ Bin Hayve Buyurdu Ki:

“insan, Ölümü Hatırladığı Müddetçe, Hasedi, Kıskançlığı Terkeder.”

birisi, Recâ Bin Hayve’den Ayrılırken; “allahü Teâlâ Seni Muhâfaza Etsin” Dedi. Bunun Üzerine Recâ Bin Hayve; “ey Kardeşimin Oğlu, Allahü Teâlâdan, Îmânımı Muhâfaza Etmesini De Dile.” Buyurdu.

“islâm, İnsanı Îmân Nîmetiyle Süsler. İnsanın; Îmânını, Takvâsıyla; Takvâsını, İlmiyle; İlmini, Hilmi, Yumuşaklığı İle; Hilmini De Rıfk, Tatlılık İle Süslemesi Ne Kadar Güzeldir.”

recâ Bin Hayve Hazretleri, Bir Gün Abdülmelik Bin Mervân’ın Yanında Bulunuyordu. Orada, Birisinden Kötü Bir Şekilde Bahsedildi. Abdülmelik; “vallahi! Allahü Teâlâ Nasîb Ederse, Elime Geçtiğinde, Ben Ona Yapacağımı Biliyorum” Dedi. Bir Gün O Şahsı Yakalamış, Ona Cezâ Vermek Üzere Kalkmıştı. Bu Sırada, Orada Bulunan Recâ Bin Hayve; “ey Müminlerin Emîri! Allahü Teâlâ, Sana İstediğin Şeyi Nasîb Etti (sen Böyle Arzu Etmiştin. Allahü Teâlâ Da Sana, İstediğin Gibi Fırsatı Verdi). Öyleyse, Sen De Allahü Teâlânın Sevdiği Bir Şey Olan, Affı Yap. Bu Söz Üzerine, Halîfe Abdülmelik Bin Mervân, O Şahsı Hemen Affetti Ve Ona İhsânlarda Bulundu.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

kalb Üzülür

eyyûb Bin Süleyman Bin Abdülmelik Vefât Etmişti. Cenâzenin Bulunduğu Yere Babası Süleyman Bin Abdülmelik, Yanında Ömer Bin Abdülazîz, Saîd Bin Ukbe, Recâ Bin Hayve Olduğu Halde Girdi. Süleyman, Oğlu Eyyûb’a Bakmaya Başladı. Gözleri İyice Dolmuştu. Sonra “insana, Böyle Bir Musîbet Gelince, Hislenmemesi, İçinin Galeyâna Gelip, Kabarmaması Mümkün Değil. Böyle Bir Durum Karşısında, İnsanların Bir Kısmı, Allahü Teâlâya Karşı Tam Bir Teslimiyet Gösterip, Mükâfâtını Ondan Bekleme Olgunluğunu Gösterir. Bir Kısmı Sabır Ve Tahammül Etme Gücüne Sâhib Olur. Bunların İkisi De, Sağlam Ve Metin Kimselerdir.

bir Kısmı Da Vardır Ki, Sabır Ve Tahammül Gösteremezler. Bunlar Zayıf Kimselerdir. Fakat, Şu Anda Ben, Kalbimde Bir Hislenme, Acı Bir Coşma Görüyorum. Eğer İçime Bir Serinlik Vermezsem, Ciğerimin, Üzüntü Ve Kederden Parça Parça Olacağından Korkuyorum” Dedi. Bunun Üzerine Ömer Bin Abdül-aziz “ey Müminlerin Emîri! Sabretmeniz Gerekir. Yoksa, Ecir Ve Sevâbınız Boşa Gider. Saîd Bin Ukbe De, Ağlamaklı Bir Haldeydi. Sanki Ağlamak İçin Yardım İster Gibi Bir Hâli Vardı. Recâ Bin Hayve İse; “ey Müminlerin Emîri! Sizin Bu Derece, Aşırı Bir Üzüntüye Kapılmanıza, Bir Mânâ Veremiyorum. Ortada O Kadar Önemli Bir Mesele Yok. Bana Şöyle Anlattılar: Resûlullah Efendimizin, Ezvâc-ı Mütahherasından Olmakla Şereflenen, Mâriye Vâlidemizden İbrâhim Adında Bir Oğulları Olmuştu. Fakat Daha Küçücük İken Vefât Etmişti. Onun Vefâtında, Resûlullah Efendimizin Mübârek Gözlerinden Yaşlar Akıp; “göz Ağlar, Kalb Üzülür. Ancak Allahü Teâlânın Râzı Olduğunu Söyleriz. Ey İbrâhim, Bizler Senin İçin Çok Mahzûnuz (üzgünüz)” Buyurmuşlardı. Bu Sözler Karşısında, Süleyman Bin Abdülmelik Hıçkıra Hıçkıra Ağladı. O Kadar Ağladı Ki, Orada Bulunanlar Bir Şey Oldu Sandılar.

 

kaynaklar

1) El-a’lâm; C.3, S.17

2) Tezkiret-ül-huffâz; C.1, S.118

3) Tehzîb-üt-tehzîb; C.3, S.265

4) Hilyet-ül-evliyâ; C.5, S.170

5) Vefeyât-ül-a’yân; C.2, S.301-303

6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.2, S.352

Yorumlar
Kod: 85XB5