Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Sabır Nümunesiydi
  30 Mart 2018 Cuma , 22:08
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Sabır Nümunesiydi

Evliyanın büyüğü, Alaaddin-i Sabir.

Sabır nümunesi ve keramet sahibidir.

 

Feridüddin Genc Şeker, yetiştirdi bu zatı.

O, hem kayın pederi, hem de olur üstadı.

 

Rabbinin aşkı ile yanıyordu bilhassa.

Kabul olunuyordu ağzından ne çıkarsa.

 

Bir an gafil değildi Allahü teâlâdan.

Yani asla Rabbini unutmazdı o bir an.

 

Öyle büyük bir veli idi ki bu zat yine,

İnsan, kuş ve hayvanlar koşardı hizmetine.

 

Onlar bile anlayıp onun  büyüklüğünü,

Gelip, süpürürlerdi dergahının önünü.

 

Ve lakin insanlardan ettiyse her kim inkâr,

Büyük sıkıntılara oldular hep giriftar.

 

O, binyüzdoksanaltı miladi senesinde,

Hirat’da doğmuş idi bir Cuma gecesinde.

 

Anne karnında iken, bazı garip halleri,

Görüp, haber verirdi bizzat valideleri.

 

Derdi ki: (Her gün bana, nur inerdi semadan.

Ve oğlum, meleklerle konuşurdu çok zaman.)

 

Nihayet doğum vakti, ebe geldi o eve.

Eli ona değince, başladı titremeye.

 

İkaz etti annesi: (Yok ise abdestiniz,

Bu hal ondan olmuştur, hemen alıp geliniz.)

 

Hakikaten abdesti yok imiş, alıp geldi.

Ona, abdestli iken ancak dokunabildi.

 

O, dünyaya gelince, yukarıya baktı ve,

Dam açılıp, semadan bir bulut indi eve.

 

Çocuğun üzerine indi ve kalktı tekrar.

Yükseldi yavaş yavaş, ta ki semaya kadar.

 

Ne zaman ki bu veli teşrif etti dünyaya,

Gark oldu Hirat şehri, mis gibi rayihaya.

 

O, bazan emmiyordu annesinin sütünü.

Yani oruç tutardı, emmeyip bazı günü.

 

Büyüdükten sonra da, yemezdi genellikle.

Hep idare ederdi bir lokma ekmek ile.

 

Konuşmaya başladı az daha toplayarak.

(La mevcude illallah) söyledi ilk olarak.

 

Babası vefat etti, beş yaşına gelince.

Bir sene konuşmadı, o vefat eyleyince.

 

Yedisine basınca, bayram günleri hariç,

Her gün oruç tutardı, hem ara vermeden hiç.

 

Öyle ki, yapmıyordu hem de sahur ve iftar.

Dört beş günde bir lokma ekmek yerdi, o kadar.

 

O yaşta, teheccüde kalkardı muntazaman.

Allahü teâlâya vermişti kendini tam.

 

Validesi çok ısrar ettiyse de pek fazla,

Yine de, karyolada yatmaz idi o asla.

 

Annesi görüyordu onun bu hallerini.

Ve lakin üzülmekten alamazdı kendini.

 

Bir gün dedi: (Evladım, sen henüz bir çocuksun.

Ne için bu kadar çok riyazet yapıyorsun?

 

Çok değil mi bu yaşta bu cefa ve eziyet?

Ben, çok üzülüyorum sen çektikçe riyazet.)

 

Dedi ki: (Anneciğim, bu, hiç değil elimde.

Ben, yanmak istiyorum Rabbin muhabbetinde.

 

Diyorum ki, kavursun beni aşk-ı ilahi.

Bana, böyle yaşamak, daha tatlı Vallahi.)

Yorumlar
Kod: MJCPJ