Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Tâzî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:37
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; İspanya evliyaları, Tâze evliyaları, Tâzî

endülüs'te Yetişen İslâm Âlimlerinden Ve Büyük Velîlerden. İsmi, İbrâhim Bin Muhammed Bin Ali Et-tâzî, Künyesi Ebû Sâlim Ve Ebû İshak'tır. Endülüs'te Magrib-i Aksâ'da Bulunan Tâze Şehrinde Doğdu. Doğum Yerine Nisbetle Tâzî Diye Meşhûr Oldu. Orada Yetişti. Daha Sonra Yine Endülüs'te Magrib İle Tlemsân Arasında Bulunan Vehrân Beldesinde Yerleşti. 1461 (h.866) Senesinde Şâban Ayının Dokuzunda Pazar Günü Tâze'de Vefât Etti.

ilim Tahsîline, Kur'ân-ı Kerîm Ve Kırâat Dersi Almakla Başlayan Ebû Sâlim Et-tâzî, İlk Olarak Zamânının Âlim Ve Velîlerinden Ebû Zekeriyyâ Yahyâ El-vâziî'den Okudu. Bu Zât, Tâzî'ye Husûsî İltifât Gösterirdi. Tâzî İle Birlikte Okumaya Gelen Çocuklara, Tâzî'yi İşâret Eder; "bu Sizin En Efendi, Üstün Ve Sâlih Olanınızdır" Diyerek, Onun Hâlini Bildirirdi. Büyüklük Hâlleri, Daha Küçük Yaşta Kendisinde Belli Olan Tâzî, Hocası Ve Âilesi Tarafından Büyük Bir İhtimâm Ve Dikkatle Yetiştirildi. Vehrân'a Yerleştikten Sonra, Orada Bulunan Âlimlerin Derslerine Devâm Edip, İlmini İlerletti. Tasavvuf Yolunda; Şerefüddîn-i Dâî'den Ve Hocalarının Silsilesi Ebû Midyen Magribî'ye Ulaşansâlih Bin Muhammed Ez-zevâvî'den Feyz Aldı. Ayrıca; Ebû Abdullah Muhammed Bin Ömer El-hevârî'den Ve Mekke-i Mükerremede Takiyyüddîn Şerîf Muhammed Bin Ahmed El-hasenî El-fâsî'den, Medîne-i Münevverede Ebü'l-feth Bin Ebî Bekr El-kureşî Ve Başka Âlimlerden, Tûnus'ta Şeyhülislâm Abdullah El-abdûsî'den, (târîf-ül-halef kitabında, Bu Zâtın Abdullah El-abdûsî Değil, Abdülazîz El-abdûsî Olmasının Daha Kuvvetli İhtimâl Olduğu,adülazîz El-abdûsî'nin O Vakitlerde Tûnus'da Bulunduğu, Abdullah El-abdûsî'nin İseabdülazîz'in Kardeşinin Oğlu Olduğu, Devamlı Olarak Fâs'da Bulunduğu Ve Tûnus'a Geldiğinin Tesbit Edilemediği Bildirilmektedir.), Tlemsân'da Hafîd İbni Merzûk'dan Ve Daha Birçok Âlimden İlim Öğrendi. Zamânında Bulunan Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Ve Evliyânın Büyüklerinden Oldu.

hâfıztenesî, İmâm-ısenûsî, Alitâlûtî Ve Tasavvuf Büyüklerinden Ahmed-i Zerrûk Hazretleri,tâzî Hazretlerinin Yetiştirdiği Âlimlerdendir.

hadîs, Fıkıh, Kırâat Gibi İlimlerle Birlikte, Arab Dili Ve Edebiyâtına Da Vâkıftı. Ebû Sâlim Tâzî Hazretleri, Âlimlerin İmâmı, Söz Ve Şiir Söyleyenlerin En Belîğ Olanıydı. Dünyâya Düşkün Olmayanların, Haram Ve Şüphelilerden Çok Sakınanların Önde Geleni Olup, Velî, Sâlih, Ârif Ve Âbid Bir Zâttı. Şâirliği De Çok Kuvvetli İdi. Resûlullah Efendimizi Medheden Çok Güzel Kasîdeler Yazmıştır. Allahü Teâlânın Sâlih Kullarından İdi. Kur'ân-ı Kerîm İlimlerinde İmâm Derecesinde Yüksekti. Lenguistik (dil) İlminde Öncü, Hadîs İlminde Hâfız, Fıkıh İlminin Usûl Ve Fürû'unda Söz Sâhibi İdi. Akâid İlminde Derin Âlimdi.müslümanların İmâmıydı. Âlimlerin Yüksek İlimlerini, Evliyânın Üstün Hâllerini Kendisinde Toplamıştı.

aklının Kemâlinde, Hilminin Ve Yumuşaklığının Yüksekliğinde, İlminin Çokluğunda, Güzel Ahlâkı İle Ulaştığı Derecelerin Üstünlüğünde, Herkesle İyi Geçinmekte, Akrân Ve Emsâlinin Hepsinden Üstündü. Allahü Teâlânın İzni İle Kerâmet Olarak, İnsanların Hâllerine Vâkıf Olurdu. İnsanların Haklarına Çok Riâyet Ederdi. Sâdece Akıl Ve Hilmdeki Üstünlüğünün Darb-ı Mesel Hâline Gelmiş Olması, Onun Büyüklük Ve Üstünlüğünü Göstermesi Bakımından Kâfidir.

her Tarafta Meşhûr Olantâzî Hazretlerinin İlmi Ve Fazîletleri Günümüze Kadar Anlatılmaktadır. O Zamanda Ve Daha Sonra, Büyüklüğü Öyle Tanındı Ki, Bir Kimse Başka Bir Kimsenin İyiliği Hakkında Fevkalâde Mübâlağa Yapmak İstese; "o, Sanki İbrâhimtâzî Hazretlerine Benziyor." Derdi. Yine Bir Kimse Bir Meseleden Dolayı Sabredemeyip Kızıp Köpürse, Ona; "keşke Bu Duruma Sabretmek Husûsunda, Büyüğümüz İbrâhim Tâzî Gibi Olsaydın. Eğer Onun Gibi Olsaydın, Hiç Kızmaz, Bu Hâle Sabrederdin." Derlerdi.

ibrâhim Tâzî Hazretleri, İnsanlara Hiç Sıkıntı Vermediği Gibi, Onlardan Gelen Sıkıntı Ve Eziyetlere De Çok Sabreder, Hiç Karşılık Vermezdi. Başkaları Onun Bu Hâllerini Gördükçe; "biz Olsak Bu Hâle Hiç Sabredemeyiz." Diyerek, Onun Hâline İmrenirlerdi.

ibrâhim Tâzî, Allahü Teâlânın Rızâsı İçin İnsanlara İyilik Eder, Onlara İyilik Etmelerini, Başkalarına Faydalı Olmalarını Tavsiye Ederdi.

insanları İdâre Etmekte, Yüzlerine Gülmekte, Onlara İyi Muâmelede Bulunmakta Çok Yüksekti. Herkese Açılmış, Yayılmış Olan İyilikleri Ve Güzel Hâlleri İle İnsanların Gönlünde Taht Kurmuştu.

basîret Gözü İle İnsanların Hâllerini Anlar, Herkese Kâbiliyet Ve İstidâdına Göre Konuşurdu. Onları Allahü Teâlânın Yoluna Dâvet Eder, Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Bildirdikleri Şekilde Îtikâdlarını Düzeltmeleri, Allahü Teâlâya Çok İbâdet Ve Tâat Etmeleri Ve O'nu Çok Zikretmeleri İçin Nasîhat Ederdi.

ebû Abdullah Bin Sa'd, en-necm-üs-sâkıb isimli Eserinde Diyor Ki: "ibrâhim Tâzî'nin Mekke-i Mükerremede Mücâvir Kaldığı Günlerde, Kendisinden Hadîs Okudum. Buhârî Ve Başka Hadîs Kitaplarındaki Hadîs-i Şerîfleri Okumaya Başladığı Zaman, Okuyuşundaki Güzellik Ve İfâdesinin Pürüzsüz Olmasındaki Tatlılık Sebebiyle, İnsanlar Onu Dinlemek Üzere Etrâfında Toplanırlardı. Kur'ân-ı Kerîmi Tilâvet Edip, Okumasındaki Güzellik Ve Ahlâkının Çok İyi Olmasındaki Tatlılık Sebebiyle, Herkesin ısrârı Üzerine, O Sene Ramazân-ı Şerîfde Mescid-i Haram'da Terâvih Namazını O Kıldırdı.

kalsâdî, fihrist'inde Diyor Ki: "vehrân Beldesinde, Ebû Abdullah Muhammed Bin Ömer El-hevârî'nin Halîfesi Mübârek Büyüğümüz İbrâhim Tâzî İle Bir Müddet Berâber Kaldım. Hep Hocasının Sözlerini Söylemeğe, Kendisinden Bir Şey Söylememeğe Çok Dikkat Ve İhtimâm Gösterirdi. Şu Söz, Onun Hocasından Naklettiği Kıymetli Sözlerindendir: "âlime Düşmanlık Etme! Câhil İle Fazla Samîmi Olma! Ahmak İle De Arkadaşlık Yapma!"

ibrâhim Bin Muhammed Tâzî Hazretleri, Şu Mânâlarda Şiirler Söylemiştir: "dünyâ Ve Onun Süsleri Hiçbir Şey Değildir. Dünyânın Günleri Sâdece Emânettir. Dünyâyı Tercih Eden, Emânet Olan Günleri Gafletle Geçiren Kimseye Akıllı Denmez. Sermâyesini Helâk Olacak Olan Şeye Yatıran Kimseye Yazıklar Olsun. Allahü Teâlânın Muhabbeti Ve Bütün İşlerini Allahü Teâlânın Rızâsına Uygun Yapmak Gayreti, Şereflerin En Büyüğüdür.

vekar İle Ahlâklanmayı Unutma. Kötü İşlere Bulaşmayı Bırakıp, Her Ân Allahü Teâlâyı An Ve O'nu Hatırından Çıkarma Ve Bunu Her Yaranın İlâcı Bil. Bu, Susuzluk İçin Saf Sudan Daha Faydalıdır.

ey Kardeşim! Kimin Takvâdan Nasîbi Varsa Ve Dünyâya Düşkün Değilse; Kerâmete, Çok İyiliklere, Saâdet Ve Hakîkî Zenginliğe Kavuşur. Öyle İse, Dünyâ Sevgisinden Vazgeç. Dünyâya Düşkün Olmak, Bütün Günahların Başıdır. Ona Aldanma. Onun Malı, Mülkü, Lezzetleri, Görünüşleri Hep Aldatıcı, Geçici Ve Yalancıdır. Sonunda Yok Olmak Üzere Hazırlanmıştır. Dünyâ Hayâtı; Oyun, Eğlence Ve Süsten İbârettir. Dünyâ Seni Aldatmasın. Dünyâ, Zâlim Ve Hîlekârdır. Bu Gün Senin Olduğunu Sandığın Malların, Yarın Başkasının Olduğunu Görürsün.

ihlâslı Birisi Nasîhat Verirse Kulak Ver. Onu Dinle Ve Onunla Amel Et. Böyle Kimsenin Nasîhati, Seni Rabbin Rızâsına Yaklaştırır. Allahü Teâlâ Bir Kulundan Râzı Olursa, Onu Fadl Ve Lütfu İle, Ebedî Kalmak Üzere, Sevinç Ve Saâdet Yeri Olan Cennet'e Koyar.

insan İçin, Zamanın Şartlarını Ve Hâlini Çok İyi Bilen, Yüksek İlim Ve Yüksek Hâl Sâhibi Bir Büyüğe Uyması Büyük Bir Ganîmettir. Böyle Bir Zâtı Tanıyıp Ona Tâbi Olmak, Hizmetinde Bulunmak, Maksûduna Ermek İsteyen Kimse İçin, Tesiri Fevkalâde Olan, Kıymetli Ve Kuvvetli Bir İlâç, Bir Kimyâdır.

dünyâ Ve Âhirette Kurtuluş, Âlemlerin Rabbi Olan Allahü Teâlâyı Sevmek Ve O'nu Hatırdan Çıkarmamakla Mümkündür. Allahü Teâlâyı Anmak, Kalbe, Rûha Ve Dile Hayat Verir. Kişinin Amellerinin En Üstünü, Allahü Teâlâyı Anmaktır. O'nu Anmak, En Sağlam İptir. Buna Sarılanlar, Sıkıntılardan Kurtulup Rahata Kavuşmuşlardır.

 

emelim, Gâyem, Murâdım Odur Ki,

her Şeyi Yaratan Yüce Rabbimden;

bütün Günahlarımı Affeyleyip,

dâimâ, Râzı Olsun Benden.

 

kaynaklar

1) Ta'rîf-ül-halef; C.2, S.11

2) El-bustân; S.58

3) Neyl-ül-ibtihâc; S.54

Yorumlar
Kod: SOHVO