Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Tâhir-i Bedahşî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:34
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Hindistan evliyaları, Yeri Bilinmeyenler evliyaları, Tâhir-i Bedahşî

hindistan'da Yaşayan Evliyânın Büyüklerinden. İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Talebelerinin Önde Gelenlerindendir. Önce Subay İdi. Resûlullah Efendimizin Rüyâda Verdiği Emirle, Askerliği Bırakarak Tasavvuf Yoluna Girdi. Doğum Ve Vefât Tarihleri Belli Değildir. On Yedinci Asrın Sonlarında Vefât Etti.

tâhir-i Bedahşî İlk Zamanlar Askeriyede Çalışıyordu. Askerler Kalelerden Birini Fethetmek İçin Yola Çıktıkları Sırada, Bir Gece Rüyâda Peygamber Efendimizi Gördü. Hazret-i Sıddîk-i Ekber, Diğer Halîfeler Ve Eshâb-ı Kirâm Resûlullah'ın Huzûr-ı Saâdetlerinde İdi. Peygamber Efendimiz Kendisine; "bu Seferden Döndükten Sonra, Sen Bu Askerin Arasından Ayrıl! Tasavvuf Büyüklerinin Sohbetinde Bulun." Buyurdular. Ebû Bekr-i Sıddîk, Peygamber Efendimizin Emri İle Kendisine Hırka Giydirdi. Uykudan Uyanınca, Askerliği Bırakmaya Karar Verdi. Bu Sefer Dönüşünde Askerler, Çalılar Ve Ağaçlar Arasından Geçerken, Kendisi Attan İndi Ve Ağaçların Arasına Girdi. Emir Eri, Abdest Bozmaya Gittiğini Zannetti. Bir Müddet Bekledi. Tanıdıkları Ne Kadar Aradıysalar, Bulamadılar. Tâhir-i Bedahşî, O Havâlide Bir Çiftçiye Rastladı. Kendi Elbiselerini Ona Verip Onun Elbiselerini Giydi Ve O Memleketteki Dervişlerin Sohbetine Katıldı. Aradan Yıllar Geçti. Akrabâları Onun Hayatta Olup Olmadığını Bilmiyorlardı. Tâhir-i Bedahşî, Eve Gelince Durumu Hanımına Anlattı. Hanımı; "ben De Seninle Geleceğim." Dedi. Üstüne Bir Örtü, Eline Bir Âsâ Alıp, Kocası İle Berâber Yola Çıktı. O Memlekette Bulunan, Gönül Sâhibi Bir Âlimin Hizmet Ve Huzûruna Kavuştu. Bu Zât, Kendisine; "senin Nasîbinin Nakşibendî Yolunda Olan Büyüklerden Olacağını Anlıyorum." Dedi. Delhi Ve Lâhor Tarafına Gitmesini İşâret Buyurdu. Bu Zamanda O Diyarda Hazret-i Hâce Muhammed Bâkî Vardı. Cihânı Aydınlatan Bir Güneş Gibiydi. Sözlerini Duyanlar, O Gönüller Sultânı Büyük Âlimin Etrâfından Ayrılmıyorlardı. Huzûruna Kavuşmadan Birkaç Gün Önce, Muhammed Bâkî-billah Âhirete İrtihâl Eyledi. Tâhir-i Bedahşî Şaşkın Bir Hâlde Kaldı. Allahü Teâlânın İhsânı İle İmâm-ı Rabbânî Hazretlerine Gitmeye Karar Verdi. Huzûruna Gidip Talebesi Olmak Ve Hizmette Bulunmakla Şereflendi. O Yüksek Dergâhta Canla Başla Çalıştı. Nasîbi Olan Her Şeye Kavuştu. Talebe Arkadaşı Hâşim-i Keşmî Şöyle Anlattı: "yalnız Ve Kalabalıkta İken, Peygamber Efendimizin Mübârek Sûretini Müşâhade Ederdi. Saf Ve Temiz Rûhlu İdi. Kendi Hâllerini Ve Keşflerini Hazret-i İmâm'a Öyle Bir Edâ İle Arzederdi Ki, Hazret-i İmâm İster İstemez Tebessüm Ederlerdi. Bâzan Hazret-i İmâm'dan Yüksek Mârifetleri Dinlerken, Öyle Bir Şekilde; "evet, Öyledir." Deyip Başını Sallardı Ki, Hazret-i İmâm; "bu Sırlar Mevlânâ Tâhir'e Bildirilmiştir, Biz İse Bunların Tercümânıyız." Buyururdu. Tecellîye, Yüksek Hâllere Ve Cezbeye Kavuştuktan Sonra, Hazret-i İmâm Kendisine İcâzet, Diploma Verdi Ve Canpûr Şehrine Gönderdi."

yine Hâşim-i Keşmî Anlattı: Hazret-i İmâm, Ecmîr'i Teşrif Eylediği Günlerde, Bu Fakîr De Hizmetlerinde İdim. Bu Sırada Mevlânâ Tâhir'den Mektup Geldi. Mektubunda, Kendisine Talebe Gelmediğini Yazıyordu. Hazret-i İmâm Şöyle Buyurdu: "işin Esâsı, Hâlleri Muhâfaza Etmek, Yapacağı İşleri Düşünmek, Îmân Üzüntüsünde, Âhiret Endişesinde Olmaktır. Bu Hâlde, Her Kimi Allahü Teâlâ Gönderirse, Tâlim Ve Terbiyesine Memûr Ederse, Emre Uyarak, Allah İçin O İşle Meşgûl Olmak Lâzımdır."

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

akıllı İsen Kıl Namâzı

imâm-ı Rabbânî Hazretlerinin Tâhir-i Bedahşî'ye Yazdığı Mektuplardan İkisi:

"allahü Teâlâya Hamdü Senâ Olsun! O'nun Sevdiği, İyi İnsanlara Selâmetler Olsun! Canpûr'dan Gönderdiğiniz Mektup Geldi. Rahatsız Olduğunuzu Okuyunca, Üzüldük. Sıhhat Haberini Bekliyoruz. Vazifenize Çok Çalışınız! Hâsıl Olan Hâlleri Bize Yazınız! Ey Sevgili Kardeşim! Bu Dünyâ, Çalışmak Yeridir. Ücret Alınacak Yer, Âhirettir. Sâlih Amelleri Yapmağa Uğraşınız! Bu Amellerin En Faydalısı Ve İbâdetlerin En Üstünü Namaz Kılmaktır. Namaz, Dînin Direğidir. Müminlerin Mîrâcıdır. O Hâlde, Onu İyi Kılmağa Gayret Etmelidir. Erkânını (yâni Farzlarını), Şartlarını, Sünnetlerini Ve Edeblerini, İstenildiği Ve Lâyık Olduğu Gibi Yapmalıdır. Namazda Tumânînete (yâni Rükûda, Secdelerde, Kavmede Ve Celsede, Bütün Âzânın Hareketsiz Kalmasına) Ve Tâdîl-i Erkâna (yâni, Bu Dört Yerde Sükûn Ve Tumânînet Bulduktan Sonra, Bir Mikdar Durmaya) Dikkat Etmelidir. Çok Kimse Bunlara Dikkat Etmeyip, Namazlarını Elden Kaçırıyor. Tumânîneti Ve Tâdîl-i Erkânı Yapmıyorlar. Bunlara Azâblar Ve Tehdîdler Bildirilmiştir. Namaz, Doğru Kılınınca, Kurtuluş Ümîdi Çoğalır. Çünkü, Dînin Direği Dikilmiş Olur. Seâdet-i Ebediyyeye Uçmak İçin Tayyâre Elde Edilmiş Olur.

"âkıl İsen Kıl Namâzı, Çün Seâdet Tâcıdır,

sen Namâzı Öyle Bil Ki, Mü'minin Mi'râcıdır!" (2'nci Cild, 20'nci Mektup)

"akıllı Kardeşim, İsmi Gibi Temiz Olan Molla Tâhir'in Kıymetli Mektubu Geldi. Kardeşim! Hadîs-i Şerîfde; "allahü Teâlânın, Bir Kulunu Sevmemesi, Onun Faydasız Şeylerle Uğraşmasından Anlaşılır." buyruldu. Bir Farzı Yapmayıp, Bir Nâfile İbâdeti Yapmak Da, Boşuna Uğraşmaktır. Bunun İçin, Ne İle Vakit Geçirdiğimizi İncelemeliyiz. Ne İle Uğraşdığımızı Anlamalıyız. Nâfile İbâdet Mi, Yoksa Farz Olan İbâdet Mi Yapıyoruz? Bir Nâfile Hac Yapmak İçin Birçok Yasaklar, Haramlar İşleniyor. İyi Düşünmelisiniz! Aklı Olana Bir İşâret Yetişir. Size Ve Arkadaşlarınıza Selâm Ederim." (1'inci Cild, 123'üncü Mektup)

 

kaynaklar

1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (51. Baskı) S.1153

2) Hadarât-ül-kuds; S.340

3) Tezkire-iimâm-ı Rabbânî; S.333

4) Zübdet-ül-makâmât; S.399

5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.16, S.233

Yorumlar
Kod: MJCPJ