Hatim dedi: (Ey hocam, baktım şu insanlara,
Helal haram demeden, kazanırlar hep para.
Bir lokma ekmek için, girerler çok zillete,
Katlanırlar bu yüzden bir hayli eziyete.
Lakin buyuruyor ki Rabbimiz bunun için:
(Hiç bir canlı yoktur ki, rızkı gönderilmesin.)
Düşündüm ki: Ben dahi, bir canlıyım pekala,
Benim dahi rızkımı gönderir Hak teâlâ.
Madem ki rızık için, kefildir Allah bize,
O halde ne lüzum var fazla düşünmemize?
Dünyada benim gibi, milyarlarca canlı var.
Verir rızıklarını, geçse de uzun yıllar.
Benim dahi rızkımı gönderir Rabbim elbet.
Niçin bunu kendime edineyim fazla dert?
Yalnız ben, kul olarak yapıştım sebeplere.
Helalinden kazanıp, harcadım helal yere.
O emrettiği için çalışıp, tuttum sanat.
Lakin kazandığıma eyledim hep kanaat.)
Şakik dedi: (Ey Hatim, çok doğru söylüyorsun.
Sekizinci faydanı söyle de bilgim olsun.)
Hatim dedi: (Ey hocam, baktım şu ahaliye,
Gördüm ki, güvenirler Rablerinden gayriye.
Kimisi parasına, kimi mal ve mülküne,
Kimi de güveniyor, makam ve mevkiine.
Bir kısmı da fakirdir, yok onlarda mal, para.
Dayanır onlar dahi, kendi gibi kullara.
Halbuki müslümana, yakışmaz böyle olmak.
Zira şöyle buyurur Kur'anda cenab-ı Hak:
(Kim ki tam güvenirse şayet Yaradan’ına,
Yetişir O da onun, her türlü imdadına.)
Ben bunu düşünerek, Rabbimden gayrisinden,
Yüz çevirip, hiç yardım istemedim kimseden.
Yalnız Ona güvendim ve Ona dayandım hep.
Dünyada, hiç sıkıntı çekmedim bundan sebep.
Düşündüm ki: Onların güvendiği o şeyler,
Hepsi, Hak teâlâdan elbette acizdirler.
Mal telef olabilir, insan ölür akıbet.
Rabbimiz ölümsüzdür, Onundur güç ve kuvvet.)
Şakik bunu duyunca, buyurdu ki: (Ey Hatim!
Semavi kitapların hepsini ettim hatim.
Gördüm ki, dördünün de bunlardır hülasası.
Bu sekiz temel üzre yazılmıştır esası.
Her kim, bu sekiz şeye tam ederse riayet,
Dünya ve ahirette bulur sonsuz saadet.
Gevşeklik eder ise bunlarda insan eğer,
Dünya ve ahirette, çeker çok elem, keder.)
Ya Rabbi, bu mübarek kulların hürmetine,
Nail et bizleri de af ve mağfiretine.