Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Yayabaşızâde
  30 Mart 2018 Cuma , 23:33
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Bulgaristan evliyaları, Tatar Pazarcığı evliyaları, Yayabaşızâde

osmanlılar Zamânında Yetişen Hadîs, Fıkıh Âlimi Ve Evliyânın Büyüklerinen. İsmi, Hızır Bin İlyâs Bin Abdülvehhâb’dır. Yayabaşızâde İsmiyle Tanınır. İstanbul’da Eyüb Sultan Semtinde Doğup Yetişti. Doğum Târihi Bilinmemektedir. Osmanlı Ordusunda Bulunup, Allah Yolunda Gazâ Etmenin Fazîletine Dâir Vâz Ederdi. Sultan Üçüncü Mehmed Hân İle Gittiği Eğri Seferinde, Tabur Cenginde, 1596 (h.1005) Senesi Rebî’ul-evvel Ayının Yirmi Sekizinci Günü Şehîd Oldu. Cenâzesini İstanbul’a Getirmek İstedilerse De, Gördükleri Bir Rüyâ Üzerine, Tatar Pazarcığı Beldesinde, Dülbendzâde Câmii Avlusunda Defnettiler.

yayabaşızâde, Çocukluğunda Yeniçeri Ocağına Kayıtlı İken Orada Verilen Ders Esnâsında İlim Öğrenme İstidâdının Fazla Olması Dikkatleri Çekti. Bunun Üzerine İlmiye Sınıfına Geçti. Mâlülzâde Nakîb Efendiden Ders Almağa Başladı. Zâhirî İlimlerdeki Tahsîlini Bu Zâtın Huzûrunda Tamamladıktan Sonra, O Zamanda Bulunan Halvetiyye Büyüklerinden Vişne Efendinin Sohbetlerine Devâm Etti. Tasavvufta Yüksek Derecelere Kavuştu. Kendisine Yeniçerilerin Orta Mescidinde Vâizlik Vazifesi Verildi. Orada Yeniçerilere Vâz Ve Nasîhat Etmeye Başladı. 1572 Senesinde Üsküdar’da Şemsi Paşanın; Câmi, Dâr-ül-hadîs Ve Tekkesinde Vâiz Ve Muhaddîs, Hadîs Âlimi Oldu. Tekkenin Başına Geçip, Talebeleri Tasavvuf Yolunda Yetiştirmeye Başladı. Üsküdar’da On Üç Sene Vazife Yaptı.

dâr-üs-saâde Ağalarından (istanbul Vâlilerinden) Mehmed Ağa, Fâtih’te Çarşamba İle Draman Arasında Kendi İsmi İle Mehmed Ağa Câmii Ve Câminin Avlusu Yanında Sebîl, Câminin Karşısında Da Halvetî Tekkesi, Dâr-ül-hadîs Ve Çifte Hamam Yaptırmıştı. Bunların İnşâatı 1585 (h.993) Senesinde Tamamlanınca, Yayabaşızâde Hızır Efendi Buraya Yerleşti. Dâr-ül-hadîste, Hadîs Dersleri Vermeye Başladı. Burada Talebelere Faydalı Olmakta İken Sultan Üçüncü Mehmed Hân, Eğri Seferine Çıktı. Orduyu Vâz Ve Nasîhat İle Takviye Etmesi İçin Yayabaşızâde Efendiyi De Berâber Götürmek İstedi. O Da Allahü Teâlânın Dînini Yaymak Niyetiyle Sefere Katılmayı Kabûl Etti.

sefere Çıkmadan Evvel, Kendisinin Olan beydâvî Tefsîri'ni Talebelerinin Büyüklerinden Bosnali Hüseyin Efendiye Gönderip; “mütâlaa Ettikçe Bize Duâ Etmeyi Unutmasin." Dedi. Bundan Sonra Pâdişâh İle Birlikte Sefere Çikti. Yol Boyunca Askeri Çok Güzel Bir Şekilde Muhârebeye Hazirladi. Muhârebe Esnâsinda Bir Ara Askerin Durumu Bozulup, Firâr Kaçınılmaz Bir Hâl Almışken, Hızır Efendi Pâdişâhın Huzûruna Çıkıp; “sultânım! Ricâlullah Bizimle Birliktedir. Bir Mikdâr Daha Harbe Tahammül Ediniz. Neticede Zafere Ulaşacaksınız. Beni De Duânızdan Unutmayınız. Bu Uğurda Şehîd Olacağımı Ümid Ediyorum.” Buyurdu Ve Toplanan Askerle Düşman Üzerine At Sürdü. Büyük Kahramanlıklar Gösterdi. Nihâyet Şehîd Oldu. Şehîd Olduğunda Mübârek Vücûdunda Birçok Kılıç Ve Mızrak Yarası Vardı.

talebelerinin Büyüklerinden Olan Bosnalı Hüseyin Dede, Yayabaşızâde’nin Üstün Hâllerini, Kerâmetlerini Uzun Uzun Anlatırdı.

rivâyet Edilir Ki, Yayabaşızâde Hizir Bin İlyâs Efendinin, Talebesi Hüseyin Dede’ye Gönderdi?ibeydâvî Tefsîri cildli De?il, Nüshalar Hâlinde İdi. Tefsîrin Bir Kismi Yayabaşizâde’nin Vâz Çantasinda Kalmişti. Şehîd Olan Yayabaşizâde’nin Vâz Çantasini Bütün Aramalara Ra?men Muhârebe Meydaninda Bulamamişlardi. Bundan Epey Müddet Geçtikten Sonra, Hiç Tanimadi?i Bir Kimse Hüseyin Dede’ye Gelerek, Tefsîrin Noksan Ve Kaybolan Cüzünü Getirdi Ve; “ben Bu Cüzü Size Ulaştirmaya Memûr Edildim.” Dedi. Sonra Da Gözden Kayboldu. Açip Baktiklarinda, Sahifelerin Bâzi Yerlerinde Kan İzleri Görüldü. Böylece Muhârebeye Gitmeden Evvel beydâvî Tefsîri'ni Hüseyin Dede’ye Göndermesinin Hikmeti Anlaşıldı. Bu Cüz, Tatar Pazarcığı Beldesinde Muhâfaza Edilerek, Senelerce O Civârda Bulunan Müslümanlar Tarafından Ziyâret Edilmiştir.

hızır Bin İlyâs Efendi, Dînimizin Emirlerine Uymakta Ve Bu Emirleri Yaymakta Çok Gayretliydi. Kalbindeki Îmân Aşkı Ve İnsanlara Olan Merhameti Sebebiyle, Bütün Ömrünü İnsanların Saâdete Kavuşmalarına Vesîle Olmak İçin Harcadı. Bütün Gücü İle, İnsanların Ehl-i Sünnet Îtikâdında Olmaları Ve Bu Yolda İlerlemeleri İçin Çalıştı. Çok Gayret Ederek, Vâz Ve Nasîhatleri İle İnsanlara Hizmet Etti. Vâz Ve Nasîhatlerinde, Her Söylediğini Kalbden Gelerek Ve İhlâs İle Söylerdi. Riyâdan, Gösterişten Uzak Olduğu İçin Sözleri Çok Tesirli Olur, Dinleyenleri Cezbederdi. İlim Ve İrfân Âşıkları Onun Sohbetinde, Vâzlarında Bulunmak İçin Can Atarlardı.

 

kaynaklar

1) Sicilli Osmânî; C.2, S.279

2) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Zeyli (atâî); S.464

3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.16, S.252

4) Lemezât; V.312

Yorumlar
Kod: 3ZS6Z