Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Tasavvufun gayesi
  30 Mart 2018 Cuma , 21:58
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Tasavvufun gayesi
İmam-ı Rabbani (Kuddise Sirruh) 
Hindistan'da yetişen en büyük velî ve âlim. Âriflerin ışığı, velîlerin önderi, İslâmın bekçisi, müslümanların baştâcı, müceddid, müctehid ve İslâm âlimlerinin gözbebeğidir. İnsanların îtikâd, ibâdet ve ahlâk husûsunda doğruyu öğrenmelerini, öğrendikleri bu bilgiler ile amel etmelerini sağlayan, insanları Allahü teâlânın rızâsına kavuşturmak için rehberlik eden ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen İslâm âlimlerinin yirmi üçüncüsüdür. İsmi, Ahmed bin Abdülehad bin Zeynel'âbidîn'dir. Lakabı Bedreddîn, künyesi Ebü'l-Berekât'dır. 1563 (H.971) senesinde Hindistan'ın Serhend (Sihrind) şehrinde doğdu. İmâm-ı Rabbânî ismiyle tanınmıştır. İmâm-ı Rabbânî, Rabbânî âlim demek olup, kendisine ilim ve hikmet verilmiş, ilmi ile amel eden, ilim ve amel bakımından eksiksiz ve kâmil, olgun âlim demektir. Hicrî ikinci bin yılının müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı"Müceddîd-i elf-i sânî", ahkâm-ı İslâmiye ile tasavvufu birleştirmesi sebebiyle, "Sıla" ismi verilmiştir. Hazret-i Ömer'in soyundan olduğu için ,"Fârûkî" nesebiyle anılmış, Serhend şehrinden olduğu için de oraya nisbetle, "Serhendî" denilmiştir. Bütün bu vasıflarıyla birlikte ismi, İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i elf-i sânî Şeyh Ahmed-i Fârûkî Serhendî'dir.



Bu zat buyuruyor ki: (Tasavvufa girmekten,

Maksat, gerçek imana kavuşmaktır esasen.

 

Ve hiç kıymet vermeyip bu geçici dünyaya,

Tam kul olmak içindir Allahü teâlâya.

 

Bu yolun nihayeti, kulluk makamıdır ki,

Burada nasib olur tam islam-ı hakiki.

 

Nefisten hasıl olan gevşeklik, onda olmaz.

Çünkü nefs, kazanmıştır artık iman ve ihlas.

 

İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.

Lakin o uyanmanın, faydası olmaz zinhar.)

 

Bir gün de buyurdu ki: (Saadete kavuşmak,

Doğru iman etmekle müyesser olur ancak.

 

İman ve itikadı doğru yaptıktan sonra,

Emir ve yasaklara uymaya gelir sıra.

 

Kim ki, Resulullaha hakkıyla tâbi olmaz,

Yarın mahşer gününde, azaptan kurtulamaz. 

 

Şu birkaç günlük ömrü, Allahü teâlânın,

Beğendiği şekilde geçirmeye bakalım.

 

Bir kimsenin işinden, Rabbi razı olmazsa,

Ölmesi, hayırlıdır, böyle yaşamaktansa.

 

Uydurmamış olsan da islama her halini,

Hak teâlâ görüyor, senin her ef’alini.

 

Öyleyse La ilahe illallah söyleyerek,

Lazımdır sabah akşam, imanı tazelemek.)

 

Bir gün de buyurdu ki: (Allahü teâlânın,

Sevgisine kavuşmak isteyen bir insanın,

 

Önce, itikadını düzeltmesi lazımdır.

Sonra, haramdan kaçıp, farzları yapmalıdır.)

 

Nasihat istemişti biri de kendisinden,

Buyurdu: (Emin olma küfür tehlikesinden.

 

Nasıl, bir kelimeyle iman elde edilir,

Bir sözle de, mazallah o iman gidebilir.

 

İmanı tehlikeden korumak için, önce,

Küfrü mucip şeyleri öğrenmeli iyice.

 

Zira hangi kapıdan çıktıysa iman eğer,

Yine aynı kapıdan, geriye avdet eder.

 

Hak teâlâ imanı, bizlere etti ihsan.

Cennete, bunun ile gidecek cin ve insan.

 

Peygamber Efendimiz buyurdu ki bu bapta:

(Müminler geçerlerken mahşer günü Sırat’ta,

 

Cehennem seslenir ki: Biraz çabuk olunuz!

Ki, zira ateşimi söndürüyor nurunuz.)

 

Bir gün de buyurdu ki: (Ahirette kurtulmak,

Doğru iman ve halis amelle olur ancak.

 

Oğlum, dünyada kalmak zamanı pek kısadır.

Çoğu boş yere geçti, kalan ise pek azdır.

 

Gençlikte yaptığımız çirkin, fena fiiller,

Tövbe ve gözyaşıyla affedilebilirler.)

Yorumlar
Kod: 52U82