İcazetini verip talebeden birine,
Gönderdi hizmet için kendi memleketine.
Hace Muhammed Sıddık adlı bu talebesi,
Gidip Allah yoluna davet etti herkesi.
Lakin özlediğinden pek fazla üstadını,
Ziyaret maksadıyla yaptı hazırlığını.
Sonra, ata binerek, yola çıkıp giderken,
At ürküp, kendisini düşürdü üzerinden.
Ve hem de, bir ayağı takıldı üzengiye.
Başladı hayvan onu yerde sürüklemeye.
Etraf da ıssız olup, kimsecikler yoktu pek.
Nerdeyse ölecekti yerde sürüklenerek.
Çaresizlik içinde, kapadı gözlerini.
İstedi üstadının yardım ve himmetini:
(Allah’ın izni ile ey hocam, yetiş hemen!
Çok zor bir durumdayım, kurtar beni bu halden.)
Kalbinden geçirince hemen bu muradını,
O, bir anda yetişti ve durdurdu atını.
Takılan ayağını, atın üzengisinden,
Çıkarıp, halas oldu ölüm tehlikesinden.
Ayağa kalktığında, düşündü ki o ilkin:
Teşekkür eyleyeyim hocama bu iş için.
Ve lakin göremedi onu kendi yanında.
Zira o, göz önünden kaybolmuştu anında.
Aynı zat anlatır ki: Hocamın derslerine,
Muntazaman gittiğim günlerde bir gün yine,
Aile efradımı ziyaret etmek için,
Memlekete gitmeye, hocamdan aldım izin.
Hazırlığımı yapıp, yola çıktım nihayet.
Sonra, bir su yanında mola verdim bir müddet.
Bir insanın boyundan derindi hem de o su.
Gömleğimi çıkarıp, yıkamak ettim arzu.
Ve lakin birden bire ayaklarım kayarak,
Düştüm suyun içine, yüzü koyun olarak.
Suda yüzmesini de malesef bilmiyordum.
Beni, bu vaziyetten kim kurtarır? diyordum.
Böyle çok zor durumda kalınca, en nihayet,
Yine ben, üstadımdan istedim yardım, medet:
(Allah’ın izni ile, çabuk yetiş ey hocam!
Yoksa, bu su içinde az sonra boğulacam.)
Ben böyle düşünürken, üstadım geldi birden.
Beni sudan çıkarıp, kayboldu göz önünden.
Yolculuk yapıyordum bir gün yine sahrada,
Susuzluk tesiriyle otururdum orada.
Yürüyecek takatim kalmadı en nihayet.
Hatta yoktu etrafta, sudan eser, işaret.
Ne yapacağım? diye düşünürken böyle ben,
Baktım, yine üstadım teşrif etti aniden.
Beni tutup, bir suyun başına götürerek,
Bekledi baş ucumda, kendime gelene dek.
O sudan, kana kana içip döndüm ben geri.
Baktım, yine üstadım terk eylemiş bu yeri.