Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Taiflileri imana davet
  30 Mart 2018 Cuma , 22:00
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Taiflileri imana davet
    Mekke’deki müşrikler ,Resul’den çok mucize,

Görseler de, imana gelmiyordu hiç kimse.

 

Hatta müslümanlara eza ve işkenceler,

Yaparlardı ki, buna üzüldü Hayr-ül beşer.

 

Bir gün düşündüler ki: (Bir gideyim Taif’e.

Belki kabul ederler İslamı o taife.)

 

Ve Zeyd bin Harise’yi yanlarına aldılar.

Mekke yakınındaki o diyara vardılar.

 

Orada Abd-i Yalil, Habib ve Mes’ud diye,

Oranın eşrafından rastladı üç kimseye.

 

Onlarla konuşarak islama etti davet.

Lakin onlar, Resul’e ettiler çok hakaret.

 

Dediler -hâşâ- (Allah, Peygamber gönderecek,

Senden başka birini bulamadı mı acep?

 

Senin bu söylediğin şeyleri, kendi kavmin,

Kabul etmediler de, şimdi bize mi geldin?

 

Buraya gelmek için, izin aldın mı bizden?

Çabuk terket burayı, git bizim ülkemizden!)

 

Peygamber Efendimiz, bir cevap vermeyerek,

Onların yanlarından ayrıldı üzülerek.

 

Gitti mahzun bir halde Sakif kabilesine.

Ve anlattı islamı o yer ahalisine.

 

Bir ay, o insanları islama etti davet.

Ve lakin tek bir kişi eylemedi icabet.

 

Hem istihza ettiler, hatta yuhaladılar.

Gençleri toplayarak, Onu taşa tuttular.

 

Hazret-i Zeyd, Resul’e siper etti kendini.

Korudu o taşlardan Allah’ın Habibi’ni.

 

Resul’ün etrafında pervane dönüyordu.

Ona zarar gelmesin diye çırpınıyordu.

 

Taşlar, Hazret-i Zeyd’in başına, ayağına,

Geliyordu, lakin o, aldırmıyordu buna.

 

O, hep Resulullah’ı yalnız düşünüyordu.

(Canım, Onun uğuna feda olun!) diyordu.

 

Vücuduna, peş peşe gelen taşlardan sebep,

Zeyd’in bütün bedeni, kan içinde kaldı hep.

 

O zalimlere karşı, avazı çıktığınca,

Bağırıyor idi ki bu arada ayrıca:

 

(Yapmayın, taş atmayın, Resulullah’tır bu zat!

Sizi, islam dinine davete geldi bizzat.

 

Parça parça edin de siz beni ey insanlar!

Lakin Resulullah’a vermeyin asla zarar.)

 

Buna rağmen o taşlar, aşarak Zeyd’i dahi,

Resul'ün vücuduna erişirdi nihai.

 

Mübarek ayakları kan içinde kalarak,

Ayrıldılar oradan gayet mahzun olarak.

 

İleride bir bağda, oturup dinlendiler.

Sonra yaralarını, kanlarını sildiler.

 

Ve Resul, namaz kıldı orada iki rekat.

El kaldırıp, Rabbine eyledi münacaat.

 

O bağ, Utbe ve Şeybe adlı iki kardeşin,

Olup, vakıf idiler içyüzüne bu işin.

 

Yani Resulullah’ın başına gelenleri,

Görmüştü ikisi de, hem de başından beri.

Yorumlar
Kod: FC4IC