Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler
Yeniden hayat buldu
  30 Mart 2018 Cuma , 22:08
Şiirler Menkîbeler - Şiirler Menkıbeler;Yeniden hayat buldu

Evliya-yı kiramdan, şanı büyük bir veli.

İlmiyle, insanlara oldu çok faideli.

 

Aslen Buhara’lıdır, Rivgir’de doğdu fakat.

Uzun bir ömür sürüp, o yerde etti vefat.

 

Başladı küçük yaşta din ilmini tahsile.

Zahiri ilimlere çalışırdı zevk ile.

 

Hocası, çok sever ve takdir ederdi onu.

Bilirdi onda büyük bir cevher olduğunu.

 

O yerde (Abdülhalık Goncdevani) adında,

Çok büyük bir veli de var idi o zamanda.

 

Lakin büyük bilmezdi önceden kendisini.

Ve başka hocalardan alırdı hep dersini.

 

Bir gün Abdülhalık-ı Goncdevani’yi gördü. 

Çarşıdan erzak almış, evine dönüyordu.

 

Baktı ki, taşıdığı torbası ağır gayet.

Kalbinde, bu veliye duydu büyük muhabbet.

 

Yükünü taşımakta, az yardım etmek için,

Edeple yaklaşarak, istedi ondan izin.

 

Hazret-i Abdülhalık, onun bu teklifini,

Derhal kabul ederek, verdi elindekini.

 

Birlikte yürüyerek, geldiler eve kadar.

Orada, muhabbetle etti ona bir nazar.

 

Buyurdu ki: (Evladım, bir saat sonra yine,

Bekliyorum seni ben, bu öğlen yemeğine.)

 

(Peki efendim) deyip, ayrıldı ondan, fakat,

O anda, kalbi sanki, yeniden buldu hayat.

 

Onu gördükten sonra, bir başka oldu hali.

Zira kaplamış idi onu aşk-ı ilahi.

 

Bir saat sonra tekrar, geldi yine o zata.

Beraber yemek yiyip, kavuştu iltifata.

 

O kadar bağlandı ki bu mübarek veliye,

O günden sonra artık, gitmedi medreseye.

 

Çünkü aradığını bulmuş idi o artık.

Hiçbir şey görmüyordu, olmuştu ona aşık.

 

Zira onun kalbinden, feyz ve nur, o zaman,

Artık kendi kalbine akıyordu durmadan.

 

Lakin o, medreseye gitmediğinden sebep,

Evvelki hocaları, kızarlardı ona hep.

 

Ve hatta bir tanesi, çok baskı yapıyordu.

Ağır sözler söyleyip, hakaret ediyordu.

 

O ise aldırmayıp, bir cevap vermezdi hiç.

Zira onun kalbinde, vardı bir huzur, sevinç.

 

Bir gün, eski hocası rastladı ona yine.

Hakaretler ederek, dedi: (Dön mektebine!)

 

Halbuki bir gün evvel, mümine yakışmayan,

O, bir günah işleyip, olmuştu sonra pişman.

 

Arif-i Rivegeri, üstün firasetiyle,

Anlayıp, şöyle dedi ona kırık kalbiyle:

 

(Efendim, siz benimle uğraşacağınıza,

Oturup tövbe edin, dünkü günahınıza.)

 

O bunu işitince, eyledi çok taaccüp.

Günahını düşünüp, utandı, oldu mahcup.

 

Bildi bu talebenin yüksek kerametini.

Anladı bu halinin nereden geldiğini.

 

O da, Abdülhalık-ı Goncdevani’ye gidip,

Oldu bir talebesi, yanında tövbe edip.

 

Bu veli göç edince ahiret âlemine,

Arif-i Rivegeri geçti onun yerine.

Yorumlar
Kod: 41T71