Irak’ta hayat süren büyük bir evliyadır.
Hal ehli kimse olup, kerametleri vardır.
Sincar adlı sahrada dünyaya gelen bu zat,
Seksen yaşında iken, bu yerde etti vefat.
Hep ilim öğrenmekle geçiyordu her anı.
Yedi yaşında iken, ezberledi Kur'anı.
Onüç yaşında ise, Bağdat’a etti rıhlet.
Çok derin âlimlerden, ders okudu bir müddet.
Fıkıh, tefsir, tasavvuf, usul, hadis ve kelam,
Bütün bu ilimleri, okuyup yetişti tam.
Bir gece rüyasında, Ebu Bekr-i Sıddık’ı,
Görünce, daha arttı ilme olan bu sıdkı.
O, bir takke giydirdi eliyle kendisine.
Uyanıp, o takkeyi başında buldu yine.
Birkaç gün sonra ise, Hızır aleyhisselam,
Rüyada, kendisine görünüp verdi selam.
Buyurdu ki: (Ya Ali, gidip şu insanlara,
Dinin emirlerini söyle, anlat onlara.)
Sonra, Resulullahı rüyada gördü bizzat.
O dahi buyurdu ki: (Halka eyle nasihat.)
Bu manevi ikazlar üzerine, o dahi,
Nasihate başladı halka çok faideli.
Ayrıca ziraatle uğraşırdı ki bu zat,
Çift sürer, tohum eker, yapardı hem de hasat.
Çift sürüyor idi ki tarlasında o bir gün,
Düştü ve ölüverdi bir tanesi öküzün.
Hayvanı, boynuzundan tuttu hemen o vakit,
Şöyle niyaz etti ki: (Ya Rabbi, bunu dirilt!)
Günahsız ağız ile duayı yaptığından,
İndallah kabul olup, dirilip kalktı hayvan.
Bu zatın zamanında, var idi ki bir kimse,
Melekut âlemini görürdü kalp gözüyle.
Lakin o, bu halini kaybedince bir ara,
Çok üzülüp, başladı tövbe ve istiğfara.
Kavuşabilmek için o hallerine tekrar,
Bir Allah adamını aradı diyar diyar.
Bu büyük evliyayı öğrenip en nihayet,
Hemedan’dan gelerek, etti onu ziyaret.
Himmet ve yardımını etti rica, istirham.
O dahi, kendisine eyledi izzet, ikram.
Sonra da buyurdu ki: (Üzülme buna zinhar.
Daha ziyadesine, olursun şimdi mazhar.)
Sonra da buyurdu ki: (Biraz yum gözlerini.)
Yumunca, gördü yine melekut âlemini.
Buyurdu ki: (Evvelki halin idi bu senin.
Yine yum ki, bu sefer bak neler göreceksin.)
Kapatınca, bu defa, yerden ta Arş’a kadar,
Olan cümle âlemler, oldu ona aşikâr.
Ve en son buyurdu ki: (Aç gözünü evladım!
Şehrine gitmek için, at sadece bir adım.)
Kalkıp, bir adımını ileri attığında,
Kendini, Hemedan’da buluverdi anında.