Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Yünûnî
  30 Mart 2018 Cuma , 23:40
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; Sûriye evliyaları, Baalbek evliyaları, Yünûnî

meşhûr Hanbelî Hadîs Âlimlerinden, Velî. İsmi, Muhammed Bin Ahmed, Künyesi Ebû Abdullah, Lakabı, Takıyyüddîn’dir. Yünûnî Diye Bilinir. Câfer-i Sâdık’ın Soyundandır. 1177 (h. 572) Senesi Receb Ayının Altısında, Baalbek’in Köylerinden Olan Yünûn’de Doğdu. 1260 (h.658) Senesi Ramazân-ı Şerîfin On Dokuzunda Burada Vefât Etti. Hadîs İlminde Hâfız Olan Yünûnî, Zâhid, Ârif Ve Takvâ Sâhibi Bir Âlimdi.

yünûnî, Dımeşk’da Yetîm Olarak Yetişti. Annesi, Onu Önce Bir Sanata Verdi. Sonra Kur’ân-ı Kerîmi Ezberledi. Ebû Tâhir Huşûî, Ebû Temâm Kalânisî, Hanbel El-mükebbir, Ebû Yemen Kendî, Hadîs Hâfızı Abdülganî Ve Daha Başka Âlimlerden Hadîs-i Şerîf Dinledi. Büyük Âlim Muvaffakuddîn’in Yanında Fıkıh İlmini Öğrendi. Arabî İlimleri, Ebû Yemen Kendî’den Aldı. Kendisine Has Olan Hatta (yazıda) Çok Yükseldi. Abdülkâdir-i Geylânî’nin (k.sirruh) Talebesi Şeyh Abdullah Betâîhî’den Tasavvuf Hırkasini Giydi. Hakkinda Şam’in Arslani Denilen, Yüksek Hâller Ve Kerâmetler Sâhibi, Herkesin Kendisinden Pekçok Faydalandi?i Şeyh Abdullah Yünû- Nî’nin Hizmetinde Bulundu. Şeyh Abdullah Yünûnî’yi Över, Onu Önde Tutar, Fetvâlarda Ona Uyardi. Hadîs İlminde Pek Yükseldi. sahîh-i Müslim ile Humeydî’nin Yazdi?i el-cem’ Beyn-es-sahîhayn gibi Büyük Kitaplari Çok Sa?lam Bir Şekilde Ezberledi. O?lu Kutbüddîn Mûsâ Şöyle Der: Babam, el-cem’ Beyn-es-sahîhayn’i Ve İmâm-i Ahmed Bin Hanbel’in müsned'inin Ço?unu Ezberledi. En’am Sûresini Bir Günde, sahîh-i Müslim’i Dört Ayda, Meşhûr Edebî Bir Eser Olanmakâmât-i Harîrî’den Üç Makâmi Günün Bir Kisminda Ezberledi.

büyük Hadîs Âlimlerinden Ömer Bin Hâcib Ondan Uzun Olarak Bahsedip, Şöyle Dedi: “yünûnî, Fıkıh Ve Hadîs İlmi İle O Kadar Meşgûl Oldu Ki, Neticede Büyük Bir Fakîh Ve Hâfız (hadîs Âlimi) Oldu. Yünûnî, Güzel Ahlâk Sâhibi Olup, İnsanlara Çok Faydali Olur, Kimseye Sikinti Vermezdi. el-cem’ Beyn-es-sahîhayn adli Eseri Ezberlemişti. Bana, sahîh-i Müslim’i Ezberledi?ini Söylemişti. Onu Dört Ayda Ezberinden Tekrar Ederdi. O, Ahmed Bin Hanbel’in müsned’inin Ço?unu Ezberinden Tekrar Ederdi. Bir Oturuşunda Yetmiş Hadîs-i Şerîf Ezberlerdi.”

yünûnî, Yaşının İlerlemiş Ve İlimde Pek Yükselmiş Olmasına Rağmen, Hadîs-i Şerîf Dinlemeyi, Okumayı Çok Severdi. Baalbek Halkı, Yünûnî’nin Kazvînî, Behâüddîn Makdisî, İbn-i Revâha, Hamevî Ve Başka Büyük Âlimlerin Huzûrunda Hadîs-i Şerîf Okumasını Dinlerlerdi.

yünûnî Yüksek Hâller Ve Kerâmetler Sâhibiydi. İbâdet Ve Muayyen Vakitlerde Okuduğu Duâlara Muntazam Devam Ederdi. Kerâmetlerini Açıkça Göstermezdi. Hâl Sahiplerinden Olan Şeyh Osman Onun Hakkında Yünûnî Sekiz Sene Kutub Oldu” Demiştir.

yünûnî’nin, Sultanlar Katında Yüksek Bir Yeri Vardı. Ona Çok Hürmet Gösterirlerdi. Hattâ Bir Defâsında, Dımeşk Kalesinde buhârî dinliyordu. Orada Sultan Eşref De Vardi. Yünûnî Abdest Almak İçin Kalkti. Bunun Üzerine Sultan Da Kalkti Ve Yünûnî’ye Kurulanmasi İçin Veya Ayağını Basması İçin Bir Havlu Takdîm Etti. Yünûnî’nin, Havlunun Temizliğinden Endişe Etmemesi İçin, Temizliği Husûsunda Yemin Etti.

büyük Hadîs Âlimi Zehebî Şöyle Dedi: “bir Defâ Melik Eşref Baalbek’e Gelmişti. Önce Yünûnî’nin Evine Geldi. Kapıyı Çaldı. İçeriden Kimsin? Denilince, İsmi İle Kendisinin Geldiğini Söyledi.”

melik Kâmil, Kardeşi Eşref’in Yanina Gelmişti. Eşref, Kardeşi Kâmil’e, Şeyh Yünûnî’nin Güzel Hâllerinden Bahsetti. Bunun Üzerine Sultan Kâmil, Yünûnî’yi Görmek İstedi. Yünûnî’nin Gelmesi İçin Baalbek’e Haber Gönderdi. Yünûnî, Dimeşk’a Gelince, Sultan Kâmil Onunla Görüştü. İlmî Mevzûlarda Konuştular. Sultan Kâmil İle Yünûnî Arasinda sahîh-i Müslim’deki Bir İbâre Üzerinde İhtilâf Meydana Gelmişti. Sultan Kâmil, Yünûnî’ye; “ben sahîh-i Müslim'i Muhtasar Hâle Getirdim. Üzerinde Çalişma Yaptim. Fakat Senin Dedi?in Gibi Bir İbâre Yok” Dedi. Yünûnî, Sultan Kâmil’in Söyledi?inden Başka Diyordu. Nihâyet, Sultan Kâmil, Birisini Gönderip Kendi Yapti?i Beş Cildlik sahîh-i Müslim muhtasarini Getirtti. Sultan Kâmil Cildlerden Birisini, Eşref Birisini, Orada Bulunan Birisi Di?er Cildi, Yünûnî De Cildlerden Birisini Aldı. Onlar, O İbâreyi Arıyorlardı. Yünûnî, Eline Cildi Alıp, İlk Açışında Aradıkları Hadîs-i Şerîfin İbâresini Buldu. O Hadîs-i Şerîfin İbâresi, Kendi Dediği Gibiydi. Sultan Kâmil, Yünûnî’nin Çabucak Bulmasına Çok Hayret Etti. Görüşmeleri Bitince, Sultan Kâmil, Yünûnî’yi Mısır Tarafına Almak İstedi. Eşref, Sultan Kâmil’e; “yünûnî, Baalbek’i Hiçbir Yere Tercih Etmez” Dedi. Sonra Sultan Kâmil, Ona Sayısız Hediyeler Gönderdi.

yünûnî’nin Oğlu Kutbüddîn Mûsâ Anlattı: “babam Emîrlerden Ve Vezîrlerden Sâdece Yenilecek Hediye Kabûl Ederdi. Kendisine Gönderilen Bu Hediyelerden Bir Kısmını Tekrar Onlara Gönderir, Onlar Da Teberrük Ve Şifâ Niyetiyle Alır, Kabûl Ederlerdi.”

yünûnî Fakirdi Ve Malı Yoktu. Bununla Berâber Câfer-i Sâdık’ın Soyundan Olduğu İçin Sadaka Kabûl Etmezdi. Çünkü Ehl-i Beyt Sadaka Almaz.

şeyh Abdullah’ın Bir Kızı Vardı. Hanımına, Kızını Yünûnî’ye Vereceğini Söyledi. Hanımı, Yünûnî’nin Fakir Olduğunu, Kızının İse, Mesûd Ve Bolluk İçerisinde Yaşamasını İstediğini, Bu Sebeple Yünûnî’ye Vermek İstemediğini Söyledi. Bunun Üzerine Şeyh Abdullah Hanımına; “ben Yünûnî İle Kızımı Öyle Bir Evde Görüyorum Ki, O Evde Bolluk Ve Bereket Olacak, Sultanlar Yünûnî’nin Ziyâretine Gidip Gelecektir” Dedi. Şeyh Abdullah’ın Dediği, Allahü Teâlânın İzniyle Aynen Çıktı Ve Kızını Yünûnî İle Evlendirdi.

sultanlar Ve Oğulları, İbn-i Salâh, İbn-i Abdüsselâm, İbn-i Hâcib, Hasrî Gibi Meşhûr Âlimler, İbn-i Cevzî Ve Daha Başka Tanınmış Kâdılar Kendisine Pekçok Hürmet Gösterirlerdi. İnsanlar, Yünûnî’nin İlminden Ve Güzel Ahlâkından Çok İstifâde Etmişler, Onun Yaşayışını Ve Gidişâtını Kendilerine Nümûne Edinmişlerdir. Yünûnî, Heybetli, Güzel Sûretli Ve Vekar Sâhibi, Mübârek Bir Zâttı. Hocası Şeyh Abdullah’a Çok Bağlıydı. Onun Gibi, Sünnet-i Seniyyeye Uymakta Çok Titizdi.

yünûnî’den; İki Oğlu, Ebû Hüseyin Hâfız Ve Kutub El-müverrik’ten Başka, Ebû Abdullah Bin Ebû Feth, İbrâhim Bin Hâtem, Muhammed Bin Muhib, Ebû Abdullah Bin Zerrâd, İbrâhim Bin Kureşî El-ba’lî Ve Diğerleri Hadîs-i Şerîf Rivâyet Etmişlerdir. Yünûnî Vefât Edince, Hocası Şeyh Abdullah’ın Yanına Defnedildi. Mîrâcla İlgili Bir Kitabı Vardır.

 

kerâmet Ve Menkîbeleri

bir Mektup Geldi

yünûnî, Hocası Şeyh Abdullah İle İlgili Şöyle Anlatır: “bir Defâ Harran’a Gitmek Üzere Niyetlenmiştim. Çünkü, Harran'da Ferâiz İlmini (mîrâs Taksîmi) Çok İyi Bilen Bir Âlimin Olduğunu Duymuştum. Yolculuğa Çıkacağım Gecenin Sabahında, Şeyh Abdullah Yünûnî'den Bir Mektup Geldi. Bana, Kudüs-i Şerîfe Gitmemi Emrediyordu. Bunu Okuyunca, Bende Bir Hoşnudsuzluk Hâsil Oldu. Bunun Üzerine Kur’ân-i Kerîmi Açtim. Bir De Ne Göreyim. Yâsîn-i Şerîfin Yirmi Birinci Âyet-i Kerîmesi Çikti: Burada Meâlen Şöyle Buyuruluyordu: “sizden Bir Ücret İstemeyen Kimselere Uyun Ki, Onlar Hidâyet Üzeredirler.” benim Durumum İle, Kur’ân-i Kerîmi Açinca Karşilaşti?im Âyet-i Kerîme Arasinda Güzel Bir Muvâfakat, Uyum Olmuştu. Bunun Üzerine Kudüs-i Şerîfe Do?ru Yola Çiktim. Oraya Varinca Da, Hayretimi Gerektiren Bir Hâdise İle Karşılaştım. Harran’a, Ferâiz İlmi Öğrenmek İçin Yanına Gitmek İstediğim Zât, Kudüs’te İdi. Burada Ondan Ferâiz İlmini İyice Öğrendiğim Kanâati Hâsıl Oluncaya Kadar, Bu İlmi Okudum.”

 

kaynaklar

1) Mu’cem-ül-müellifîn; C.8, S.282

2) El-bidâye Ven-nihâye; C.12, S.227, 229

3) El-a’lâm; C.5, S.322

4) Şezerât-üz-zeheb; C.5, S.294

5) Zeyl-i Tabakât-ı Hanâbile; C.2, S.269

6) Tezkiret-ül-huffâz; C.4, S.1439

7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.9, S.149

Yorumlar
Kod: 1XP4X