Nasihatı şudur ki, bir islam âliminin:
(Kâmil olması için, imanı bir müminin,
Rabbe karşı, korku ve ümitte, o müslüman,
Eşit olmak lazımdır, ne fazla, ne de noksan.)
Büyüklerden biri de, diyor ki bu konuda:
(Müsavi olmalıdır, ümit ile korkuda.)
Hazret-i Ömer dahi, diyor ki: (cenab-ı Hak,
Buyursa, Cehenneme, bir kişi konulacak!
Günahıma bakarak, (O, belki benim) derim.
Rabbimin azabından, olamam asla emin.
Ve yine Hak teâlâ, buyursa ki şöylece:
Cennete, bir tek kişi girecektir sadece!
(O kişi belki benim), diye ümit ederim.
Rabbimin, sonsuz olan fadlına güvenirim.)
İslam âlimlerinden, bir büyük veli zat da,
Bu hususta, şu beyti yazıyor bir kitapta:
Benden ümit kesmeyin, buyurursun ey Rabbim!
Günahım çok olsa da, hiç ümit keser miyim?
Korkmak lazım ise de Allah’ın azabından,
Ümit de kesmemeli o sonsuz ihsanından.
Gençlikte, daha fazla Allah’tan korkmalıdır.
Yaşlılıkta, ümidi daha çok olmalıdır.
İslam âlimlerimiz, ediyor ki nasihat:
(Hatırda tutmalıdır, kul, ölümü her saat.)
Yine buyuruyor ki, Peygamber Efendimiz:
(Lezzetleri yıkanı, çok fazla yadediniz!)
Eshap sual etti ki Resul-i müctebaya:
(Lezzetleri yok eden o şey nedir acaba?)
Peygamber Efendimiz, buyurdu ki: (Ölüm’dür!
O, bütün lezzetleri temelinden götürür.)
Yine Peygamberimiz, bir hadis-i şerifte,
Buyurdu: (İki vaiz bırakıyorum size.
Bir tanesi konuşur, biri susar her zaman.
Konuşanı, Kur’andır ve ölüm’dür hep susan.)
İşte Ömer bin Hattab, Hazret-i Peygamberin,
Hadiste buyurduğu, (Ölümü çok yad edin!)
Emrine gösterdiği büyük ehemmiyetle,
Hatırlatması için, adam tuttu ücretle.
Buyurdu ki: (Ölümü, hatırlat her gün bana!
Bu iş için, şu kadar ücret vereyim sana.)
O kişi hergün gelir, (Ölüm var, ölüm!) derdi.
O günkü ücretini, alıp geri giderdi.
Yine bir gün gelerek: (Öleceksin ya Ömer!)
Deyince, buyurdu ki: (Söyleme artık, yeter.
Lüzum yok bana artık, bunu hatırlatmana.
Sakalıma ak düşmüş, o söyler zira bana.
Saç, sakal ağarması, ölümü haber verir.
Baktıkça hatırlarım, gözümün önündedir.)