Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi
Züfer Bin Hüzeyl
  30 Mart 2018 Cuma , 23:36
Evliyalar, Alfabetik Evliyalar Listesi; ırak evliyaları, Basra evliyaları, Züfer Bin Hüzeyl

sekizinci Yüzyılda ırak’ta Yaşamış Olan Âlim Ve Evliyânın Büyüklerinden. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe Hazretlerinin Talebesidir. İsmi Züfer, Babasınınki Hüzeyl, Künyesi Ebû Hüzeyl'dir. İmâm-ı Züfer Diye Meşhûrdur. 728 (h.110) Senesinde Doğdu. 775 (h.158) Senesinde Basra’da Vefât Etti.

aslen İsfahanlı Olmasına Rağmen Basra’da Yaşayan Züfer Bin Hüzeyl, Orada İlim Tahsîl Etti. Önce Zamânının Âlimlerinden Hadîs İlmini Öğrendi. Sonra Kûfe’ye Gidip İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe Hazretlerinin Derslerine Devâm Etti. Ondan Fıkıh İlmini Tahsîl Ederek Zamânının Meşhûr Fakîhlerinden Oldu. İmâm-ı A’zam; “talebelerimin En Mükemmelidir.” Buyurarak, Onu Medhetti. İctihâd Derecesine Yükselip İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe Hazretlerinin Koyduğu Usûl Ve Kâidelere Göre İctihâdda Bulundu. Hanefî Mezhebinde Fukahânın İkinci Tabakasından Yâni Mezhepte Müctehidlerden Oldu. İlimdeki Yüksek Derecesi Yanında, Güzel Ahlâk Ve Fazîlette De Örnek İnsan Oldu. Ömrünü İlme Ve İbâdete Verip Dünyâya Ve Dünyâ Malına Hiç Meyletmedi.

imâm-ı Züfer, İlimde O Derece İyi Yetişmişti Ki, Kendisine Bir Suâl Sorulduğu Zaman, Geniş Cevap Verir, Anlaşılır Bir Şekilde Îzâh Ederdi. İsbâtı Gereken Meseleleri Kat'î Delillerle İsbât Ederdi. İmâm-ı A'zamın Usûlü Üzerine İctihâd Ederdi. Çok İbâdet Eden, Doğru Sözlü Ve İlimde Sağlam Bir Âlimdi. Evlendiğinde Hocası İmâm-ı A'zamı Düğününe Dâvet Etmişti. İmâm-ı A'zam, Düğün Sırasında Yaptığı Bir Konuşmasında; “züfer, Müslümanların İmâmlarındandır. Şeref, Haseb, Neseb Bakımından En Tanınmışlardandır.” Buyurmuştur.

imâm-ı Züfer Bir Defâsında Bir Mirâs Meselesi Sebebiyle Basra’ya Gitmişti. Basra Halkı Ondaki Üstün Hâlleri Görerek, Olgun Ve Müstesnâ Bir İnsan Oluşuna Hayran Kalmışlardı. Bu Sebeple Basra’da Kalmasını ısrârla İstediler. O Da Bu Arzu Üzerine Bir Müddet Basra’da Kaldı. Basra Kâdılığı Vazîfesini Yürüttü. İlmiyle Ve Üstün Hâlleriyle İnsanlara Çok Faydalı Oldu. Her Nerede Olursa Olsun Hiç Boş Konuşmazdı. Dâimâ İlmî Meseleler Üzerinde Söz Söyler, Hep Bu Hususta Konuşurdu. Bulunduğu Yerde Boş Konuşulmaya Başlansa Hemen O Meclisi Terkederdi.

bir Müddet Basra Kâdılığı Yaptı. Ömrü Boyunca İlim Öğretmek Ve Ders Vermekle Meşgûl Oldu. Meşhûr Âlimlerden Muhammed Bin Abdullah Ensâr, Halef Bin Eyyûb, Âsım Bin Yûsuf, Hilâl-er-rey Gibi Büyük Âlimler İmâm-ı Züfer’in Ders Halkasında Yetiştiler.

basra’daki Bâzı İlim Çevreleri İmâm-ı A'zam’ın Büyüklüğünü Anlayamamış Olmaları Sebebiyle Muhâlefet Göstermişlerdi. Bir Kısmı Da Hasedleri Sebebiyle Karşı Çıkmıştı. İmâm-ı Züfer Basra’ya Gidince İlim Erbâbı Onun Yanında Toplanıp, İlmî Münâzaralar Ve Müzâkereler Yapmaya Başladılar. İmâm-ı Züfer’in Meseleleri Ele Alış Tarzına, Yaptığı İzahlara Ve Getirdiği Delilleri İşiterek Hayran Kaldılar. Onun Anlattığı Şeyleri Ve Yaptığı İzahları Beğenip, Bunları Nereden Öğrendin Dediler. O Da Hocası İmâm-ı A'zamdan Öğrendiğini Söyledi. Bu Şekilde Kurulan Her İlim Meclisinde Yaptığı İzahlarla Basra’daki İlim Ehli Arasında Kendisine Ve Hocası İmâm-ı A'zam'a Karşı Bir Sevgi Uyandı. İmâm-ı A'zam'ın Büyüklüğünü Anlayıp, Düşmanlık Edenler Dost Oldu, Onu Sevmeye Ve Methetmeye, İstifâde Etmeye Başladılar.

o Asrın Âlimlerinden Biri Olan Müzenî’ye, Bir Zât, ırak’daki Fıkıh Âlimlerini Sormuştur. Ebû Hanîfe Hakkında Ne Dersin Deyince; “o, Fıkıh Âlimlerinin Efendisi Ve En Büyüğüdür.” Cevâbını Vermiştir. Ya Ebû Yûsuf Deyince; “hadîs-i Şerîfe En Çok Tâbi Olandır.” Ya Muhammed Bin Hasan Deyince; “fürû Meselelerini En İyi Açıklayandır.” Demiştir. Ya Züfer Deyince; “kıyasta En Keskin Olandır.” Demiştir.

hocası İmâm-ı A'zamın Vefâtından Sonra Sekiz Sene Gibi Kısa Bir Müddet Yaşamış Olup, Onun Mezhebini Yaymıştır. İmâm-ı Züfer Çok Az Meselede İmâm-ı A'zamdan Ayrı İctihatta Bulunmuştur. Hocası İmâm-ı A'zama, Hayâtında Ve Vefâtından Sonra Muhâlefet Etmemiştir. Hanefî Mezhebinde, Zarûret Hâlinde İmâm-ı Züfer’in İctihadı İle Amel Etmek Câizdir. İbn-i Abd-ül-berr, Şöyle Demiştir. “züfer Bin Hüzeyl, Yüksek Bir Akıl Ve İdrâke Sâhipti. Haramlardan Çok Sakınan, Verâ Sâhibi Ve Hadîs İlminde Sika, Güvenilir, Sağlam Bir Âlimdir.” O Evliyânın Büyüklerinden Dâvûd-i Tâî İle Arkadaş Olup Birbirlerini Çok Severlerdi. Dâvûd-i Tâî, İbâdetle, Zühd Ve Takvâ İle Yaşadı. İmâm-ı Züfer Ayrıca İlme Devâm Etti. Hem İlimde, Hem De İbâdette Çok Gayretli Bir Âlim Olup, Bunları Kendinde Toplamıştır.

imâm-ı Züfer Vefât Edeceği Zaman İmâm-ı Ebû Yûsuf Ve Başkaları Vasiyet Et Dediler. “şu Mal Hanımımındır. Şunlar Da, Kardeşimin Oğlunundur.” Dedi. Bu Sözlerine Şaşırdılar. Çünkü Kardeşi Varken, Kardeşinin Oğluna Bir Şey Düşmezdi. Vefâtından Sonra Kardeşi Onun Zevcesini Aldı. Bir Oğlu Oldu. Mallar Oğluna Kalınca, İmâm-ı Züfer’in Kerâmeti Belli Oldu.

 

kaynaklar

1) Vefeyâtü’l-a’yân; C.1, S.317, 318

2) Fevâid-ül-behiyye; S.75, 77

3) Tabakâtü’l-fukahâ (taşköprüzâde); S.18

4) Tabakâtü’s-seniyye; Varak 128b, 129a

5) Mîzânü’l-îtidâl; C.1, S.348

6) Lisânü’l-mîzân; C.2, S.476, 478

7) Tabakâtü’ş-şîrâzî; S.113

8) Mu’cemü’l-müellifîn; C.4, S.181

9) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) S.1169

10) Eshâb-ı Kirâm; (7. Baskı) S.424

11) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; C.2, S.271-273

Yorumlar
Kod: PMFTM