Talebesinden biri anlatır ki şöylece:
Hocamı tanımadan, rüya gördüm bir gece.
Bir gurup cemaati gördüm ki, gidiyorlar.
Diyorlar ki: (Bursa’da, bir evliya kişi var.
Seyyid olup, Resulün evladındandır o zat.
Ediyor insanlara çok tesirli nasihat.
Sözleri, süpürüyor kalplerden kiri, pası.
Onu gören, kolayca kazanıyor ihlası.)
Bunları işitince, bana da geldi gayret.
Zira henüz görmeden, sevmiştim onu gayet.
Düşündüm ki: Ben dahi gideyim o veli'ye.
Diyeyim, beni dahi alın talebeliğe.
O giden kimselere katılarak velhasıl,
Kasabadan çıkarak, Bursa’ya olduk vasıl.
Ben, o büyük veliyi görünce, birden bire,
Heybet ve vakarından, bayılıp düştüm yere.
Sonra ayıldımsa da, ayağa kalkamadım.
Yerde emekleyerek, huzura öyle vardım.
Ve düşündüğüm gibi dedim ki o veliye:
(Beni de kabul edin lütfen talebeliğe.)
(Kabul ettik) buyurup, yanlarına aldılar.
Ve mübarek eliyle, sırtımı sığadılar.
Bir heyecan içinde uyandım bu rüyadan.
(Tabiri nedir?) diye sual ettim babamdan.
Dedi ki: (O velinin huzuruna git derhal.
Hizmetine girerek, hayır duasını al.
Zira bu, manevi bir ikazdır şimdi sana.
Kavuşursun çok büyük lütuf ile ihsana.
Sana müjdeler olsun, geçirme daha vakit.
O büyük evliyanın huzuruna durma git.)
Sevinip, veda ettim annem ile babama.
Rastladım çıkar çıkmaz ben bir gurup adama.
O rüyadakilere benzerdi sanki onlar.
Ve bana dediler ki: (Bursa’da bir veli var.
Sohbetini dinleyen, buluyor rahat, huzur.
Öyle tesirli sohbet, dünyada az bulunur.)
Ben, (Hayırdır inşallah!) diyerek hemen sonra,
Onlara katılarak, vasıl oldum Bursa’ya.
Ve o zatı görünce, o rüya gibi aynen,
Bayılıp düştüm yere, o zatın heybetinden.
Biraz sonra, kendime geldim ise de, fakat,
Ayağa kalkmak için, yok idi bende takat.
O rüyadaki gibi, yerde emekleyerek,
Gittim o büyük zatın ayağı dibine dek.
Başımı kaldırarak, dedim ki: (Efendim, siz,
Beni talebeliğe kabul eder misiniz?)
(Kabul ettik) buyurup, o mübarek eliyle,
Hemen sonra, sırtımı sığadı yine öyle.