Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Yûnus Bin Ubeyd
  30 Mart 2018 Cuma , 23:36
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; ırak evliyaları, Basra evliyaları, Yûnus Bin Ubeyd

tâbiînin Büyüklerinden. Haramlardan Ve Şüphelilerden Çok Sakınan, İlim Ve Hikmet Sâhibi Bir Velîdir. Künyesi, Ebû Abdullah Veya Ebû Ubeyd'dir. Basralıdır. Eshâb-ı Kirâmdan Hazret-i Enes Bin Mâlik’i Gördü. 756 (h.139) Yılında Vefât Etti. Hadîs İlminde, Yüz Bin Hadîs-i Şerîfi Râvileri İle Birlikte Ezbere Bilen Hâfız Ve Sika, Güvenilir Bir Zât Olup, İbrâhim-i Teymî, Sâbit El-benânî, Hasan-ı Basrî, Muhammed Bin Sîrîn, Abdurrahmân Bin Ebî Bekir, Hakem Bin El-a’rec, Saîd Bin Cübeyr, Atâ Bin Ebî Rebâh Ve Daha Bir Çok Büyük Zâtlardan (r.aleyhim) Hadîs-i Şerîf Rivâyet Etti. Kendisinden, Oğlu Abdullah, Süfyân-ı Sevrî, Şu’be Bin Haccâc, Ebû Câfer Er-râzi, Kadim Bin Mutiyb, Hammâd Bin Zeyd, Hammâd Bin Seleme, Yezîd Bin Zeri’, Bişr Bin Mufaddal Ve Daha Birçok Âlim Rivâyette Bulundular. Manifaturacılık Yaparak Nafakasını Temin Ederdi. Kul Hakkına Girmekten Çok Korkar, Şüpheli Olmak Korkusu İle Mübahların Çoğunu Terkederdi. Malını Övmez, Medh Etmezdi. Bir Gün Çırağı Bir Kumaşı Müşteriye Gösterirken; “yâ Rabbî! Bu Cennet Kumaşından Bana Da Nasîb Et!” Dediğini Gördü. Bunun Kumaşı Övmek Mânâsına Gelebileceğini Düşünerek Kumaşı Sattırmadı. Müşteriler, Kusurlu Bir Malı, Kusursuz Zannederek Alırlar İhtimâlini Düşünerek, Havanın Bulutlu Ve Kapalı Olduğu Günlerde Pazara Çıkıp Satış Yapmazdı.

dinlerini Korumak İçin Dünyâlıklarını Fedâ Eden Bahtiyar Kimselerdendi. Dünyâ Ticâretinin Âhiret Kârı Yanında Bir Hiç Oduğunu Ve Bir Kimsenin Yetişip Yükselmesinde Helâl Lokmanın Mutlakâ Şart Olduğunu Bildirdi. Sohbetlerinde Buyurdular Ki:

“helâlden Bir Kuruş Bulsam, Hemen Buğday Alır Un Yapıp Bu Undan Çorba Pişiririm. Bu Çorbadan Hangi Hastaya İçirirsem, Hasta, Allahü Teâlânın İzniyle Şifâ Bulur.”

“insanın, Verâ, Şüphelilerden Sakınmaktaki Hassasiyetine Sâhib Olduğunu Konuşmasından Anlarım. İnsanın Yaptığı İyi Amellere Bir Şeyler Karışır. Ama Dilini Muhâfaza Edebilirse Bu Durum Müstesnâdır. Ona Bir Şey Karışmaz. Hikmeti Şudur Ki, İnsan Çok Namaz Kılar, Çok Oruç Tutar Ama, İftarını Haramla Açarsa, Tuttuğu Orucun Faydasını Göremez. Gece Namaza Kalkarsa Kalbinde Riyâ, Gösteriş Ve Ucb, Yaptığı İbâdeti Beğenme Hâli Bulunabilir. Gündüz Olunca Da Yalan Yere Şâhidlik Yapması Boş Ve Lüzumsuz Sözler Etmesi Düşünülebilir. Böyle Olunca Da Yaptıkları İyilikler Hiç Olur. Ama Dilini Tutabilirse Bütün Amelleri İyi Olur. Kanâatim Böyledir."

“kendimi, Rüyâsında Hoşuna Giden Ve Gitmeyen Şeyleri Gören Kimse Gibi Görüyorum. İnsanlar Da Uykuda Olup, Çeşit Çeşit Rüyâlar Görüyorlar. Öldükleri Anda Uyanacaklar Ve Uykudan Uyanan Kimsenin, Uykuda Gördüklerinden, Elinde Bir Şey Kalmadığı Gibi, Dünyâda Güvendikleri, Gönül Bağladıkları Şeylerin Hepsini Kaybedip Ah Etmekden, Pişmân Olmaktan Başka Ellerine Bir Şey Geçmediğini Anlıyacaklardır.”

“allahü Teâlânın Rahmeti, O Kadar Çok Ki, Bundan Hiç Şüphe Etmiyorum. Lâkin Ben, O Rahmete Kavuşanların Arasında Bulunabilecek Miyim Bilemiyorum. Hattâ Benim Yüzümden Onların Da Rahmetten Mahrum Kalmalarından Korkuyorum.”

“dışı, İçine Uymayan Birini Görmek İsterseniz Bana Bakın.” Kendisine, “niçin Böyle Söylüyorsun?” Diyenlere Şöyle Cevap Verdi. “ben, Yüz Kadar İyi Huyun Bulunduğunu Sayıyorum, Fakat Onlardan Bir Tânesini Kendimde Göremiyorum. Kötü Huyları Sayıyorum. Hepsinin Kendimde Mevcud Olduğunu Görüyorum.”

“uygunsuz Bir Sözü Terk Etmek, Nefse Bir Gün Oruç Tutmaktan Daha Ağır Gelir. Ben, Çok Sıcak Bir Günde, İnsanları Çekiştirmemeyi, İnsanlar Hakkında Uygunsuz Sözler Söylememeyi, O Gün Oruç Tutmak İle Mukâyese Ettim. O Sıcak Havada Oruç Tutmanın Dili Tutmaktan Daha Kolay Geldiğini Gördüm.”

“iki Şey Var Ki, Bunlar Bir Kimsede Tamam Olursa, O Kimsenin Diğer Bütün Hâlleri Bu İki Hâli Sâyesinde Tamam Olur. Birincisi, Namazı Vaktinde Kılacak. İkincisi, Dilini Kötü Ve Yersiz Sözlerden Koruyacak. Bir Kimse Dilini Yersiz Sözlerden Koruyabilirse, Allahü Teâlâ Ona Mutlaka Diğer Amellerini Düzeltmesini İhsân Eder.”

“verâ; Şüpheli Şeylerin Hepsini Terk Edip, Her An Nefsini Hesâba Çekmektir.”

“nâfileleri Hafife Alan Kimse, Farzları Da Hafife Alır.”

“bir Tek Tesbihi Veya Tehlili, Yâni, Allahü Teâlânın Bütün Ayıb Ve Kusurlardan Uzak Olduğunu, Kendisinden Başka İbâdet Olunmaya Lâyık İlâh Bulunmadığını Bildiren “sübhânallah” Ve “lâ İlâhe İllallah” Ulvî Kelimelerini Bilerek Ve İnanarak Okumayı, Dünyâdan Ve Dünyâda Bulunan Her Şeyden Daha Hayırlı Ve Bereketli Bilmeyen Kimse, Dünyâyı Âhirete Tercih Edenlerdendir.”

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

kumaşın Değeri

yûnus Bin Ubeyd’in Manifatura Dükkânında, Fiyatları, İki Yüz Dirhem İle Dört Yüz Dirhem Arasında Değişen Kumaşlar Satılıyordu. Dükkânında Kardeşinin Oğlu Da Çalışıyordu. Yolda Bir Kimseyi Kumaş Almış Gidiyor Görünce, Kumaşı Tanıyıp, Kendi Dükkânından Aldığını Anladı. O Kimseye; “bu Kumaşı Kaça Satın Aldınız?” Diye Sorunca, Dört Yüz Dirheme Aldığını Öğrendi. Sonra; “bu Kumaşın Değeri İki Yüz Dirhemdir. Geri Dönüp Paranızın Üstünü Alınız” Buyurdu. O Kimse; “bu Kumaş, Bizim Orada Beş Yüz Dirhem Eder, Ben Aldanmış Sayılmam!” Deyince; “olsun. Siz, Gidip İki Yüz Dirhem Paranızı Alınız.” Dedi. O Kimse Gelip, İki Yüz Dirhemini Aldı Gitti. Hazret-i Yûnus Bin Ubeyd, Dükkânda Tezgâhtar Olarak Bulunan Yeğenine; “kumaşı Bu Kadar Pahalıya Niye Sattın?” Diye Sordu. Yeğeni; “vallahi Kendi Rızâsı İle Aldı” Dedi. Yûnus Bin Ubeyd; “o Râzı Olsa Da, Sen Râzı Olmayacaktın” Buyurdu.

 

kaynaklar

1) Hilyet-ül-evliyâ; C.3, S.15

2) Tehzîb-üt-tehzîb; C.11, S.442

3) Tabakât-ı İbn-i Sa’d; C.7, S.360

4) Miftâh-üs-seâde; C.3, S.123

5) Mîzân-ül-i’tidâl; C.4, S.482

6) Vefeyât-ül-a’yân; C.2, S.386, 469

7) Tezkiret-ül-huffâz; C.1, S.145

8) Tehzîb-ül-esmâ Ve’l-luga; C.1, S.168

9) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.3, S.41

Yorumlar
Kod: YVM2U