Sözlüğümüzde yer alan kelimeler Türk Dil Kurumu (https://sozluk.gov.tr) web sitesinden alıntıdır.
B Harfi İle Türkçe Kelimeler ve Anlamları B : Bor elementinin simgesi baba : Çocuğu olan erkek, peder baba adam : Yaşlı, ağırbaşlı, iyi yürekli, olgun adam baba boyunduruğu : Babaya demir halatı bağlamak veya demir halatın babadan çıkmasını önlemek amacıyla kullanılan güvenlik halatı baba bucağı : Baba ocağı baba diyarı : Soyun, kökenin bulunduğu yer baba dostu : Çok eski, hayırlı aile dostu baba hindi : İri ve iyi beslenmiş erkek hindi baba mirası : Babadan kalan değerli mal veya dost baba nasihati : Büyüklerin deneyimine dayanarak gençlere verdikleri öğüt
baba ocağı : Babadan, dededen kalma mülk veya bir kimsenin içinde doğup büyüdüğü, yaşadığı ev, toprak, yurt, babaevi, baba bucağı, baba yurdu baba sanlı : Babasının soyadını alan baba soylu : Baba soyluluğa ilişkin olan, baba soyluluğa dayanan baba soyluluk : Soyun, mirasın, sosyal statünün öncelikle veya sadece baba tarafından belirlendiği aile düzeni baba tarafı : Ailenin baba yönünden akrabaları baba tatlısı : Şambaba baba yadigârı : Babadan kalan, baba döneminde yapılmış, babanın hatırasını taşıyan baba yarısı : Amca baba yerli : Baba yerliliğe ilişkin olan, baba yerliliğe dayanan baba yerlilik : Yeni evli çiftin, erkeğin ailesinin yanında yaşamasına dayanan evlilik düzeni
baba yurdu : Baba ocağı babaanne : Babanın annesi babaannelik : Babaanne olma durumu babaca : Baba gibi, babaya yakışır babacan : Olgun, hoşgörülü, iyi kalpli, güvenilir (erkek) babacanca : Sevecen, cana yakın babacanlaşma : Babacanlaşmak durumu babacanlaşmak : Babacan duruma gelmek babacanlık : Babacan olma durumu, cana yakınlık babacı : Babacılık yanlısı olan, paternalist
babacık : Babalara sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz babacıl : Babasını çok seven, babasına çok düşkün olan babacılık : Devletin türlü sınıflar üzerinde babalık ederek bu sınıflar arasında denge kurmaya çalışması işlemi, paternalizm babaç : Erkek kümes hayvanlarının en iri ve yaşlı olanı babaçko : Güçlü, gösterişli, iri yarı (kadın) Babadağ : Denizli iline bağlı ilçelerden biri babadan kalma : Babanın miras olarak bıraktığı (mal, mülk, eşya) Babaeski : Kırklareli iline bağlı ilçelerden biri babaevi : Baba ocağı babafingo : Yelkenli gemilerde direklerin ve gabyanın üstünde bulunan en yüksek bölüm
Babai : Babailik tarikatından olan kimse Babailik : XIII. yüzyılda Baba İshak'ın kurduğu tarikat babaköş : Ayaksız olduğu için yılan sanılan, solucanla beslenen bir tür kertenkele (Anguis fragilis) babalanabilme : Babalanabilmek işi babalanabilmek : Babalanma ihtimali veya imkânı bulunmak babalanma : Babalanmak işi babalanmak : Babaları tutmak, öfkelenmek babalı : Babası olan babalık : Baba olma durumu babasız : Yetim
babasızlık : Yetimlik babayani : Gösterişi ve özentisi olmayan babayanilik : Babayani olma durumu babayiğit : Yürekli kimse babayiğitçe : Babayiğide yakışır bir biçimde babayiğitlik : Babayiğit olma durumu, babayiğitçe davranış Babıali : Osmanlı Devleti'nde İstanbul'da sadaret (Başbakanlık), dâhiliye ve hariciye nezaretleri (İçişleri ve Dışişleri bakanlıkları) ile Şûrayıdevlet (Danıştay) dairelerinin bulunduğu yapı Babi : Babilik yanlısı Babilik : XIX. yüzyılda, İran'da Ali Muhammed Bab'ın kurduğu dinî öğreti baca : Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol
baca dolgusu : Eski veya sönmüş bir yanardağ bacasının bulunduğu yerde, aşınma sonucu ortaya çıkmış sert kayaçlardan oluşan tepe baca fırıldağı : Bacanın tepesine yerleştirilen ve çıkmakta olan dumanın içeri dönmesini engellemek için rüzgâra göre yön değiştiren dirsekli boru baca kaşı : Bir şöminenin, ocağın üstündeki taş veya taştan raf baca kulağı : Ocağın iki yanında taştan yapılmış ufak raf baca külahı : Bacanın dumanı çekişini güçlendirmek amacıyla baca deliğinin üzerine yerleştirilen ve genellikle sacdan yapılan parça baca kürsüsü : Çatının üstünde kalan ve üzerine baca külahı oturtulan baca bölümü, baca tomurcuğu baca şapkası : Bacaya yağmur, kar veya rüzgâr girmemesi için baca külahının üzerine yerleştirilen kapak baca tomruğu : Bacanın damdan yukarı bölümü baca tomurcuğu : Baca kürsüsü bacabaşı : Ocağın üstündeki raf
bacak : Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü bacakkalemi : Kaval kemiği bacakkıran : Nemli bölgelerde yetişen yeşilimsi sarı çiçekli bir bitki (Narthecium) bacaklı : Bacağı olan bacaklı yazı : İri ve okunaklı yazı bacaklık : Özellikle hokey oyuncularının dizlerine taktıkları deriden yapılmış koruyucu bacaksız : Bacağı olmayan bacaksızlık : Bacaksız olma durumu bacanak : Eşleri kardeş olan erkeklerin birbirine göre durumu bacanaklık : Bacanak olma durumu
bacasız : Bacası olmayan bacasızlık : Bacasız olma durumu bacı : Kız kardeş bacılık : Bacı olma durumu baç : Osmanlı Devleti'nde gümrük vergisi baççı : Baç alan kimse baççılık : Baççının yaptığı iş bad : Rüzgâr badal : Merdiven badana : Duvarları boyamak için kullanılan sulandırılmış kireç veya boya
badanacı : Geçimini badana yapmakla kazanan kimse badanacılık : Badanacının yaptığı iş badanalama : Badanalamak işi badanalamak : Duvarları boyamak için sulandırılmış kireç veya plastik boya sürmek badanalanma : Badanalanmak işi badanalanmak : Badana yapılmak badanalatma : Badanalatmak işi badanalatmak : Badanalama işini yaptırmak badanalı : Badana edilmiş olan badanasız : Badana edilmemiş