Ve kurban bayramına, bir ay zaman var iken,
Peygamber Efendimiz, emretti Eshabına:
Ki, hemen başlasınlar umre hazırlığına.
Lüzumlu hazırlığı yapıp tamamladılar.
Yanlarına, kurbanlık yetmiş deve aldılar.
Muhammed bin Mesleme hazretlerinin dahi,
Emrine, Sahabeden verildi yüz süvari.
Onlar da, yanlarına, ok kılıç, zırh ve mızrak,
Ve daha bunlar gibi harpte kullanılacak,
Silahları alarak, önden yola çıktılar.
Zira bu müşriklere güvenilmezdi zinhar.
Eshaptan bazıları, dedi: (Ya Resulallah!
Hani almayacaktık yanımıza hiç silah?
Sırf kınına sokulmuş kılıçla gidecektik.
Zira Hudeybiye’de böyle sözleşmiş idik.)
Cevaben buyurdu ki o Server-i kainat:
(Biz bunları, Harem’e sokmayacağız fakat.
Bize bir saldırıda bulunurlarsa onlar,
Elimizin altında bulunsun bu silahlar.)
Velhasıl Resulullah, Medine’de hem yine,
Ebu Zer Gıfari’yi, vekil koydu yerine.
İki bin sahabiyle, o şerefli Peygamber,
O gün yola çıktılar, Mekke’ye hep beraber.
Eshabı, bir heyecan kaplamış idi gayet.
Zira edeceklerdi yurtlarını ziyaret.
Resulullah uğrunda bırakıp geldikleri,
İslamı yaymak için, hemen terkettikleri,
Ev ve ocaklarını göreceklerdi zira.
Bu, sevinç ve heyecan vermiş idi onlara.
Yıllardır gözlerinden yaş değil, kan akıtan,
Ve onlara, her türlü eza ve cefa yapan,
Kâfirlere, gösterip islamın şerefini,
Hayran kılacaklardı, Kureyş müşriklerini.
Belki de bunu gören müşrikler, bu sebeple,
Şerefleneceklerdi hep imana gelmekle.
Velhasıl Sahabeden Medine’de kalanlar,
Resulü, tekbirlerle o gün uğurladılar.
Zülhuleyfe denilen mevkiye gelince tam,
Durdu ve ihram giydi, Resul aleyhisselam.
Şanlı sahabiler de oldular Ona tâbi.
Beyazlara büründü, Resul ve her sahabi.
Ve telbiye yaparak yola devam ettiler.
Tekbir sedalarıyla gökleri inlettiler.
Muhammed bin Mesleme, teçhizatlı olarak,
Mekke’ye yaklaşınca, korkuya kapıldı halk.
Baktılar ki bir birlik, silahla gelmişlerdir.
Korku ile yaklaşıp, dediler ki: (Bu nedir?)
Dedi: (Askerleridir bunlar Resulullahın.
Allah izin verirse, onlar da gelir yarın.)
Dönüp, Mekke’lilere bunu haber verdiler.
Onlar da bunu duyup, savaş var zannettiler.
İşin hakikatini öğrenmek maksadiyle,
Bir heyet tertib edip, gönderdiler Resule.